Merhabalar,

Hayat bütün dünyada yavaş yavaş eski normale dönmeye çalışıyor. 

Karantina kuralları yumuşamaya, insanlar sokaklara dökülüp sosyalleşmeye, havalar ısındıkça kendilerini parklara, deniz kıyılarına atmaya, bir çoğu da uzun süredir hasret kaldığı sevdikleri ile bir araya gelip özlem gidermeye başladı. 

Daha sonra da önce açık pazarlar derken Haziran ayının ortasından itibaren tüm mağazalar, alış veriş merkezleri de açıldı. Ama tabi ki yeni normal şartları ile. Daha önce market ve gıda dükkanlarının önlerindeki sosyal mesafeli kuyruklar şimdi de diğer mağazaların önlerinde görülmeye başlandı. Yakında sanırım restaurantlar, barlar, publar da açılacak. 

Biliyorum hepimiz eski normal yaşamımıza dönmeyi çok istiyoruz, o günleri çok özledik ama hala virüsle olan savaşı kazanmış değiliz, hala bir ilaç ve de en önemlisi bir aşı bulunmadı, hala dünyanın her bir tarafında her gün bir sürü insan virüse yakalanıyor ve virüs nedeni ile hala hayatını kaybedenler var. 

MASKELİ UÇUŞ

Ben de bu kritik dönemde Türkiye’ye geldim. THY Londra seferlerine başlar başlamaz, biletimi alıp ailemin yanına geldim. Oldukça ilginç ve değişik bir yolculuktu. Sizlere bu yolculuktan bahsetmek istiyorum. 

Havaalanına uçuştan 3 saat kadar önce gidip, online check-in yapmama rağmen uzun bir bekleyiş sonunda valizimi teslim edebildim. Bu kuyruk çok uzun, kalabalık ve yavaş ama koskoca Heathrow havaalanı bomboştu. Bir çok mağaza, Restaurant ve de cafeler kapalıydı. Yanınızda yiyecek bir şeyler bulundurmanızda fayda var. 

Uçağa binerken hepimizin, artık iyice yaygınlaşan ateş ölçme aleti ile yalandan ateşlerimiz ölçüldü. 

Uçağımız ise genellikle uzun mesafelere giden o çok büyük uçaklardandı ve ona rağmen bir tane bile boş koltuk yoktu. Sosyal mesafe falan hak götüre. Ama içimi rahatlatan şeylerden bir tanesi herkesin maske takma zorunluluğu, diğeri ise uçaktaki özel havalandırma sistemiydi. Tedbir amaçlı olarak da yemek servisi yoktu. Sadece kese kağıdı içerisinde minik bir sandviç, kek, küçük bir şişe su ve meyve suyu verildi. İnerken de el bagajları kabine alınmadığı için her zaman yaşanan o hengame olmadı. Sadece koltuk sırasına göre uçaktan ayrılacağımız söylenmesine rağmen bir çok kişi bunu pek dikkate almayıp koridorları kısmen doldurdu ama yine de çok oyalanmadan uçağı terkettik. 

Ve Türkiye’ye de sadece uçuş esnasında doldurduğumuz korona virüs belirtileri olup olmadığını beyan edip, adres bildirimi yaptığımız formları verip, karantinaya tabi olmadan giriş yaptık. 

Ben yine de nolur nolmaz diyerek ailem ile bir müddet sosyal mesafemi korudum. 

Dediğim gibi risk hala devam ediyor. Tedbirleri hala elden bırakmamız gerekiyor. Maskelerimizi gerektiği yerlerde takalım, sosyal mesafemizi koruyalım ve hijyeni elden bırakmayalım.

Sağlıklı ve mutlu bir hafta diliyorum.