Osmanlı sultanlarından biri bir gün emir vererek İstanbul'un havası en temiz semtinin bulunmasını ister. Vezirlerinden biri her semte kanlı et bulunan direklerin asılmasını ve en geç bozulan etin olduğu direğin havası en temiz semt olacağını söyler. Sonucunda Kanlıca büyük bir farkla birinci olur ve Osmanlı sultanı bu semte Kanlıca ismini verir. Bu rivayet ne kadar doğru bilemiyorum ama Kanlıca benim Anadolu Yakası'ndaki en sevdiğim ve huzur bulduğum semt. 

"Bir geceye bin ömür verilir Kanlıca’da

İstanbul’un sırrına erilir Kanlıca’da

Mehtap oynar su ile 

Işıklar gelir dile

Geçmiş sevdalar bile

Dirilir Kanlıca’da"

Ne güzel dile getirmiş Kanlıcayı bu güzel şarkısında rahmetli Zeki Müren. 

Kanlıca, tarihi , çeşmeleri, rengarenk çiçekli yalıları, Arnavut kaldırımları, dik yokuşu, şahane boğaz manzarası ile İstanbul’un kalabalığından kaçanları her daim şımartmaya hazır. 1870 yılından beri hizmet veren tarihi İsmail Ağa kahvesinde pudra şekerli meşhur Kanlıca yoğurdu yerken semaverden tavşan kanı çayınızı yudumlarken hemen önünde bulunan tarihi iskeleye yanaşan vapurları izleyebilir, kafanızın ustunde uçuşan martıların çığlıkları sizi başka dünyalara götürebilir. 

Bilindiği gibi Kanlıca yoğurduyla ünlü hatta Kanlıca yoğurdu ile bütünleşmiş. Orijinali üzerine sadece pudra şekeri dökerek yenilen Kanlıca yoğurdu turistlerin daha çok ilgisini çekebilmek için reçel çeşitleri ve bal ile de sunuluyor. Ben aslına uyup pudra şekeri geleneğini bozmayanlardanım. 

Kanlıcaya kadar gelmişken Mihrabat Korusuna'da mutlaka çıkın. İstanbul boğazını tepeden gören bir mekanda yeşillikler içindeki muhteşem manzarasında çayınızı için hatta buraya sabah kahvaltısına gelin hatta bekarsanız düğünüzü burada yapın, ideal bir mekan.

Ayrıca İstanbul barosuna bağlı sosyal tesislerde çok kaliteli hizmet verip avukatlara yüzde 30 indirimli. Boğaz manzarası olmasa da yeşillikler içinde somonlu salatası ve çalan neşeli İspanyol müziği ile gerçekten güzel bir mekan.

Yolunuz bu bölgeye düşerse diye sonlandırmayacağım yazımı çünkü buraya gelmek biraz vakit alıyor ama hala Kanlıca’da yoğurt yemediyseniz bu tarihi keyiften geri kalmayın...

Haftaya görüşmek üzere.