Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen darbeci general Semih Terzi'nin eşi Nazire Terzi'ye, "Anayasa'yı ihlal suçuna yardım etmekten" verilen 18 yıl hapis cezasını bozdu. Terzi'ye "terör örgütü üyeliğinden" ceza verilmesi gerektiği belirtildi.Nazire Terzi, darbe girişiminin ardından Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı.Terzi'ye, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, bu suçun "yardımla sınırlı kalması nedeniyle" ceza 18 yıla indirildi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Gerekçede, sanığın eyleminin, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), 309. maddesinde düzenlenen Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım etmek suçunu oluşturduğunun kabulü için atılı suça katılma iradesinin yanında yaptığı hareketin suçun icrası bakımından nedensellik bağı taşıması gerektiği belirtildi.

Sanığın olaydaki eylemi ile darbe girişimine katılan eşi Semih Terzi'nin Ankara'ya gelmesinde bir illiyet bağı bulunmadığı ifade edilen gerekçede, sanığın eşinin darbe girişiminden bir gün önce Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'dan Ankara'ya gelmek üzere izin alıp, önceden uçuş plan ve programı ile rotası belirlenen Özel Kuvvetlere ait uçağın uçuş rotasını ve iniş terminalini değiştirerek Ankara'ya geldiği aktarıldı.

Gerekçede, Özel Kuvvetlerin yapılacak darbe girişimindeki rolü, Semih Terzi'nin mutlak suretle yapılacak darbenin merkez yerlerinden birisi olan Ankara'da bulunmasının zorunluluğu dikkate alındığında, sanığın eşinin izin verilse de verilmese de her halükarda Ankara'ya geleceğinin anlaşıldığı vurgulandı.

Bu durum karşısında, eyleminin amaç suç yönünden etki eder nitelikte bulunmadığı belirtilen gerekçede, dosya kapsamına göre sanığın darbe girişiminde bulunulacağını önceden bilmesinin, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım etme" olarak değil, hazırlık hareketleri kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçu yönünden değerlendirme konusu edilebileceği ifade edildi.

Gerekçede, bu haliyle Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım suçunun oluşmayacağı vurgulanan gerekçede, ancak yapılacak darbe girişimini önceden bildiği anlaşılan sanığın eyleminin, "bu olay kapsamında eşi Semih Terzi'nin Ankara'ya gelmesini meşrulaştırmaya, ondan şüphelenilmesini engellemeye yönelik" olduğu kaydedildi.

Yargıtayın gerekçesinde şu tespitler yapıldı:

"Sanığın, örgütsel davranış ve faaliyet oluşturan ve fakat işlenecek olan amaç suç yönünden de etkisi bulunmayan, hazırlık hareketi niteliğindeki eyleminin, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere 'kullanmakta olduğu Thremaa isimli haberleşme programı üzerinden darbe girişiminin başladığı ve devam ettiği süreçte eşine gönderdiği mesaj içerikleri, darbe girişimi sonrasında 23 Temmuz 2016'da GATA ve Onkoloji Hastanesindeki eylemleri, ayrıca 11 Ağustos 2016'da Ankara 62. Noterliğindeki aidiyet ifade eden söz ve davranışları' da nazara alındığında, silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından değerlendirilip, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken bu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir."

Daire, mevcut delil durumu, verilen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alındığında tahliye talebinin reddine da karar verdi.