Amsterdam denince akla peynir, yel değirmenleri, kanallar, bisikletliler, maruana satan kahve dükkanları, Red Light District geliyor değil mi? Şöhreti kendisinden büyük olan Avrupa’nın özellikle öğrenciler tarafından en çok seyahat edilen şehirlerinden biridir. Eğer ki şimdiye kadar hiç ziyaret etmediyseniz bir an önce biletlerinizi ayırın derim. Ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden biri. Özellikle bu küçük ama çok havalı şehirde yapılacak bir ton aktivite var.
KANAL GEZİSİ
Kanallar üzerinde kurulmuş bir şehirde yapılacak en önemli seylerden biri kanal gezisidir. Şehrin ruhunu anlamak için en güzel aktivite olmakla birlikte fotoğrafçılar içinde kanal etrafındaki barok tarzı mimari eserleri kare içine almak iyi bir fırsat olacak
MÜZE SEVER MİSİNİZ ?
Cevabınız evet ise en az bir gününüzü müzelere ayırmak gerekir tabii biletler önceden alınmak şartıyla. Van Gogh müzesi 200 ‘den fazla Van Gogh resmi, çizimleri ve mektupları ile dünyadaki en büyük koleksiyona sahip muzedir. Müze gezildikten sonra kendi kulağını kesen cesur ressama şapka çıkartılır .
Hollanda ulusal müzesi Rijksmuseum ise başka bir alternatif. Müzelerden çok hoşlanmayanlar için balmumu heykelleri arasında daha eğlenceli vakit geçiririm derseniz Madam Tussaud başka bir aksiyon
BİRA FABRİKASl DENEYİMİ
Dünyanın en meşhur biralarından Heineken eski fabrikasını bira severlere açmış. Biranın ilk kez mayalandığı dinamik Heineken dünyasını keşfedin ayrıca 2 bira ve bir küçük Heineken biletin ücretine dahil. Bira seven herkesin mutlaka görmesi gereken eğlenceli bir mekan.
ANNE FRANK'lN EVİ
Benim her gittiğim de gözyaşlarıma engel olamadığım sanırım Amsterdam'ın en ünlü evi. Anne Frank iki sene boyunca bu binanın çatısında ailesiyle yaşamış savaş sonuna doğru yakalanıp esir kamplarına götürülmüştür. Ölümünden sonra hayatta kalan tek kişi olan babası günlüğü kitap halinde bastırmıştır. Aradan yıllar geçmesine rağmen o hüzünlü havayı sizde solumak isterseniz mutlaka uğrayın
VONDEL PARK
Amsterdam’ın en büyük ve en popüler parkında güneşli bir havada güneşlenip kendinizi gerçek bir Amsterdamlı gibi. Ücretsiz konserlere katılın. Şehrin gürültüsünden uzak kafa dinleyin.
BEGİJNHOG
Amsterdam’ın en eski evinin bulunduğu 34 numaralı ev haricinde Orta Çağ dan kalma bir kilise barındıran Begijnhof'da eskiden rahibeler yaşamış. Geçmişi 14. Yüzyıla dayansa da 17. Ve 18 Yy. Gotik tarz etkisiyle yenilenmişlerdir.
NELER YİYELİM
Gouda: Amsterdam a kadar gelip peynir yemeden dönmek olmaz hatta hediye bile olabilirsiniz
Bitterballen: İçi patates ve et dolgulu minik köfteler
İçi yumuşak dışı kıtır olup hardallı leziz bir tad
Waffle: Galiba dünyada en güzel Waffle Amsterdam da yapılıyor. Karamelli dondurması her zaman tercihim
RED LİGHT DİSTRİCT VE COFFEE SHOPLAR
Galiba Amsterdam ile bütünleşmişler. Amsterdamda 200 e yakın coffee shop olup ben hiç birine girmediğim için bilgi veremeyeceğim. Sigara dumanı rahatsız ettiği için çok ilgi alanıma girmiyor. Red Light District ise mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri aman dikkat sakın fotoğraf çekmeye kalkmayin başınız belaya girebilir
Haftaya başka bir şehirde görüşmek üzere