Kanada’nın saygın danışmanlık kuruluşlarından World 17’in Yönetim Kurulu Başkanı Adam Evren Garipoğlu, ‘‘Türk parasının yurtdışına çıkmasının önüne geçmeliyiz. Eğer bu para yurtdışına çıkması gerekiyorsa, biz de bu paraları uzun vadede Türkiye’ye daha çok kazandıracak yatırımlar haline getirmeye çalışıyoruz’’ dedi.

Kanada’nın ardından Londra’da da hizmet vermeye başlayan danışmanlık şirketi World 17’in tanıtım resepsiyonu dün akşam Sherlock Holmes Plaza Hotel’de düzenlendi. 

‘‘Ürettiklerimizi Türk markası altında satmalıyız’’

Yerli ve yabancı çok sayıda işadamının katıldığı toplantıda konuşan World 17’in Yönetim Kurulu Başkanı Adam Evren Garipoğlu,‘‘Bizim asıl amacımız Türkiye’nin ve Türkiye markalarının yurtdışında markalaşması. Şu anda en güzel başardığımız şey bu. Türk markaları gerekli ilgiyi çok görmeselerde bunun tamamen markalaşmaktan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Londra’da sağlık turizmi ve giyim piyasası için de bir açıklık var. Sanırım çok satamıyoruz. Ürettiğimizi satmaya başlamamız lazım. Türk markası altında’’ diye konuştu. 

‘‘Türkiyeli şirketlerin yurtdışında markalaşmasını sağlıyoruz’’

‘‘Şu an da Türkiye’den yurtdışına açılmak isteyen yatırımcı ve şirketlerimizin Kanada’ya özellikle Toronto’ya yumuşak iniş yapmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Başka bir anlamda Türkiye ve Türkiyeli şirketlerin yurtdışında markalaşmasını sağlıyoruz’’ diyen Garipoğlu, sorularımızı yanıtladı.

Neden Londra’yı tercih ettiniz?

‘‘Londra’yı tercih etmemizin iki nedeni var aslında. Birincisi, şirketlerimizin ve yatırımcılarımızın Kanada’yı bira uzak bulmalarından dolayıdır. İkincisi, artık sağlam ve riski az olan Almanya pazarına birazda rekabet açısından İngiltere’deyiz. Üçüncüsü ise, burada çalışabilecek çok değerli bulduğumuz için Londra’dayız. Sonuç olarak Türkiye’ye dört saatlik bir mesafeden bahsediyoruz. Ben 8 in 800 kilometre ötede yaşıyorum. Dünya’nın bilinmese de ticaret merkezi olarak görüyorum ben. Ticaret erbabı olarak merkeze yer açmak sorunun cevabı olabilir.’’

Londra’daki beklentilerinizden ve buradaki hedef kitlenizden bahseder misiniz? 

‘‘Kafamızda şöyle bir plan var. Türkiye’den zamanında buraya göçmüş Türklerin bir çatı altında toplanabilmesi. Çok iddalı mı? Evet, çok iddialı. İnsanoğlu’nun bir hissiyatı vardır. Başarılı projeler ve insanların etrafında otomatik olarak birleşirler. Biz kimseye gitmeden başarılı olabilirsek, değerli insanların etrafımızda toplanabileceklerine hep inandık. Londra’daki hedef kitlemiz herkes. Bizimle iş yapabilecek, Türkleri anlamaya ve dinlemeye hazır olan herkes bizim iş yapabileceğimiz işin yanında da muhabbetimizi arttırabileceğimiz bir kitledir. Londra’nın tamamına inşallah ulaşabilmeyi umut ediyoruz.’’

Londra’da yaklaşık 500 bin Türk yaşıyor. Burada bir çok dernek ve iş örgütleri var. Bu anlamda, Londra’daki Türklere insanlarına ne tür fırsatlar sunacaksınız, onların işlerini nasıl kolaylaştıracaksınız?

‘‘Bu soruya şöyle bir girişle cevap vermek istiyorum. Toronto bir Amazon’dur. Hep böyle söylerim. Kanada’da herşey yapılır, herşey bulabilirsiniz ama hiç birşey bulamazsınız! Çünkü erbabı yoktur. Londra’daki Türklerin işinin erbabı olduklarını biliyorum. Ticaret adamlarımız burada gerçekten güzel işler yapmışlar. Bu bizim için bir fırsat. Biz öncelikle Türk parasının yurtdışına çıkmasının önüne geçmeliyiz. Eğer bu para yurtdışına çıkacaksa uzun vadede Türkiye’ye daha çok kazandıracak yatırımlar haline getirmeye çalışıyoruz. Bu nedir? Siz paranızla yurtdışında yatırım yaptığınızda, ihracat olarak ana malı Türkiye’den alıp, burada satmayı hedeflememiz gerekiyor. Belki kağıt üzerinde 100 bin-200 bin Dolar kaybediyor olabilirsiniz ama ihracat arttıracaksınız  Türkiye’den aldığınız ana maddelerle. Hedefimiz tabi ki bu. Bunun yanı sıra Londra’da neler yapılabilir? Şu an da  Londra ekibimizin içerisinde bir doktor, bir avukat, eski bir muhasebeci ve hatta bir beden eğitimi hocası bile mevcut. Türkçe’nin yanında İngilzce, İspanyolca ve hatta Çince konuşan çalışanlarımız var. Yani hedefimiz sadece Londra değil. Bir şirket Kanada’dan kalkıp Londra’da açıldıktan sonra bu şirket daha da büyümeli..Diğer ülkelerde de büyümeli. Hedef bu. Londra’da verdiğimiz ilk hizmet ‘birleşik ofis hizmetleri’ oldu. Kanada’da yaptığımız ‘birleşik ofis hizmetleri’ne aynı şekilde Londra’da devam ediyoruz. Eskiden Türkiye’de TİM’in yaptığı şeyi biz daha küçük bir ölçüde burada yapmaya çalışıyoruz. Bir şirket Londra’ya geldiği zaman, bizim sağladığımız bir ofisle Londra’ya açılabilir. İlk olayımız bu. İkincisi ise markalaşmak. Türkiye’den gelen biri Londra’da nasıl markalaşabilir? Bunu bilen güzel bir ekibimiz var. Dürüstlük bu işte olmazsa olmaz. Şuan da bizim sunduğumuz şey budur.’’

Gerçekleştirdiğiniz projelerden bahseden misiniz?

‘‘Eski bir Göztepe futbolcusu olarak, Toronto, Kanada’da bir Göztepe Spor Okulları projemiz mevcut, bunun yanında aktif olarak sağlık turizmi alanında Türkiye’nin ilk lisanslı turizm firmasını Kanada’ya açtık. Bu ne demek? Live Hospital, Medicana, Koç Üniversitesi…gibi bir çok Türk hastanelerine gelen hastaların evlerinden alınıp hastaneye götürülmeleri. Başarılı bir şekilde operasyona alınmaları, gerekirse tatillerini Türkiye’de yaptıktan önce veya sonra evlerine geri bırakılmalarından bahsediyorum. Türkiye için bu çok önemli bir olay çünkü sağlık turizmi Türkiye’de ciddi kayıplar vermeye başladı. Yaptığımız diğer  bir proje bu. Bir de Damat Giyim ile birlikte Amerika ve İngiltere’ye açılabilmesi için bulmaya çalışıyoruz. Yapılan anlaşma neticesinde Damat Giyim, DS Damat ve Damat Twin markalarının aradıkları kalitede yatırımcıları onlara götürebilmek ve bu büyük türk markasını Londra’da ve Amerika’da büyütebilmek için yapılan bir dizi anlaşmalarımız mevcut.’’ 

‘‘Ürettiklerimizi Türk markası altında satmalıyız’’

‘‘Bizim asıl amacımız Türkiye’nin ve Türkiye markalarının yurtdışında markalaşması. Şu anda en güzel başardığımız şey bu. Türk markaları gerekli ilgiyi çok görmeselerde ki, bunun tamamen markalaşmaktan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Londra’da sağlık turizmi ve giyim piyasası için de bir açıklık var. Sanırım çok satamıyoruz. Ürettiğimizi satmaya başlamamız lazım. Türk markası altında.’’ 

Türk devletinin size bu konuda desteği var mı?

‘’Devlet gerekli desteği sonuna kadar veriyor’’

‘‘Türkiye Cumhuriyeti devletinden aldığımız destekler kanıksanamaz. Bunun yanı sıra Türk dernek, kurum ve kuruluşlarının liderlerinden de çok ciddi yardım gördük. Bunların başında Pro Group önderliğiyle başlatılan Turquality Markalaşma desteklerinin daha etkili bir şekilde kullanabilmesi için gerekli şirketlerle patronlar seviyesinde görüşmeler sağlandı. Bu görüşmeler sonucunda bir çok firmamız yurtdışında daha etkili bir şekilde yurtdışına nasıl açılabilir bunu gördü. Bunun yanı sıra Türkiye’de farklı ticaret ve borsa odalarında seminerler yaptık. Bunun yanı sıra eski ekonomi bakanımız Nihat Zeybekçi’yle çok güzel istişarelerde bulunduk. İhracatı geliştirme kurumlarıyla bakanlık seviyesinde görüştük. Bu da bizi bugüne getiren şeyler oldu. Gerekli desteği sonun akalar veriyorlar.’’

Türkiye ve Türk lirasına yönelik dış kaynaklı saldırılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

‘’Kanadalı yatırımcılar Türkiye’yi tercih ediyor’’

‘‘Türk Lirası ve Türkiye üzerinde oynanan kirli oyunları bozabilmek için biz varız. Yeni ve genç nesilin yapması gereken şeyde budur. Bu bizim üzerimize düşen görev. Türkiye içerisinde bulunduğu kirli oyunları aşabilecek güçtedir.’’

Kanada ve dünyanın farklı ülkelerindeki dezavantajları avantaja nasıl çevirebiliriz? 

‘‘Bu bizim işimiz çünkü onları tanıyan biziz. Aslında Türk Lirası’nın değer kaybetmesi bizim gibi piyasalar için her zaman kötü değildir. Bunu fırsata çevirdiğiniz zaman sizin lehinize döner. Çünkü bu gibi aktif pazarlarda bazen paranızın düşük olması işinize yarar. Kanadalı yatırımcılar artık Türkiye’yi seçmek durumunda kalıyor. Kanadalı yatırımcılar artık Türkiye’ye geliyor. Kanadalı madencilerin en çok gittiği ülkelerden biri Türkiye. İngiliz yatırımcılar ile görüştüğüz de, onlar da Kanada yerine Türkiye’yi tercihe diyorlar. Bizim çok kızdığımız dövizdeki dalgalanma küçük de olsa bir pencere açıyor. onlar da bu vesileyle Türkiye’ye yatırım yapıyorlar.’’

Brexit hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hukukçu kimliğimle şunu düşünüyorum. İngiltere gerçekten ne zaman AB ülkesi olduki? 

Kanada’nın Toronto şehrinde doğan ve İzmir’de büyüyen ve okul yıllarında aynı Göztepe Spor Kulübü’nde futbol oynayan Garipoğlu, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce İthalat, İhracat Ekonomi’den mezun olduktan sonra 2011’den bu yana Toronto’da yaşıyor.