Bazı kutsallarımız vardır. Bunlar tartışma götürmez. Bunların başındada dinimiz kitabımız gelir. Ne yazıkki son yıllarda herkes dinimiz direğimiz hakkında olmadık şeyler söylemeye başladılar. Hemde benim söylediğim doğru diyerek diğerlerini dinden çıkanlar olarak görmeye başladılar. Bilir bilmez arapça farsça kuranımızı okuduğunu sananlar ne okuduklarını anlmada. dinlenmeden kendilerini dini konularda bilgili sanaraak afra tafralar atmya başladılar. Sadece arapça aslında farsça öğrenerek dinimiz hakkında bilgi sahibi olduklarını sanıyorlar. Bir imam hergün camide arapça kuran okuyordu. Birgün ona Türkçesinide söylesende herkes anlasa dedim. Ben sadece arapçasını biliyorum. Türkçeye çeviremiyorum dedi. Bu kişi nasıl imam olmuşta halka dinimi anlatıyor anlamış değilim Bu da dinimizin, kitabımızın söyledikleri emirlerin ne olduğunu dahi bilmeden ezbere okuyanların ahkam kesmelerinden ileri geliyor. 

Namaz İmaazam Ebu Hanih apdest, Peygamber, Müslüman, Huda, rabbena, Sahabe, Mevla, Molla, derviş, dergah Ney, Tesbih, Kaftan, Niyaz, Muska, Kalender, Hurma, Mevlüt, Hattat, Şadırvan Destan bunların hepsi farsca. Arapça değil. Bunları arapça olarak bilip, savunanların amacı, Türkçe adı geçince sert tepki gösterememerinin sebebi İslam ile Türk dili yanyana gelsin istemiyorlar.

Örneğin ibranice rab derseniz karşı çıkmazlar. Ama Türkçe tanrı derseniz ortalığı yıkarlar. Örneğin ezan dünyanın her yerinde aynı okunur diyorlar. Bilseler dünyanın yarısı ezanı başka, yarısı başka ezan okur. İlk ezanın Abdullah İbni Zeyd Hz muhammedin yanına sabah gelerek rüyasında gördüğü ezanın anlatması ve kıbleye dönerek ilk ezanı okumasıyla uygulanmaya konmuştur.

Osmanlıda ilk Türkçe ezan tartışmaları 1839-1878 11.Abdulhamit döneminde Beyazıt Camii ve Ayasofyada kürsülerden halka türkçe hutbeler okundu. Gazetelerde namaz surelerinin Türkçeleştirilmesini, Türkçe namaz kılınması tartışıldı. İmamı azam Ebu Hanifenin her milletin kuranı kendi diline tercüme ederek ibadet edilebileceği fetfasını verdi. Bu tarihi gerçeklerin bu gün tartışılması, konuşulması kabalıkla-hoyratlıkla bastırılıyor. Çünkü kimileri özde değil şekille uğraşıp Allah’a din öğretme peşinde. Allah doğrudan ayırmasın. Sağlıklar dilerim.