Birleşik Krallık’ta yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vatandaşları, ülkelerine yaptıkları uçuşlarda mutlaka eziyete uğruyor. Herkes uçak yolculuklarında rahatça doğrudan memleketlerine giderken KKTC vatandaşları dur, kalk, in, bin, bekle, tekrar uç gibi bitmez eziyet yaşıyor.

Geçen şubat ayında yazmıştım. Bu hafta tekrar yazma gereği duydum. 2017 yılında Londra’da yaşayan Kıbrıslı Türk toplumu büyük etkinlikler yaptı. 30 bin Kıbrıslı Türk ilk defa Londra’da festivalde bir araya geldi. Büyük bir güç. Bir 30 bin kadarı da gelemedi veya yarısı festival kapısından geri döndü.

Ne güzel….

İngiltere’de yüz yıldır bulunan Kıbrıslı Türk’lerin günümüzde toplam 300 bine ulaştığı (Rakam çok az küçülebilir veya artabilir bu ayrı konu) yaşadığı söyleniyor, tahmin ediliyor.

Bu daha güzeli…

Birleşik Krallık’ta 100 yıldan beri yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları, İngiliz sistemine sosyal siyasal entegre olmuş. İngiltere’de asimilasyona uğrayanlar dışında yine de yarıdan fazlası halen Türk kimliği, Kıbrıs Türk gelenek görenekleriyle, Türk okullarıyla Londra’da büyük bir toplumu oluşturuyor.

Milletvekili yok !

Peki 100 yıldan beri İngiltere’de yaşayan günümüzde 300 bine yaklaşan nüfusuyla neden halen bir tane Kıbrıslı Türk kökenli İngiliz Milletvekili parlamentoda yok ! Belediye Meclis üyeleri çok ! Peki bu kadar belediye meclis üyesi ve delegeler var da neden siyasi partilerine baskı kurarak kendi adaylarını vekil olarak seçtiremiyorlar ?

Londra – Ercan

İngiltere’nin başkenti Londra’dan KKTC başkenti Ercan havalimanları arası ‘Direk Uçuşlar’ için parlamento lobi yapacak baskı kuracak kendilerini savunacak bir tane Kıbrıslı Türk kökenli İngiliz Milletvekili yok !

Haydi 100 yıl geçti !

Bir 100 yıl daha geçmesin !

Çocuklarınızı geleceğinizi siyasete alıştırın !

Sonra neden doğrudan uçamıyoruz diye dövünmenin bir anlamı kalmıyor…

Herhalde herkes Rum tarafına aktarmasız ucuza uçmaktan memnun !

***

Ne portakal ne limon

Londra’da büyük marketlerde Kuzey Kıbrıs’ın ne portakalı ne limonu ne patatesi satılıyor. Aynen İsrail’in Gazze tarım ürünlerine uyguladığı ambargolar gibi Kuzey Kıbrıs’a da Rumlar tarafından öncülük edilen ambargolar uygulanıyor. Ama Kuzey Kıbrıs’lı Türkler suyunu elektriğini hastanelerini adada ayrım gözetmeksizin Rumlarla paylaşıyor !

Adaletin bu mu dünya derler ya ! İşte ondan….

***

Kraliçe'nin torunu değiliz ama düğün paraları bizden çıktı

İngiltere'de açlık, işsizlik, ulaşım ve hizmet sektöründe, özelikle sağlıkta (NHS) yapılan ekonomik kesintiler, sosyal hayatı etkilemekte ve insanlar bunu kemiklerine kadar hissetmekte. İngiltere’de -sandıkları ve seçim sonuçlarını bırakın- halkın tepkisini, kızgınlığını sosyal yaşamda belirgin görmek mümkün. Londra’da sokaklarda yürürken veya bir yere giderken rastladığım herkes somurtuyor. Yüzü gülen yok gibi neredeyse. Sokaklarda birbirini vuran öldüren insanlar arttı. BBC’den veya ITV Londra haberlerine bir göz atınız. İngiltere ekonomik durgunluk ile başetmek zorunda. Hükümetin işsizlik ve enflasyonla baş edemediği bir ortamda, Avrupa Birliği’nden ayrılmayı ( Brexit ) nasıl halledeceği merak konusu. Özellikle sokaklarda hissedilen suç, ölüm, kaptı kaçtı, tecavüz ve hırsızlık vakalarının arttığı bir ortamda iktidar değişikliği kaçınılmaz görünüyor. Unutmayınız. İngiltere’de bizler Kraliçe’nin torun değiliz. Etnik toplumlar arasındayız. Bizi etkilemez diye düşünmeyin. Eski ortamlar yok artık !

İngiltere’de Harry ile Megan evlendi ama İngiltere’de yaşayan İngiliz vatandaşları olarak tüm düğün masrafları bizden vergi olarak kesildi.