Merkez Bankası tarafından bir süre önce açılan "herkes için ekonomi" internet sitesinde "Emisyon Hacminin Artması Merkez Bankasının Gevşek Para Politikası Uyguladığı Anlamına Gelir Mi?" sorusuna yanıt verildi.
Değerlendirmede şöyle denildi:
"Merkez bankalarının en temel görevlerinden biri para basmak ve bastığı parayı dolaşıma sürmektir. Dolaşımdaki paraya emisyon da denir. Merkez Bankası tarafından piyasaya sürülen banknotların ve Hazine tarafından dolaşıma çıkarılan madeni paraların toplamı ise emisyon hacmi olarak adlandırılır.Bu tutar, temel olarak, bireylerin ve bankaların nakit talebine göre belirlenir. Peki emisyon hacminin artması, Merkez Bankası'nın “para bastığı” ya da daha teknik ifadeyle gevşek para politikası uyguladığı anlamına gelir mi?
Sorunun yanıtı: Hayır!
Modern merkez bankacılığı uygulamalarında merkez bankaları, para politikasını emisyon hacmini belirleyerek oluşturmaz. Yani, emisyon hacmi Merkez Bankasının bir politika aracı değildir. Para politikası, paranın miktarının değil, elde edilebilirliğinin, yani parayı elde etme maliyetinin belirlenmesi ile oluşturulur.  Merkez Bankası, belirlediği kısa vadeli faiz oranı üzerinden talep eden bankalara borç para verir. Emisyon talebi arttığında, yani insanlar daha fazla para tutmak istediğinde bankalar Merkez Bankasının belirlediği faiz oranı üzerinden ve Merkez Bankasına teminat getirerek Merkez Bankası'ndan borçlanırlar. O halde emisyon hacminin değişmesine ne sebep olur? Emisyon hacmini belirleyen temel unsur, ekonomideki birimlerin paraya olan talebidir.
Kredi kartları, çek, internet bankacılığı gibi alternatif ödeme araçlarında görülen gelişmelere rağmen, özellikle küçük tutarlı ödemelerde nakit kullanmak kolaylık sağlar ve pratiktir. Bu yüzden hala nakde olan talep yüksektir. Bu talep günden güne, aydan aya değişebilir."