İzmir’de, 15 Ağustos 2017 tarihinde 3 yaşındaki Alperen Sakin’in okul servisinde unutularak ölmesine ilişkin görülen davada sanıklara ceza yağdı. Mahkeme heyeti, ‘Taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek' ile suçlanan tutuklu sanıklardan Taner İ.’ye 9 yıl, servis hostesi Dilara K.’ya 9 yıl, yine servis sürücüsü Taner İ.’nin eşi ve aynı zamanda anaokulun sahibi olan Yurdagül İ.'ye 5 yıl, Arzu G.'ye 6 yıl, Bekir G.'ye 5 yıl, Ahmet S.'ye 5 yıl ceza verdi.
İzmir’in Çiğli ilçesinde, 15 Ağustos 2017 tarihinde serviste unutulan ve aracın içerisinde saatlerce kaldıktan sonra hayatını kaybeden 3 yaşındaki Alperen Sakin ile ilgili davanın karar duruşması saat 14.30’da başladı. Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmaya, Alperen’in annesi Buket Sakin ve babası Serkan Sakin’in yanı sıra acılı ailenin avukatları katıldı. ‘Taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek' ile suçlanan tutuklu sanıklardan Taner İ. ve aynı zamanda okulun sahibi olan Yurdagül İ., tutuksuz sanık Dilara K. mahkemede hazır bulunurken, duruşmayı Milli Eğitim Bakanlığı, İzmir Barosu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı avukatlar olmak üzere çok sayıda avukat duruşmaya katıldı. 6 kişinin yargılandığı karar duruşmasını çok sayıda basın mensubu da takip etti.
BAKANLIK AVUKATI: “EN ÜST SINIRDAN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”
Mahkeme heyeti tarafından kimlik tespitinin ardından, sanıkların ilk ifadeleri okundu. Serkan Sakin’in avukatlarında biri, mahkemede yaptığı savunmada, “Adli tıp raporuna göre; sağ taraf saçlı deride 1 santimetre kadar kanama gözlemlenmiştir. Beyin dokusu ve akciğerde ödem olduğu gözlemlenmiştir. Açılan midenin boş olduğu gözlemlenmiştir” diyerek, ifadesinde, “Kahvaltı yaptık” diyen sanık Arzu G.’nin dinlenmesini talep etti. Ayrıca avukatlar yine olay yeri inceleme polislerinin sanıklardan aldığı ilk ifadelere ulaşamadıklarını belirterek bu ifadelerinde taraflarına ulaşma isteğini iletti. Avukat Şenol Diş, servis koltuğu ve Alperen’in okulda bulunan yatağında vücut izi çalışmasının yapılmamasını ihmal olarak nitelendirdi. Diş, “Diğer velilerin çocuklarının söylediklerine göre kreşte çocuklara kötü muamele yapılıyormuş ama bunlar hiç dikkate alınmadı. Yaz sıcağında susuz biçimde Alperen odaya kapatılmış, bu eylemin ölüme sebebiyet vereceğini bildikleri halde bu hareketlerini sürdürmeleri ölümün muhakkak olduğu sonucuna bizi götürmüştür. Sanıkların tedbirsiz davranarak ölüme sebebiyet vermesi bulunduğunda çocuğun yaşıyor olması; ama 112’yi aramamış olmamaları ölüm sonucunu doğurmuştur” derken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı Bilgen Özen de, “Sanıkların Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması gerekiyor. Şahitlerden Nurcan Ö.’ye de kamu davası açılmalı; ayrıca okulda birçok ihmal bulunuyor. Sanıkların bu suçlardan dolayı pişmanlık duymadığını gösterir. Bu nedenle en üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Yine İzmir Barosu Avukatlarından Mualla Özmen, dosyanın tamamına bakıldığında küçük Alperen’in serviste unutulduğu, gerekli özenin gösterilmedi ve yoklama alınmadığını belirterek, kurum müdürü ve işletenin görevlerini yerine getirmediğini söyledi. Özmen, cezanın 1/2 oranında arttırılmasını da talep etti.
ACILI BABA: “EN YÜKSEK CEZANIN VERİLMESİNİ TALEP EDİYORUM”
Acılı baba Serkan Sakin de, “Çocuğumun yaşam hakkı elinden alındı ve yurt dışında yaşayan gurbetçi bir aileydik. Vatana geri döndüğümüzde çocuğumuzu vermek için birçok kreş gezdik. En son Sevgi Yumağı Anaokuluna geldiğimizde çocuğumuzun 3 yaş altında olmasının sorun yaratmayacağı söylenildi. Bu konuda kandırıldığımızı ve bu konuya sebebiyet veren kreş görevlileri ve bizler acıyla uğraşırken mal kaçırma pesine düşmüş sanıklar. Hakkında en yüksek cezanın verilmesini talep ediyorum” dedi.
Gözü yaşlı anne Buket Sakin ise kamera kayıtlarını istediğini ifade ederek, “O gün sadece 10 çocuk servisteyken Dilara’nın Alperen’in serviste unutacağına ihmal vermiyorum. Dilara 3. çocuktan sonra Alperen’in yerini değiştirdiğini söyledi ve yalanı ortaya çıktı. Alperen’in uyumadığı hepimiz biliyoruz; çünkü son veli kendisinden süt bile istemiş. Alperen emniyet kemerinden rahatça çıkabilecek bir çocuktur. Arabamızda bunu defalarca yapmıştır. Kamera kayıtlarını istiyorum. Bizden kesinlikle bir şey saklanıyor” şeklinde konuştu.
SANIKLARIN SON SÖZÜ SORULDU
Sanık avukatları ise iddialarla ilgili sanıkların beraatlerini talep etti. Son sözü sorulan servis sürücüsü tutuklu sanık Taner İ. ise akla hayale gelmeyecek bir olay yaşadıklarını ifade ederek, “Çok üzgünüm, akla hayale gelmeyecek bir olay yaşadık. 11 ay 8 gündür tutukluyum. Ortada bir unutma eylemi var. Beraatimi istiyorum” dedi.
Anaokulu sahibi olan ve aynı zamanda servis sürücüsü Taner İ.’nin eşi olan Yurdagül İ.’de, “Çok üzgünüm. Bir anne olarak böyle bir olayla karşılaşmak istemezdim; ama bu benim başıma geldi ise herkesin başına gelebilir” şeklinde konuştu.
Tutuksuz sanık Dilara K.’da aileden pişman olduğunu belirterek özür diledi.
SANIKLARA CEZA YAĞDI
Konuşmaların ardından mahkemeye ara verildi ve heyet kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, ‘Taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek' ile suçlanan tutuklu sanıklardan Taner İ.’ye 9 yıl, görevli hostes Dilara K.’ya 9 yıl, yine servis sürücüsü Taner İ.’nin eşi ve aynı zamanda anaokulun sahibi olan Yurdagül İ.'ye 5 yıl, Arzu G.'ye 6 yıl, Bekir G.'ye 5 yıl, Ahmet S.'ye 5 yıl ceza verdi. Taner İ. ve Yurdagül İ.’nin tutukluluklarına devam kararı verildi.