Geçenlerde Amerika’nın saygın gazetelerinden New York Times, IŞİD ile ilgili olarak Türkiye hakkında detaylı bir yazı yayınladı. Yazıda, Türkiye’nin IŞİD militanlarının toplanma, geçiş ve tedavi gördüğü bir ülke olduğu belirtiliyordu. Türk Hükümeti’nin de IŞİD’a destek verdiğine vurgu yapılmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu haberlere tepkisi sert oldu. Cumhurbaşkanı açıklamasında “ABD’deki bazı gazeteler, Avrupa’daki bazı yayın organları ve Türkiye’deki malum medya elbirliği ile saldırı başlattı.

New York Times’ın yazdıkları ise edepsizliktir, alçaklık ve adiliktir”

dedi.

İlginç olan, aynı gün ABD Savunma Bakanı Hagel ile Genelkurmay Başkanı Dempsey’in Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi’ne verdikleri brifingde, ilgililerin karşısına IŞİD ile ilgili bir harita koymuş olmalarıdır.

Çünkü haritada örgütün Suriye ve Irak’a gidiş güzergâhları, İstanbul, Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay’ın da içinde bulunduğu bir rapor tartışıldı. Özetle, IŞİD başta olmak üzere bazı terörist grupların Türkiye’yi geçiş noktası olarak kullandıkları konusunda ilgililere bilgi verildi.

Ortada bu kadar ciddi veriler olmasa, Amerika gibi bir ülkede bu konu bu kadar ciddiye alınabilir mi, tartışılıp, Türkiye gibi bir önemli müttefik suçlanabilir mi, bu da ayrıca tartışılması gereken bir konu olarak karşımızda duruyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York Times için söylediklerinden sonra gazete yönetimi de bir açıklama yaptı. New York Times Kurumsal İletişim Departmanı Başkan Yardımcısı Eileen M.Murpy “Haberimizin tamamı kaynaklandırılmış ve okuyucuya sunulmuştur. Yayınlanan haber titizlikle hazırlanmıştır. Haber, yeterince açık ve arkasındayız”

demiştir.

 Şimdi Amerikalı yetkililerin ortaya koyduğu IŞİD haritası, raporlar ile New York Times’in yazdıkları bir noktada kesişiyor. Kaldı ki, bu gazeteler yönetime çok yakın ve sağlam kaynakları olmadan da yazmıyorlar. Amerikan yönetimi, elde ettiği harita ve raporları da bazı veriler ışığı altında hazırlıyor. Müthiş bir istihbarat ağı var.

Havadan bile nokta tespitler yapılabiliyor. Bu bilgilerin bazıları da New York Times, Washington Times gibi gazetelere servis edilebiliyor.

Biz, ülkemizin hiçbir zaman “Terörist barındıran bir üs” haline gelmesini istemeyiz. Bizi takip eden okurlarımız da anımsayacaklardır.

Konu ile ilgili yazdığımız yazılarda, günün birinde bizi “Terörist üssü ülke” olarak hedefe oturtabileceklere dikkat çekmişizdir. Bundan da endişe ettiğimizin altını çizmiştik. Bugün üzülerek ifade edelim ki bu noktaya gelmiş bulunuyoruz.

IŞİD ile ilgili iddialar yeni değil. Aylardır IŞİD konusunda Türkiye suçlanıyor. Yazılmadık, söylenmedik bir şey kalmadı. Akla hayale gelmeyecek iddialar ortaya atıldı. Halen de bu iddialar, suçlamalar yoğunlaşarak sürüyor. IŞİD konusunda günün birinde bu şekilde köşeye sıkıştırılacağımız tahmin edilebilmeliydi. Bu konularda bizi yönetenler iddiaları çürütebilecek yanıtlar vermediler, verdilerse de yeterli olmadı.

Eğer, IŞİD konusunda Türkiye’ye bir algı operasyonu yapılıyorsa bunun da karşısında olduğumuzu belirtelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerinin altına da imzamızı atarız. Hiçbir zaman bu tür algı operasyonları ile Türkiye’nin “Teröre destek veren terör üssü bir ülke” konumuna getirilmesini istemeyiz. Bu tür suçlamaları da ağır buluyoruz.

Ama iddialar ve açıklamalar doğruları yansıtıyorsa o zaman bizi yönetenlerin artık IŞİD ve benzeri terörist gruplar konusunda şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri ve gerekli çözüm yollarını işletmeleri gerekmektedir. Görebildiğimiz kadarı ile bu suçlamalar bundan sonra daha yoğun biçimde çeşitli kanallardan karşımıza çıkacaktır.

İddiaları ve yapılan suçlamaları ciddiye almak durumundayız.

Ortada bir kriz var. IŞİD’a karşı Amerika önderliğinde bir koalisyon oluşturuldu. Türkiye şu anda bu krizin ortasında yer alıyor. IŞİD’a karşı başlatılacak operasyonlar sonrası bölgede neler olacak, ne gibi değişiklikler gerçekleşecek bunu kimse tahmin edemiyor. Her şeye hazırlıklı olmak, gelebilecek tehlikelere karşı önlem almak, yeni politikalar oluşturmak durumundayız. Bu konuda en kritik ve önemli bir yerde durduğumuzu da unutmayalım.

Türkiye için dışarıda hazırlanan tezgâhlara, iğrenç ve çirkin haritalara, iftiralara en başta karşı olanlardanız. Bu konularda da devletimizin, bizi yönetenlerin arkasındayız ve arkasında olacağız.

Ülkemizin, milletimizin çıkarları neyi gerektiriyorsa o noktada olmak durumundayız.

Bugüne kadar Türkiye için iç ve dış mihraklarca algı operasyonları çok yapıldı. IŞID konusunda, ya da benzeri terörist gruplar için ortaya konulan iddia ve açıklamaların boyutunun çok farklı olduğunu görüyoruz. Bunlar, Türkiye’yi ileride çok daha sıkıntılara sokabilir.

Bir önemli konu da şu:

Uluslar arası ciddi konular basın açıklamaları, TV programları ve karşılıklı iddia ve suçlamalarla çözülmez. Ortada Amerika yönetiminin elinde IŞİD konusunda Türkiye’yi ağır biçimde suçlayan harita ve raporlar var. İki ülke yetkililerinin bir araya gelmesi ile bu konular enine boyuna ele alınıp, doğru olanın ortaya konulması gerekiyor.

Yoksa bu tür iddiaların sonu gelmez. Suçlamalar da ağır biçimde devam eder. Verilecek yanıtların da kamuoyunu yeterince tatmin etmeyeceği görülür.