İran'da 18 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini muhafazakar aday Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi'nin kazanmasına kesin gözüyle bakılırken, halkın seçim sonrası için umutlu bir beklenti içinde olmadığı görülüyor.Yeni Cumhurbaşkanını seçmek için cuma günü sandık başına gidecek olan İranlılar, son güne kadar çekilen olmazsa Anayasayı Koruyucular Konseyinden (AKK) onay alan 7 adaydan birine oy verecek.İçişleri Bakanlığı Seçim Merkezinin verilerine göre toplam 59 milyon 310 bin 307 kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede, kamuoyu yoklamaları seçimlere katılımın düşük olacağını gösteriyor. İranlı Öğrenciler Kamuoyu Yoklama Merkezi Anket Ajansının (ISPA) yaptığı son kamuoyu yoklamasında, sandığa gideceğini belirtenlerin oranı yüzde 38'de kaldı. Bunun 1979'dan bu yana seçimlere katılım noktasındaki en düşük seviye olduğu belirtiliyor. - İran halkının seçimlere ilgisi düşük Reformist siyasetçiler, ev hapsinde tutulan muhalif lider ve eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi ve eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad seçimleri boykot edeceklerini açıkladı. Bu arada eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin kızı ve eski milletvekili Faize Haşimi, eski diplomat Mansur Ferheng ve gazeteci Ali Kelai gibi 87 siyasi ve sivil aktivist de seçimleri boykot çağrısı yaptı. Öte yandan ülke lideri Ali Hamaney'in danışmanı ve eski Meclis Başkanı Ali Laricani de adaylığının veto edilmesine karşı sessizliğini bozarak AKK'nin ret gerekçesini kamuoyuna ilan etmesini istedi. Hem reformist hem de muhafazakar kanattan seçimlerin boykot edilmesiyle ilgili çağrılar yapılırken halkın sandıklara ilgisinin de düşük olduğu görülüyor. AA Tahran ekibi başkentte ticaretin can damarlarından biri olan Tahran Büyük Pazar'da cuma günü yapılacak seçimlerle ilgili halka mikrofon uzattı. - "Seçime katılan adaylardan hiçbirini tanımıyorum" Tahran'da Büyük Pazar'da serbest çalışan Resul Cihanbin, şimdiye kadar birçok seçimde oy kullandığını ancak bu sefer sandığa gitmeyeceğini belirterek, "Seçime katılan adaylardan hiçbirini tanımıyorum. O nedenle sandığa gitmeyeceğim. Adayların vaatlerini ve beyanatlarını da dinlemedim, televizyonda yaptıkları tartışmaları da takip etmedim. Genel olarak verilen vaatler ile seçimden sonraki icraat çok farklı oluyor." ifadelerini kullandı. Seçimlere katılımın özellikle geçim sorunları nedeniyle önceki seçimlere kıyasla düşük kalacağını düşünen Cihanbin, şöyle konuştu: "Yapılan propagandalar ve verilen vaatler şahsen benim üzerimde etkili olmadı ve düşüncem değişmedi. Adayların toplumsal ve ekonomik sorunlarla ilgili nasıl programlara sahip olduklarını da merak etmedim. Gördüğüm kadarıyla adaylar halkın görüşlerini değiştirmeyi başaramadı." - "Adayların verdiği vaatlerin hiçbiri asla kararımı etkilemedi" İranlı ev hanımı Ferda Nikunam da yaşanan ekonomik krizden şikayet ederek, "Ben kesinlikle oy kullanmayacağım. Kaç defa verdik, ne değişti? Adayların verdiği vaatlerin hiçbiri asla kararımı etkilemedi. Son 4 yılda her şey daha da kötüye gitti. Zenginler daha da zengin oldu." dedi. Seçimlere katılımın yüksek olmayacağını ve çevresindeki pek çok kişinin seçimleri boykot etmeyi düşündüğünü aktaran Nikunam, "Şah zamanında bir kalemin fiyatı yıllarca aynı kalırdı. Şimdi tüm ürünlerin fiyatı her sabah değişiyor. Halk çaresiz, sorunlarını kime anlatsın?" eleştirisinde bulundu. - "7 adaydan hiçbiri oy verilecek liyakatte değil" Murtaza Alizade ise adayların daha önce muhtelif devlet kurumlarında görev aldığını ancak gözle görülür bir başarılarının olmadığını savunarak, "Mevcut 7 adaydan hiçbiri oy verilecek liyakatte değil. Adayların hiçbiri Cumhurbaşkanlığına uygun değil. Cumhurbaşkanı olacak kişi cesur olmalı. Cumhurbaşkanı cesur olmazsa hakikatleri dile getiremez ve yolsuzlukla mücadele edemez." görüşlerini paylaştı. Raziye Hüseyinzade de duygularını şöyle dile getirdi: "Fakirleri daha fakirleştirmeyecek, servet sahiplerini de daha güçlendirmeyecek kişiler seçilmeli. Şu ana kadar hepsine oy verdik hiçbir şey olmadı. Su ve elektrik diyorlardı şimdi o da yok. Adaylar her şeyi düzelteceğiz diyor fakat artık söylenenlere kulak asmıyoruz." Öğretmen Zehra Haşimpur da gelir adaletsizliğiyle ilgili eleştiride bulunarak, "Seçilecek kişi halkın sorunlarını çözmeli. Özellikle düşük gelirli halk büyük sıkıntısı yaşıyor. Düşük gelirliler ile yüksek gelirliler arasındaki mesafenin kapatılmasını temenni ediyoruz." diye konuştu.