Dünyada neredeyse bütün ülkeler Corona ile Rus ruleti oynamaya karar vermiş gibi görünüyor. Corona’nın meşhur R bulaşma katsayısı 3’ten 1’e gerileyince, hükümetler de kapıları açmaya ve kontrolü elden bırakmaya karar verdi.

BUGÜN : CORONA HIZ KESMİYOR

Corona, hükümetlerin açıklamalarını doğru kabul ettiğimiz takdirde, bugüne kadar dünya üzerinde 6 milyona yakın kişiyi enfekte etti. Bu vakaların %9’u ise ölüm ile sonuçlandı. Dünyanın toplam kaybı 500 bin kişiyi buldu.

ABD, Hindistan, Rusya Meksika ve Brezilya yeni vaka sayılarında ilk beş sırada yer alıyor ve bu ülkelerde Corona’nın, dünyayı şok ettiği Mart ayında olduğu gibi, aynı hızla yayıldığına şahit oluyoruz. Tedbirleri biraz gevşeten ya da bu tedbirleri hiç almamış olan ülkeler büyük bir bedel ödüyor. Tabi bu ülkelerin ölen insanları önemsediğini varsayıyoruz!

Diğer yandan, Warwick Üniversitesi'nden Dr. Mike Tildesley ise İngiltere’de henüz nüfusun sadece yüzde 5’inin enfekte olduğunu tahmin ettiklerini belirtiyor. İngiltere nüfusunun yaklaşık 68 milyon olduğunu düşünürsek, yine hükümetin açıklamalarına göre, Corona 3,5 milyon kişinin yüzde 1,2’sinin ölümüne neden olmuş durumda. Aynı İngiltere 4 Temmuz’dan itibaren bütün pub, kafe, restoran, müze, kütüphane, tema parkları, sinema ve otelleri açma kararı almış durumda. Eğer Corona aynı hızla devam ederse, İngiltere’de 2 milyon insanın hayatı risk altında demektir.

Buna inanmak için ise çok geçerli nedenlerimiz olduğunu görmek lazım. Örneğin, geçen hafta sonu Belçika’da 500 kişinin bir araya geldiği sokak eğlencesinden sadece beş gün sonra etkinliğe katılan 74 kişide Corona pozitif tespit edildi.

DÜN : PEKİ YA AŞIYA NE OLDU?

İşte bu tam bir muamma. Aşı ile ilgili çalışmalar dünya genelinde yüzlerce araştırma laboratuvarı tarafından sürdürülüyor. Bunlar arasında en iddialılarından birisi Gavi denilen aşı birliği ve bu birliğin oluşturduğu ortak araştırma yapısı. Gavi’nin Gates Vakfı tarafından desteklendiğini daha önce açıklamıştık. Gavi, aralarında ABD, İngiltere, Türkiye’nin olmadığı, çoğunluğu az gelişmiş 76 ülkenin oluşturduğu bir birlik. Gavi bir yandan aşı geliştirmeye çalışırken, diğer yandan da bünyesinde olmayan ilaç şirketleri ile de ön satınalma koşulları ile anlaşmalar yapıyor. Bu anlaşmaların en ünlüsü ise Oxford’un aşı programını sahiplenen AstraZeneca ile yapılan 750 milyon dolarlık anlaşma.

Ancak AstraZeneca’nın bir önemli müşterisi daha var, ABD. ABD tahmin edeceğiniz üzere AstraZeneca ile daha iyi bir fiyata anlaşıyor. Yani aşı bulunursa tamamını ABD’nin alma ihtimali var. AstraZeneca gibi diğer ilaç tekelleri her ne kadar Corona’dan para kazanmayı hedeflemediklerini dile getirseler de, bu yüzlerce milyar dolarlık pazardan da gözlerini alamıyorlar. Bu arada bu şirketlerin dünyada birçok hastalığa karşı aşı tekelini de ellerinde tuttuklarını ve bundan büyük bir kar elde ettiklerini unutmamalıyız.

Dolayısı ile aşı bulunduktan sonra bir başka sorun daha başlıyor. Zengin ülkelerin daha bugünden ön anlaşmalar ile satınalımını yaptıkları aşı acaba diğer ülkelere ne zaman verilecek? Aşı şirketleri az gelişmiş ülkeler için mutlaka belirli bir kontenjan ayıracaklarını dile getirirken bu taahhüt edilen sayının ise 300 milyon doz civarında olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Ayrıca bu şirketlerin bir kuralı daha var; yardım isteyen ülkenin bu yardıma ihtiyacı olduğunu ispat etmesi gerekiyor. Yani paralı bir ülke olduğunuza karar verilirse, aşıyı ancak ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerin verdiği fiyattan almak zorundasınız.

Gelişmeye Türkiye’nin penceresinden bakarsak; Türkiye 76 ülkenin dahil olduğu Gavi’de yer almazken, G20 ülkesi olarak da bulunan aşıya oldukça yüksek bir fiyattan sahip olabilecek gibi görünüyor. Bu nedenle bu aşı yarışında Türkiye için en iyi senaryo kendi aşısını bulması olacaktır. Umalım ki Türkiye’nin bu konudaki çabaları karşılığını verir.

YARIN : SİZ RUS RULETİ OYNAMAYIN

Corona’nın bulaşma katsayısının 3’ten 1’e gerilemesi virüsten değil, virüse karşı alınan önlemlerden kaynaklanıyor. Bunun altını önemle çizmek gerekiyor. Nottingham Üniversitesi’nden virolojist Prof. Jonathan Ball hemen her virüsün – yaşamına devam edebilmek için – zaman içinde zayıflayacağını söylemekle birlikte, Corona’da henüz böyle bir mutasyonun gözlenmediğinin altını çiziyor. Corona, küresel ölçekte, bulaştığı insanların %10’unu öldürmeye devam ediyor.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Corona için henüz etkin bir aşı veya daha da önemlisi ilaç bulunabilmiş değil. Bugün geliştirilmeye çalışılan aşıların sadece on tanesi insanlar üzerinde deneniyor. Tekrar altını çizmeliyiz ki bu testler aşı için yapılıyor, ilaç için değil. Dolayısı ile Corona bulaştığı halde, bulunacak bir aşının size hiçbir faydası yok.

Bireysel olarak alınabilecek önlemlerin neler olduğunu herkes biliyor, burada yeniden yazmaya gerek yok. Ancak bu önlemlerden vazgeçmek veya bunları önemsememek üzerine bir tek cümle söylemekte yarar var. Önlem almadığınız halde, hiç görmeyeceğiniz bir rakip ile Rus ruleti oynuyor olacaksınız. Bu görünmez rakibin de, sizden üstün olduğunu unutmayın lütfen. Hepinize önlemi elden bırakmadığınız sağlıklı günler dilerim.