Tuğçe SEZER ODABAŞI-Ataberk KURT/İSTANBUL,(DHA) - YATIRIM ve Finansta Türkiye Yüzyılı Zirvesi'ndeki özel oturumda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 'Cumhurbaşkanımız Rusya ve Ukrayna ile konuşabilen nadir liderlerden biri. Türkiye çok doğru bir politika belirledi, iki tarafla da kapılarını açık tuttu. Sayın Putin ile Türkmenistan'da Cumhurbaşkanımız bir görüşme yapacak. Bu görüşmeler son derece önemli. Sayın Zelenski ile de aynı şekilde görüşmeler devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye, her alanda olduğu gibi, dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi, küresel düzeyde olduğu gibi barıştan yana, diplomasiden yana, her tarafla diyalog içinde olan bir güç' dedi.

Albayrak Medya tarafından düzenlenen Yatırım ve Finansta Türkiye Yüzyılı Zirvesi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın katılımı ile gerçekleşti. Kamu, özel sektör ve finans dünyasının üst düzey temsilcilerinin bir araya geldiği zirvede ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Arda Ermut, Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ve Albayrak Medya Genel Müdürü Abdullah Hanönü de açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. İstanbul Valisi Davut Gül de zirveye katıldı. İstanbul Finans Merkezi Halkbank Salonu'nda gerçekleştirilen zirvenin moderatörlüğünü TVNET Genel Yayın Yönetmeni Serhat İbrahimoğlu ve Z Raporu Genel Yayın Yönetmeni Semra Karabaş yaptı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Özel Oturum'un ardından program son buldu.

'ESAS İKİ MUHATAP İŞVEREN VE İŞÇİ'

İstanbul - Mehmet Akif Ersoy'un savcılık ifadesi ortaya çıktı
İstanbul - Mehmet Akif Ersoy'un savcılık ifadesi ortaya çıktı
İçeriği Görüntüle

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 'Asgari ücret meselesinde, esas iki muhatap işveren ve işçi. Kamu burada biraz hakem gibi bir konumda diyelim. Esas iki muhatap var. Bir tarafta tabii ki haklı olarak emek tarafı daha fazla ücret almak istiyor. İşletmeler ise, istihdamı sürdürmek istiyor, rekabet gücünü korumak istiyor. Dolayısıyla orada bir denge noktası bulmak önemli. Orta noktayı bulmaktır önemli olan. Hem çalışan tarafını hem de işletmeleri.. Çünkü işletmeler de rekabetçi olacak, sürdürülebilir olacak, ayakta kalacaklar ki iş imkanı sağlasınlar. Bunu yapmazsanız, işletmeler kapanırsa o zaman çalışan kesimlere en büyük zararı vermiş oluruz. Dolayısıyla burada bu dengeler içinde bir rakam ortaya çıkacaktır diye inanıyorum' dedi.

'ASGARİ ÜCRETİ ÇOK YÜKSEK YAPTIĞIMIZ ZAMAN, BAZI HUSUSLARDA KAYIT DIŞINA KAYIŞ ARTIYOR'

Yılmaz, 'Ancak şunu da ifade etmem lazım. Bazen muhalefet diyor ki 'Herkes asgari ücreti almaya başladı, toplumun yarısına yakını asgari ücretli', bunun da pek böyle olmadığını söylemek durumundayım. 'Kayıt dışılık' dediğimiz bir şey var. Asgari ücreti çok yüksek yaptığımız zaman, bazı hususlarda kayıt dışına kayış artıyor açıkçası. Kayıt dışının iki türü var. Bir tam kayıt dışılık, bir de eksik kayıtlılık dediğimiz şey. Devlet asgari ücret üzerinden prim aldığı için bazı işletmeler diyelim çalışanlarına daha fazla ücret verseler de asgari ücretten gösterip oradan prim ödüyorlar. Buna eksik kayıtlılık diyoruz. Dolayısıyla bu rakamlara baktığınız zaman asgari ücretli çok fazla görünüyor ama gerçekten o kadar olmayabilir ki değil. İstanbul'da da her gittiğim yerde soruyorum, 'Ne kadar ücret veriyorsunuz, ne yapıyorsunuz' diye, fiili ücretle gösterilen ücret arasında farklar olduğunu biliyoruz' dedi.

'ASLOLAN BİR DENGENİN OLUŞMASI'

Yılmaz, 'Şunu söylemeye çalışıyorum. Burada aslolan bir dengenin oluşması, bir hakkaniyetin oluşması, sürdürülebilir bir seviyenin tayin edilmesi. Geriye kalanı zaten piyasa kendi içinde belirliyor. Tabii ki bu işletmelerin vereceği bir ücret. Ne denir? 'Ağanın eli de tutulmaz.' Asgari ücret yüz lira diye herkesin yüz lira vermesi gerekmiyor. Adı üzerinde asgari ücret, yani 'Bundan aşağı veremezsin' diyoruz. Yukarı verme imkanı işletmeler için sınırsız. İsteyen işletmesinin şartlarına göre ne kadar çok verirse bundan memnuniyet duyarız. Yeter ki işletmeler sürdürülebilir olsun. Sürdürülemezse o zaman da bir anlamı yok, hepimiz için kayıp' ifadelerini kullandı.

'DOĞRUDAN YATIRIMLAR YÜZDE 45,5 ARTMIŞ'

Doğrudan yatırımlardan da söz eden Yılmaz, 'Doğrudan yatırımları söylüyorum, yüzde 45,5 artmış. İlk 9 ayda, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla artış oldu. Bazıları çıkıyorlar, 'Türkiye'ye yatırımcı gelmiyor, güven yok, şu yok, bu yok.' Bir sürü laflar söylüyorlar. Bu rakamlar onları teyit etmiyor. Yüzde 45,5 bir artış var. 383 tane şu anda 'Türkiye'ye ben yatırım yapacağım' diyen proje söz konusu. Bunların toplam tutarı 14 milyar dolardan yüksek. Doğrudan yatırım strateji belgemizi yayınladık. Burada da stratejik hedefimiz şu. Dünya küresel doğrudan yatırımlarından şu anda yüzde 1 civarında pay alıyoruz. Bunu 1,5'e çıkarmak birinci stratejik hedefimiz. İkincisi de bu yatırımları daha nitelikli hale getirmek' dedi.

TÜRKİYE ÇOK DOĞRU BİR POLİTİKA BELİRLEDİ, İKİ TARAFLA DA KAPILARINI AÇIK TUTTU

Ukrayna ve Rusya arasındaki Türkiye'nin konumunu da değerlendiren Yılmaz, 'Ukrayna-Rusya ile ilgili şunu söyleyeyim. Daha dün akşam ben Gönüllüler Koalisyonu Liderler Zirvesi'ne Cumhurbaşkanımız adına katıldım. Burada Avrupa Birliği, 30'dan fazla ülke var biliyorsunuz. Kanada var, ayrıca Avrupa dışında Meksika, Japonya, Avustralya var. Başka kıtalardan da ülkeler var. Oralarda bu konuları tartışıyoruz. Türkiye'nin oradaki, Sayın Cumhurbaşkanımızın pozisyonunu çok daha net bir şekilde görüyorsunuz. Bakın, şu anda Rusya ve Ukrayna ile konuşabilen nadir liderlerden biri. Avrupa'da zaten yok. Bu saydığım Gönüllüler Koalisyonu'nun hiçbirinde yok. Trump yapabiliyor, bir de Sayın Cumhurbaşkanımız yapabiliyor. Bunun ne kadar kıymetli olduğunu o platformlarda ben bir kez daha görmüş oldum. Çok doğru bir politika belirledi Türkiye, iki tarafla da kapılarını açık tuttu. Biz bir taraftan Ukrayna'nın stratejik ortağıyız. NATO üyesiyiz, Avrupa Birliği'ne aday ülkeyiz. Ama bir taraftan da Rusya ile iyi komşuluk ilişkileri geliştiren bir ülkeyiz. Her tarafla da diyalog içindeyiz. Bu çok değerli bir şey gerçekten. Güvenilir bir aktör olmak, herkesle konuşabiliyor olmak, sözüne güven duyulan bir taraf olmak uluslararası ilişkilerde çok çok kıymetli' diye konuştu.

'CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN PUTIN VE SAYIN ZELENSKI İLE BİR GÖRÜŞME YAPACAK'

Yılmaz 'Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti şu anda böyle bir konumda. Bunun tahıl koridorundan esir değişimine etkilerini de gördük. Şu anki müzakerelerde de yine Türkiye önemli bir konumda. Sayın Putin ile Türkmenistan'da Cumhurbaşkanımız bir görüşme yapacak. Bu görüşmeler son derece önemli. Sayın Zelenski ile de aynı şekilde görüşmeler devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye, her alanda olduğu gibi, dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi, küresel düzeyde olduğu gibi barıştan yana, diplomasiden yana, her tarafla diyalog içinde olan bir güç' ifadelerini kullandı.

'HERKES BİR NOKTAYA GELDİ, BİTSİN İSTENİYOR'

Yılmaz son olarak, 'Maalesef bölgemizde şunu görüyoruz. İstikrar istemeyen, barış istemeyen, çatışmalarla sorun çözmeye çalışan güçler var bir tarafta, bir tarafta da Türkiye gibi diplomasi ile yürüyen, istikrar isteyen, barış isteyen güçler var. Biz bu doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz. Artık herkes bir noktaya geldi, gerçekten bitsin isteniyor. Milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. Yüz binlerce insan Ukrayna'da, Rusya'da hayatını kaybetti. Muazzam bir yıkım söz konusu. İnşallah bunlar biter ve bölgemizde, Suriye'de olduğu gibi, Ukrayna'da da yeniden yapılanma, yeniden inşa çalışmaları başlar' dedi.

Kaynak: DHA