Coronavirüs ile yatıp, coronavrüs ile kalkıyoruz. Tüm yurtta artan vaka sayıları endişelerimizi daha da artırıyor.

Şurası açıkça görüldü:

Maske, mesafa ve hijyen üçlüsü ile bu işte başarı elde etmek öyle kolay olmayacak. Yeni tedbirlere ve önlemlere ihtiyaç olduğunu da söylemeliyiz. Bugüne kadar alınan tedbirlere rağmen halen vaka sayılarında artış gözleniyorsa buraya bir nokta koymak gerekiyor.

Halen 3-5 ay önceki durumları ve vaka sayılarını yaşamaktayız. Demek ki bir yerlerde yanlışlar yapılıyor.

Doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarının da yorulma ve bıkkınlık noktasına geldiğini unutmayalım.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, vaka sayılarındaki artışa ilişkin, "Ankara'da vaka sayıları İstanbul'un 2 katı gibi görünse de İstanbul'a Anadolu'dan dönüşlerin başlamasıyla önümüzdeki birkaç hafta içerisinde vaka sayılarının artma ihtimali var" uyarısında bulundu.

Uzun zamandır Ankara’dan vak artışları ile ilgili çok değişik ve çelişkili haberler geliyor. Yapılan açıklamalara bakılacak olursa Ankara’da hastanelerde yer kalmamış. Bunlar birer iddia. Ancak, ilgililer bu iddiaları çürütecek tatmin edici açıklamaları mutlaka yapmalıdır.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da da vaka sayıları arttıkça endişeler de artıyor. Bu gidişle iyice içe kapanacağız.

İstanbul’da salgınla ilgili uyarı üzerine uyarı yapılıyor. Tatil dönüşleri ile birlikte vaka sayılarında artışların olabileceğine vurgu yapılıyor.

Hemen belirtelim:

Bodrum’da ikamet ediyoruz. Bulunduğumuz sitede genellikle İstanbul ve Ankara’dan gelenler var. Okulların da yüz yüze eğitim yapmaması nedeni ile gelenler dönmek istemiyor. Hatta bazıları kışı yazlık evlerinde geçirmek için hazırlık yaptıklarını da gözlemliyoruz.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz’ın endişelerine ve açıklamalarına birlikte göz atalım:

"Ankara şu anda salgının merkez üssü haline geldi. Üniversite hastanelerinin yöneticilerinin açıklamalarını duyuyoruz, 'yoğun bakımlarındaki kapasitenin yüzde yüze ulaştığı' konusunda... Bu tehlike sadece Ankara için geçerli değil. Diğer büyükşehirlerimiz için de var. Ankara'da vaka sayıları İstanbul'un 2 katı gibi görünse de İstanbul'a Anadolu'dan dönüşlerin başlamasıyla önümüzdeki birkaç hafta içerisinde vaka sayılarının artma ihtimali var. Bu ihtimalin önüne geçebilmekte yine bizim elimizde. Memleketlerinden ve tatil yörelerinden İstanbul'a dönen insanlar bir miktar daha kurallara uymaya devam edecek. Mümkün olduğunca evde kalacak. Sosyalleşme kısıtlanmadığı takdirde biz diğer illerimizde de aynı tehlikeyle karşı karşıyayız. Karantinada olması gereken 153 bin kişinin şehirlerarası seyahat etmek için başvuruda bulunduğunu biliyoruz. Kurallar varken de kurallara uyulmadığını görüyoruz. Cezası var. İnsanların buna da uymadığını görüyoruz. Birçok insanın hasta olmasına ya da yaşamını kaybetmesine sebep oluyorlar. Her birimiz birey olarak yapabileceğimiz üç basit tedbiri yapabilirsek zaten biz hiç hasta olmadan belki de bu süreci rahatlıkla atlatabileceğiz"

Özetleyelim:

Önümüz kış ve hastalıkların yoğunlaşacağı bir mevsime giriyoruz. Özellikle bağışıklık sistemleri zayıf olanların bu hastalığa yakalanma riskleri daha yoğun. Bu bakımdan nasıl ve ne şekilde önlem alınması gerekiyorsa cesurca bu adımların atılmasını kaçınılmaz görmekteyiz.

Bir de kafamıza takılan şu konuyu gündeme getirelim:

Bilim kurulu üyelerinden son günlerde farklı görüşler yansıtılıyor. Her biri başka konuşuyor. Ortak görüşlerinin olması ve tavsiye kararlarının da aynı doğrultuda yansıtılması gerekiyor.

Yarınlar çok geç olabilir.

Uyarılara hepimizin dikkat etmesi ve kurallara da uyması gerekiyor. Kurallara uyulmuyorsa sert önlemler gündeme gelsin.

Bunu yapacak olan bizi yönetenlerdir.

Konuyu sadece vatandaşlara yüklemekle bu işte sonuç alınmayacağı artık açık biçimde görülüyor.