ANKARA (AA) - İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, Gazze'ye saldırılarını sürdüren İsrail'e Avrupa Birliği (AB) pazarında birçok imtiyaz tanıyan ticari anlaşmanın, insan hakları ve demokratik ilkelere ilişkin yükümlülüklerin ihlal edilip edilmediğinin tespiti için "acilen gözden geçirilmesini" talep etti.

İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Sanchez ve Varadkar, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e gönderdikleri mektupta, Gazze'de kötüleşen insani durumdan "derin endişe" duyduklarını ifade ederek AB-İsrail Ortaklık Anlaşması'nda öngörülen insan hakları ve demokratik ilkelere ilişkin yükümlülüklerin İsrail tarafından ihlalinin tespit edilmesi halinde AB'nin "uygun tedbirleri alması" gerektiğini vurguladı.

Liderlerin, tamamı Irishtimes'ta yayımlanan mektubuna göre İspanya ve İrlanda, AB Komisyonundan, Refah bölgesine saldırı planının beraberinde getirdiği "daha büyük bir insani felaket riski" ve 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye süren saldırıları göz önüne alındığında İsrail'in, anlaşmanın yükümlülüklerine uyup uymadığının "acilen gözden geçirilmesini" istedi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında yaklaşık 28 bin Filistinlinin hayatını kaybettiği, 67 binden fazlasının yaralandığı ve 1,9 milyon insanın yerinden edildiğini hatırlatan liderler, bölgede "evlerin tamamen yıkıldığını ve hastaneler de dahil olmak üzere hayati önem taşıyan sivil altyapının büyük zarar gördüğünü" belirtti.

- UAD'nin İsrail'e karşı ihtiyati tedbir kararı aldığı hatırlatıldı

Liderler, İsrail'in "kendini savunma hakkının ayrımcılık, orantılılık ve tedbir ilkelerine uygun olması gerektiğini" bildirerek "Daha da önemlisi, uluslararası insancıl hukuk, çatışmalarda tüm taraflara sivillerin korunmasını sağlama konusunda açık bir yükümlülük getirmektedir." ifadelerini kullandı.

Hamas'ın saldırılarının Gazze'deki sivil halka yönelik uluslararası insancıl hukuk ihlallerini haklı çıkarmayacağını vurgulayan liderler, UAD'nin soykırımla yargılanan İsrail'e karşı ihtiyati tedbir kararları aldığını hatırlattı.

İki lider, Gazze'de "acilen insani ateşkes" çağrısı yaparak İsrail'in hakkında iddialarda bulunduğu Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) bölgedeki insanlar için "hayati önem" taşıyan faaliyetlerinin sürmesine izin verilmesi ve AB'nin UNRWA'ya desteğin sürmesi gerektiğini kaydetti.

Kalıcı barış sağlanması için "iki devletli çözüme" işaret eden liderler, "AB, 26 Ekim 2023'te AB Konseyi tarafından kararlaştırıldığı üzere uluslararası barış konferansı dahil olmak üzere taraflar ve uluslararası toplumla eş güdüm içerisinde bunu gerçeğe dönüştürmek için harekete geçme sorumluluğuna sahiptir." ifadelerini kullandı.

- AB, mektubu değerlendirmeye alacak

AB Komisyonu sözcülerinden Ariana Podesta, basın toplantısında, Sanchez ve Varadkar'ın mektubunun kendilerine ulaştığını ve değerlendirmeye alınacağını söyledi.

Bir diğer sözcü Nabila Massrali de AB'nin her zaman "İsrail ve tüm tarafları uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırdığını ve uluslararası hukukun ihlal edilmesine karşı da hesap verebilirlik ilkesini savunduğunu" hatırlattı.

AB'nin sivillerin korunmasına önem verdiğini savunan Massrali, AB'nin İsrail makamlarıyla temaslarında bu mesajları iletmeye devam ettiğini aktardı.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, daha önce X'te yaptığı paylaşımda, AB ve İsrail arasındaki ticari anlaşmanın 2'nci maddesinin "insan haklarına saygıyı" şart koştuğuna dikkati çekerek "UAD'nin soykırım riskini tanıması, AB'nin anlaşmayı askıya almasını zorunlu kılmaktadır." mesajını paylaşmıştı.

- AB-İsrail Ortaklık Anlaşması

Haziran 2000’de yürürlüğe giren AB-İsrail Ortaklık Anlaşması, İsrail'e AB pazarında birçok imtiyaz tanıyor.

AB-İsrail arasındaki ticaret hacmi 2022'de 46,8 milyar avro düzeyine ulaştı ve AB, İsrail'in en büyük ticaret ortağı haline geldi.

Kerkük'te Irak Türkmen Cephesi'nin 29'uncu kuruluş yıl dönümü kutlandı Kerkük'te Irak Türkmen Cephesi'nin 29'uncu kuruluş yıl dönümü kutlandı

İspanyol ve İrlandalı liderin de atıfta bulunduğu anlaşmanın ikinci maddesi İsrail'in insan hakları ve demokratik ilkelere saygı duymasını gerektiriyor.