Geçtiğimiz yıllarda Huffington Post gazetesi "Banksy'den daha yetenekli 10 kadın sokak sanatçısı" başlıklı bir yazı yayınlamıştı.

Guardian gazetesinin İngiliz kadın sokak sanatçısı Bambi'yi "dişi Banksy" olarak ilan etmesinin hemen ardından yayınlanan bu yazının meali aslında; "Durun bakalım! Sadece ünlü portresi yapan Bambi'den de, stencil yani şablon çalışan Banksy'den de çok daha yetenekliler var buyrun işte isimleri, demekti!

Bu yazıda neden cinsiyetçilik yaptıklarını anlamasamda, pozitif ayrımcılığa destek verip, yazıya konu olan hemcinslerimden bende sözetmek istiyorum sizlere. Gerçi listeye gözattığımda bazılarını sizlerle tanıştırmışım geçmiş yazılarımda. Örneğin

Faith47'nin ülkesi Güney Afrika ve bir çok ülkede kendi projesi olan Freedom Charter ile tanınmasından, eserlerinde kullandığı dilin

ülkesindeki ayrımcılığın ve sosyal adaletsizliğin düzeltilmesi ile ilgili bir manifesto olduğundan, kendisini sembolizm ile ifade etmesinden bahsetmişim.

Yine listede baş sırada yer alan güçlü, ülkesinin erkek egemen toplumunda tek başına direnen, kavgasını duvarlarda renklerle vermeyi tercih eden Afganistanın kadın grafiti sanatçısı Shamsia Hassani'den uzun uzun sözetmişim.

Londrayı çok sık ziyaret eden dantellerin kraliçesi Olek ve erotik kuş kafalı etine dolgun kadınların yaratıcısı Miss Van da Londra'da açtıkları sergilerle bu köşenin konusu olmuş zaman zaman...

Gelelim Huffington Post'un en başarılı ve yetenekli olduğunu düşündüğü isimlere;

Kashnik: Paris'de doğup büyüyen 32 yaşındaki sanatçı,kıllı şişman 4 gözlü erkek çizimleri ile tanınıyor. Gençliğinde Frida Kahlo'dan çok etkilenen sanatçının Londra dahil Avrupa'nın bir çok ülkesinde, Amerika'da ve Afrika'da eserleri mevcut.

Miss Van: Fransa'da doğup büyüyen ama Barcelona'da yaşayan sanatçının eserlerinde barok dönem etkileri var. Kadınları kuş maskeli femme-fatale yani baştan çıkarıcı ve tehlikeli resmeden Miss Van bugün açık artırmaların ve galerin en gözde isimlerinden biri.

Clare Rojas: San Fransisco'da yaşayan sanatçı bugün sokak sanatının abstrakt kraliçesi olarak tanınıyor. Soyut sanatı sokağa taşıyan ender sanatçılardan.

Lady Pink: Ekvator'da doğan New York'da büyüyen sanatçı hemcinsleri içinde en yaşlı olanı.1979 yılında tren boyayarak grafiti dünyası ile tanışan sanatçı ilk sergisini 21 yaşında açmış. Feminist söylemi ile tanınan sanatçının eserleri Brooklyn Müzesi kolleksiyonunda yer alıyor.

Maya Hayuk: Brooklyn'de doğup büyüyen ve halen orada yaşayan sanatçı

Psychedelic eserleri ile tanınıyor. Canlı ve renkli eserlerinde Ukrayna'lı büyükannesinin el emeği yaptığı işlerin etkisi görülüyor. Doğu bloğunun folklorik eserlerinin izlerini taşımayı seviyor Hayuk.

Olek: Polonya doğumlu New York'lu sanatçı ağaçları arabaları danteller ile sarmalamasıyla ünlü. Aslında karşısına ne çıkarsa dantellerine hapsediyor.

Halen Saatchi Gallery'de devam eden,geçtiğimiz yıllarda yazdığım XX: A Moment in Time sergisinde de kafatasını dantelle örmüştü!

Lady Aiko: Japonya'da doğan New York'da yaşayan sanatçı popart ve soyut sanatı grafiti ile birleştirmiş. Sanatında anavatanı Japonya'nın ve Japon sanatının etkileri hemen hissediliyor.

Faith47: Güney Afrikalı sanatçının çok büyük ölçekli eserleri bütün dünyada hayranlık uyandırıyor. Yazımın başında da belirttiğim gibi politik duruşunu ve kendi projelerini eserleri ile dillendiriyor.

Shamsia Hassan: İran'da doğup büyüyen Afgan sanatçı erkek egemen toplumda kadın hakları ile ilgili eserleri ile dünyanın dikkatini üzerine çekiyor. Henüz çok genç olmasına rağmen ülkesinde güzel sanatlar fakültesinde kürsüsü var.

Alice Mizrahi: New York'da yaşayan sanatçının kadınlardan oluşan çalışmalarında,onların duygularını sorunlarını anlatması çok beğeniliyor. Özel kolleksiyonların aranılan ismi.Ayrıca bir çok müze ve galerinin de kolleksiyonunda eserleri var.

Gönül isterdi ki bu listede Alice Pasquini, Pang, Amara Por Dios, Elle de olsun.

Bir çok yetenekli kadın sanatçıyı değişik etkinliklerle Londra'da izleyeceğiz önümüzdeki günlerde.

Ama ondan önce bu listede yer alan çoğu sanatçının eserlerini, internet üzerinden Bacardi UK'in sponsorluğunda Southwark Arcade'de 4 yıl önce yapılmış, "No Commission"

İsimli sergide izleyebilirler.

İnternet çağında olduğumuzu her serginin bir tık ötemizde olduğunu her fırsatta hatırlatıyorum zamanında sergiyi gezemeyenler için!

Haftaya görüşünceye kadar sanatla kalın!