Nedense geçmişimizi kötülemek hastalığı artarak devam ediyor. Bundan günlük çıkar umanlar yarınıda düşünmek zorundalar. Bu gün geçmişini inkar edenlerin yarın nasıl anılacaklarınıda hesap edemez durumdalar. Bugün bana yarı ise muhakkak sana. O kurtuluş savaşı yıllarında ve o günlerin şartlarında nelerin başarıldığını görmemek kör olmak demektir. İnsanlar geçmişini inkar etmemeli. Yarın kendileride inkar edileceklerinide hesap etmelidirler. Unutulmaması açısından bazı olayları dile getirmek istiyorum.

İsmet İnönü harp Akademisini birincilikle bitirdi.

Hareket ordusunun karargah subayı idi. Çanakkalede, Balkan savaşında Doğu cephesinde, Filistin cephesinde vuruştu, çarpıştı. Batı cephesi komutanı oldu.

Sakarya savaşında ve Büyük Taarruzda vuruştu.

İsmet İnönü iki kere gazi oldu.

İstiklal madalyası vardır.

İsmet İnönü kuvayı milliyeciydi.

Hakkında idam fermanı çıkarıldı.

Şeyhülüslam efendi dedikleri hain tarafından katli vacip ilan edildi.

İsmet İnönü Atatürkün fikri temelini attığı Köy Enstitülerini kurdu.

Bu da en aydınlık eğitim kurumuydu.

İsmet İnönü harika çocuklar yasası çıkardı.

Bu yasa ile onlarca bilim, ilim insanı yetişti.

İsmet İnönü Tübitak'ın temellerini attı.

İnönü döneminde Hatay Devleti vilayet olarak Türkiye'ye katıldı.

İsmet İnönü son zamanlarda birilerinin beğenmediği Lozan antlaşmasını imzaladı.

Lozan'da Türkiye, Suriye sınırını çizdi.

Lozan atlaşmasıyla adaları vermediği gibi Bozcaadayı, Gökçe adayı aldı.

İsmet İnönü eğitime doymazdı.

Cumhurbaşkanı olduktan sonra bile profesörlerden fizik dersleri aldı.

Sekiz binden fazla kitabı vardı kitaplığında.

Fransızca ve İngilizce biliyordu.

İsmet  İnönü namaz kılardı.

Çankaya Merkez camisini yaptırdı.

Yatağının başucunda Allah'ın dediği olur yazılıydı.

Din istismarı yapılmaması için bunların hiç duyulmasını istemezdi.

İsmet İnönü Lozan antlaşmasını görüşmek için Lozan'a giderken ilk defa bir çift iskarpin ayakkabı giyer.

Çevresindekilere oh ne kadar rahatmış der. Çünkü o güne kadar askeri postallardan başka birşey giymemeişti rayağına..

Öyleki İsmet İnönü evindeki tamiratın parasını bile kendisi öderdi.

Sıvacıya, su tesisatçısına çalışanlara kendi maaşından ödediğ parayı kuruşu kuruşuna not edredi.

İşte bu nedenle geçmişimizi konuşurken gerçekleri de görmemiz gerekiyor.

Üçgün sefa süreceğim diye her tarafı yıkıp viran etmenin bir anlamı yoktur.

Tamam kendimizi göklere çıkarırken geçmişimizin temellerini atanlara, bu ülkenin kurulmasında emeği geçenlere  de  çamur atmayalım.

Onlarında yaptıklarını unutmayalım.

Hepinize sağlık ve başarılar dilerim.