Kazakistan 9 Haziran Pazar günü yeni Cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidiyor. Bu seçim, Aralık 1991’den bu yana halkın Cumhurbaşkanını belirlediği 7’nci seçim olacak. 29 yıl sonra ilk kez Kurucu Lider Nazarbayev’in dışında bir başka isim cumhurbaşkanlığı görevini yürütürken yeni bir seçimde yarışacak. Kazakistan Merkezi Seçim Komisyonunun açıkladığı üzere bu seçimde toplam 11 milyon 947 bin seçmen, 7 aday arasından yeni Cumhurbaşkanını seçecek. Sırasıyla şu adaylar seçimde yer alacak: Jambul Ahmedbekov (Komünist Partisi), Dania Espaeva (Akyol Partisi), Amirjan Kosanov (Ulusal Vatanseverlik Hareketi), Toleutai Rakhimbekov (Auıl Partisi), Amangeldi Taspikhov (Kazakistan Sendikalar Federasyonu), Kasım Comart Tokayev (Nur Otan Partisi), Sadıbek Tugel (Büyük Bozkır Kartalları). Kazakistan’da Cumhurbaşkanı adaylığı için en az 40 yaşında olmak, 15 yıldan fazla Kazakistan’da ikamet etmek ve iyi derecede Kazakça bilmek gerekiyor.

Olası seçim neticesinden bu sürece nasıl gelindi, ona bir bakmak gerekiyor.

Ülkenin Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in görevi bırakma kararıyla birlikte Kazakistan dünya tarafından dikkatle takip edilen bir yönetim sürecine girdi. Her ne kadar 28 yıl Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmuş olsa da Nazarbayev’in en yüksek yönetim kademesine gelişi 1989 yılında Kazakistan Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin birinci sekreterliğine seçilmesidir. Hatta bu yükselişin 30. yıldönümü farklı etkinliklerle anılacak.

Nazarbayev istifa ederken yaptığı açıklamada ekonomik hedefe ilerlerken atılan adımları "kalkınmanın Kazak yolu" olarak ifade etmektedir. Bu hedefin üç boyutu vardır: Piyasa ekonomisini oluşturmak, totaliter ideolojik sistemi kaldırmak ve toplumun tüm kurumlarını modernize etmek. Doğrusu teknolojik ve ekonomik alt yapısı tahrip olmuş, dünyadan soyutlanmış, kurumları oluşmamış ve en önemlisi zihinleri kalıplaşmış bir toplumda böyle bir süreci yönetmek gerçekte kolay değildi. Bu açıdan, Nazarbayev liderliğinde Kazakistan'da önemli başarılar elde edildiği söylenebilir. Bahsedilen dönemde yoksulluk seviyesi 10 kat geriledi ve halkın gelirleri 9 kat arttı. Bağımsızlığın ilk günlerinde "Bu devlet fazla ayakta kalamaz" denilen koşullardan bugün dünyanın gelişmiş ilk 50 ülkesi arasına girildi. Yeni bir başkent inşa edildi. Buna karşın sorunlar yok mu? Elbette var. Enerji kaynaklarına, özellikle petrole bağlı büyümenin tek yanlı yükselişi artık gerileme eğiliminde. Sanayi ve üretim sektörlerinin desteklenmesi ve yeni istihdam alanlarının oluşması gerekiyor. Adaletli bir gelir paylaşımı ve kurumsal sistemin modernizasyonunda daha titiz davranılması elzem gözüküyor.

İşte böyle bir süreçte Nazarbayev kendi isteğiyle Cumhurbaşkanlığı görevinden istifa ederek "Elbaşı" yani "ulusun ebedi lideri" unvanını aldı. İstifa kararına yönelik açıklamasında en dikkat çeken şu cümlesiydi: "Bağımsız Kazakistan’ın kurucusu olarak önümdeki görevim, yeni nesil liderlerin gelmesini sağlamaktır."

Nazarbayev'in görevi bırakması ülkenin yönetsel ve anayasal sistemi açısından bir başka gerçeği daha ortaya koymuştur. Kazakistan erkin bir devlet olmanın yanı sıra bünyesinde yetişmiş kadrolarının varlığını da göstermiştir. Siyasetten, diplomasiye, ekonomiden, sanata kadar pek çok konuda kendisini yetiştirmiş önemli isimler bulunmaktadır. Bu inşa sürecinin en çarpıcı örneği Nazarbayev tarafından geçici başkanlığa aday gösterilen Senato Başkanı Kasım-Jomart Tokayev olmuştur. Şüphesiz Tokayev 9 Haziran gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçiminin en favori ismi.

- Tokayev'in farklılığı

Kazakistan’ın yönetsel sisteminde ikinci en üst kademeye, Senato Başkanlığına kadar yükselmiş olan Tokayev 1953 doğumlu. 1992 yılından bu yana ülkenin kurucu lideri Nazarbayev’le birlikte çalışıyor. Tokayev’in “tecrübe” kavramıyla öne çıkan imajı çok daha gerilere dayanıyor. Tokayev SSCB döneminde Singapur’daki büyükelçilikte dışişlerine adım atarak farklı görevlere getiriliyor. Bu süreçte SSCB’nin Çin nezdindeki konsolosluğunda da görev yapıyor. İngilizce, Fransızca ve Rusça’nın yanı sıra Çinceye çok hakim. 1991 yılında Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevine, 1994’te de Dışişleri Bakanlığına getirildi. Bu tarihlerdeki en önemli katkılarından biri ülkenin Nükleer Silahsızlanma kararının neticeye ulaştırılmasıydı. Ardından 1999 yılında Başbakan Yardımcılığı ve Başbakanlık görevlerinde bulundu. 2002 yılına kadar bu görevi sürdüren Cumhurbaşkanı Tokayev Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı ve BM Silahsızlanma Konferansı Özel Temsilciliği gibi uluslararası görevleri yürüttü. Tokayev Kazakistan’ın Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçiş kararını destekleyenlerin başında geliyordu. Özellikle yabancılara toprak ve arazi satışı konusundaki olumsuz tavrını açıkça ortaya koyan Tokayev, Cumhurbaşkanı olduktan sonra ülke içerisindeki ilk ziyaretini Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesinin bulunduğu Türkistan Eyaletine yapmıştı. Kazakistan’ın sınır komşuları olan Çin ve Rusya ile ilişkilerinin hayati bir önem taşıdığı dikkate alınırsa Tokayev’in misyonunun böyle bir denge içerisinde ülkeye yeni bir ivme kazandırmak olduğu söylenebilir. Ancak öncelikle güçlü kişiliği ve tarihi kararlarıyla adeta Kazakistan yönetimiyle özdeşleşen Nazarbayev sonrasında ülkenin yönetsel siteminin mevcut istikrarı devam ettirebildiğinin farklı yönleriyle dünyaya sunulması çok önemli. Başta siyasal istikrar, ekonomik istikrar ve toplumsal istikrar…

Bu açıdan bakıldığında 9 Haziran’daki seçimlerin olası sonuçları şu şekilde sıralanabilir:

1. Geçmişte üstlendiği görevler ve kimi çalışmalarıyla Kazak olmayan Kazakistan vatandaşlarının da Tokayev ismine sıcak bakması mümkündür. Pek muhtemeldir ki seçimin galibi, tecrübesi, dürüstü kişiliği ve geçiş dönemindeki misyonu itibariyle mevcut Cumhurbaşkanı Tokayev olacaktır. Ayrıca seçimin belirli ilklere vesile olması sebebiyle katılımın yüzde 85’lere varması beklenebilir. Böyle bir durumda seçimin favorisi olan Tokayev’in oy oranının yüzde 80’lere ulaşacağı öngörülebilir. Amirjan Kosanov’un da muhalefet bloğunda oylarını artırabileceğini vurgulamak gerekir.

2. Seçim propaganda sürecinde Nazarbayev politikalarının büyük ölçüde devamlılığı, ülkenin bütünsel iyileşmesi ve kurumsallaşması üzerinde duran Tokayev’in seçilmesi durumunda ekonomideki paylaşım ve gelir dağılımına, şeffaflık uygulamalarına, bürokratik kadroların dönüşümüne ve özellikle yolsuzluk konusuna eğileceği anlaşılmaktadır. Her yıl ülkede 2 binden fazla yolsuzluk suçu işlendiğini kaydeden Tokayev bunu bir sosyal hastalık olarak nitelendiriyor ve önleyici mekanizmaların acilen kurulmasını önemsiyor. Geniş ve kapsamlı olmasa da hükümette ve eyalet valiliklerinde kısmi bir değişiklik sürpriz olmayacaktır.

2. Dış politikanın önceliği ise doğrudan yabancı yatırımların ülkenin bağımsızlığına sıkıntı getirmeyecek karar ve uygulamaların sürdürülmesi olacak. Çin ve Rusya dengesinin proaktif bir diplomasi ile tesis edilmesi, komşu ülkelerle bütünleşme süreçlerinin hızlandırılması, yumuşak güç unsurlarının sahada hakim kılınması ve bunun yanı sıra ABD ve Avrupa ülkeleriyle de gerek ekonomik gerekse uluslararası kuruluşlar aracılığıyla ilişkiler artırılmaya çalışılacak. Türkiye ile ilişkilerde ise daha yapısal ve kurumlar arası etkileşimin arttığı bir dönem başlayabilir. Özellikle Türk Keneşi ve Türk Akademisi gibi ortak kuruluşlar üzerinden devam ettirilecektir. İkili dış ticaret hacminin 10 milyar seviyesine taşınması ilk hedef olacaktır.

[Uzmanlık alanı Avrasya bölgesi ve Türk Dünyası olan Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Ahi Evran Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesidir]