İnsan olan ben kimim? Kendimi yetiştiriyor muyum? Çevreme, insanlara dünyaya yararlımıyım diye kendisine sorması gerekir. Öyle bilir bilmez her konuda ahkam kesmeye kalkmaz.Hatalarını, yanlışlarını bilerek kendisini düzeltmeye çalışır. Bu da aldığı doğru eğitimle olur. Yaptığı eleştirileri önce kendisine sorarak sorgulayarak hareket etmeyide benimsemelidir. Oysa demokrasinin, adlaletin hukukukun gereklerini yerine getirmekte savsaklayanlar. Kendilerine verilen geçici yetkilerle astığı astık kestiği kestik diyerek yasaları, kuralları kötüye kullanmaktan geri kalmıyorlar.

Halk ise kendisini yönetenleri denetleyip karar verme yetkilerini ancak seçimden seçime kullanmaya çalışıyorlar. Ama dayatmalarla aldatmalarla onları kendi çıkarları için kullanan yöneticilerinin yalan, yanlış karalarına uymak zorunda kalıyorlar.

Bizim bildiğimiz, öğrendiğmiz hiçbir vatandaşın diğer vatandaşlardan üstün bir tarafları olmadığının bilincine varan idarecilerimizn olması gerekir.

Sormadan değerlendirip gerçeklere varmadan ve incelemeden demokrasi korunamaz, geliştirilip güçlendirilemez.

Vatandaşlık sorumluluğu diye bir kavram vardır.

Bu sorumluluk başta Ülkelerin doğal varlıkları, tarihsel değerleri, o ülkede yaşayan yurttaşları güven ve düzen sağlayıcı kuralları,yasal kurumları, kazanımları bakımından sahip çıkılması gereken normlarıdır.

Yani çağdaş insan olmak diyoruz ya... 

İşte o konumları benimsemeden olmuyor çağdaş insan olmak.İnsanlık duygularını yaralayacak tutum ve davranışlar, mesleklerin saygınlığınıda düşünerek hareket eden insanlara gereksinimiz dünden daha çok ihtiyaç duyduğumuz kavramlardır. Ne zaman ki iyi kullanmadığımız hak ve özgürlükler sahipleriyle birlikte yok olmaya mahkumdur.

Toplumsal aydınlıkları karanlığa dönüştürenlerin kendilerine sormadıkları sorularıda kendilerine sormak gerekiyor.

İnsanlarımızı onlar dünyaya getirmiş, yaşamalarını onla sağlıyor,varlıklarını sürdürmelerini onlar veriyormuş gibi davranarak kendilerini bilmez kimileri buyruklarla, kuralallarla oynayarak ortamı karartıyorlar. Böyle olunca da ülkede insanlarımız arasında huzursuzluk, kararsızlık, ikircikler artarak devam ediyor.

Ülkemizin batısında insanlık dramı yaşanıyor.

Çocuklar öldürülüyor.

İnsanlar katlediliyor.

Suda bğuluyor. 

Kendilerini uygar sanan ya da öyla addeden batılıların sesi soluğu duyulmuyor.

Uygarlık dedikleri bu olmasa geerek.

Herşeyin başı çıkarlar olmuş .

Yazık insanım diyenlere.

Hepinize huzur ve sağlıklar dilerim.