İnsan Hakları Derneği eski başkanlarından Akın Birdal, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, devlete geçmişte yaptıkları başvurulara bir yanıt alamadıklarını belirterek "Ne yazık ki muhatap bulamadık... Ama şimdi bir kabine değişikliği oldu. Ve şimdi biz, Zülfü Livaneli ve bir grup arkadaş olarak, yeniden başvuracağız" dedi.

"Arkadaşlarımızın aramıza dönmesi konusunda çaba göstereceğiz" diyen eski milletvekili Birdal, Gülmen ve Özakça'nın "ölümün kıyısından çekilmesi" gerektiğini belirtti. Birdal, "Onları yaşatabilirsek umudu, geleceği, direnişi de yaşatacağız. ve hak arama kanallarını da açmış olacağız" diye ekledi.

"Önümüzde bir duvar var"

Türkiye'de 1996 ve 2000 yıllarında düzenlenen açlık grevlerinde de arabuluculuk yapan Birdal, Gülmen ve Özakça'nın durumu ile geçmişteki eylemler arasındaki farklardan en önemlisini, karşılarında bir muhatap bulamamak olarak ifade etti:

"Daha önce muhatap bulunuyordu. Yine insan hakları savunucuları, aydınlar, sanatçılar olarak başvurularımızda bir ortak yol buluyorduk. Ama şimdi önümüzde bir duvar var. Gerçekten onu aşamıyoruz. Bu konuda bir inat, nefret... Ve arkadaşların örgüt üyesi olduğu savıyla bu kapıları kapatıyorlar. Oysa bunlar kamu emekçisi. İkisi de görev yapıyorlardı."

Arabuluculuk girişimleri konusunda Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın aileleriyle diyalog içinde olduklarını belirten Birdal, "Aileye rağmen herhangi bir adım atılmasını doğru görmüyoruz. Arkadaşlarımız işlerine geri dönmeden, bu direnişin hangi yolla olursa olsun kırılmasını da doğru görmüyoruz" dedi.

KHK ile işini kaybeden kişilerin başvurularını inceleyecek olan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nda Gülmen ve Özakça'nın dosyalarına öncelik verilmesinin doğru bir karar olacağını belirten Birdal, "Ölüm sınırında olan insanların üzerinde bürokrasi işletilmemesi gerekiyor. Siyasi bir irade, onları bu haklarından yoksun bıraktı. Yine siyasi bir iradeyle geri dönüşleri sağlanabilir" dedi.

Avukat Kozağaçlı: Her türlü öneriye açıklar

Açlık grevindeki eğitimcilerin avukatı Selçuk Kozağaçlı da hem Gülmen ve Özakça'nın, hem de ailelerin hükümetten gelecek "her türlü öneriye açık olduklarını" söyledi.

DW Türkçe'ye konuşan Kozağaçlı, "Zaten hükümetin ilgisini çekmek ve yapılmış idari bir işlemin geri alınması için eylem gerçekleştiriyorlar" dedi. Ancak son dönemde yapılan arabuluculuk taleplerine hükümetin sıcak bakmadığını hatırlatan Kozağaçlı, şöyle dedi:

"Daha önce CHP ve HDP'li vekiller, aydınlar, sanatçılar, bilim insanları aracılığıyla denendi bu. Hükümetin çeşitli üyelerine ulaşıldı. Çoğunu da geri çevirmediler. Sürecin en başında dönemin başbakan yardımcısı, şimdi savunma bakanı olan Nurettin Canikli ile Semih'in eşi, annesi ve Nuriye'nin eşi görüşmüşlerdi. Buna hiçbir engel yok. Fakat (şu an) hükümet bu tip girişimlere kapalı gördüğüm kadarıyla. Son bir aydır randevu almak isteyen aydın, sanatçı ve milletvekillerinin çok da olumlu cevap almadıklarını biliyorum."

Gülmen ve Özakça'nın son durumları

Kozağaçlı, son olarak hafta başında cezaevinde ziyaret ettiği Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumlarıyla ilgili ise şu bilgiyi paylaştı:

"Maalesef sağlık durumları, aç kaldıkları günle orantılı. Çok uzun bir süre oldu. Ve bu kadar uzun süreli bir açlıktan bekleyebileceğimiz bütün tehlike ve sorunlar var. Tekerlekli sandalye kullanıyorlar, yardımsız yürüyemiyorlar. Çeşitli ağrıları var. Her ikisinin de bilinci açık. Avukatları, hekimleri ve aileleriyle görüşebiliyorlar."

Gülmen ve Özakça'nın amaçlarını "seslerinin hükümet tarafından duyulması ve OHAL komisyonu tarafından ya da başka bir yolla kararname ile işlerine iade edilmeleri" olarak aktaran avukat Kozağaçlı, "İşlerine iade, hapishanede bile olsalar, açlık grevini bırakmalarını sağlar" dedi.

"Hissettikleri an, açlık grevini bırakacaklardır"

Müvekkilleri için, "Ölmeye çalışmıyorlar... Seslerini güçlendirmek için açlık grevi yapıyorlar" ifadesini kullanan Kozağaçlı, "Seslerinin duyulduğunu hissettikleri zaman bırakacaklardır. Benim kanaatim o" diye konuştu.

Kozağaçlı, OHAL komisyonunda Gülmen ve Özakça'nın başvurularının incelenmesine öncelik verileceğine dair güvence aldıklarını ise şu sözlerle aktardı:

"Bugüne kadar hükümetten temas kurulan insanların bize söyledikleri şey, OHAL komisyonunun ilk olarak Nuriye ve Semih'in dosyalarını görüşeceği yönünde. Biz de böyle olmasını ümit ediyoruz."

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe