İşçi Partisi Hornsey&Wood Green Milletvekili Catherine West’in ev sahipliği ve moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıya AOTB kurucularından Leni Candan ile davayı yürüten avukat Yaşar Doğan ve Barrister Emma Daykin konuşmacı olarak katıldılar.


Söz konusu düzenlemelerle süresiz oturum başvuruları dört yıl yerine beş yılda yapılabiliyor. Başvuru sahipleri daha önce böyle bir zorunluluk bulunmadığı halde ‘Life in the UK’ olarak bilinen genel kültür testine tabi tutuluyor ve kişi başına yaklaşık 2,500 sterlin başvuru ücreti alınması uygulamaya konuluyor. Öte yandan başvuru sahiplerinin yakınları için de beş yıllık süre şartı getirilirken, ana başvuru sahibinin her uzatma başvurusunda, bağlı yakını da 1033 sterlin başvuru ücreti ve yıllık 500 sterlin sağlık primi ödemek zorunda bırakılıyor.


‘Düzenlemeler binlerce insanı mağdur etti’
Çok sayıda izleyicinin ilgi gösterdiği toplantıda ilk sözü alan Leni Candan, 15 Nisan’da uygulamaya giren düzenlemenin binlerce kişiyi büyük bir belirsizlik ve haksızlıkla karşı karşıya bıraktığını söyledi. Sadece bir gün öncesinde süresiz oturuma başvurma hakkı olan kişilere, 16 Mart’tan itibaren üç yıllık daha verildiğini belirten Candan, şok etkisi yapan ve adil olmayan düzenlemelere karşı duyarlılık oluşturmak amacıyla bir araya geldiklerini kaydetti. Başta politikacılar olmak üzere bir çok kesime ulaşmaya çalıştıklarını aktaran Candan, Home Office’in yarattığı mağduriyeti gidermemesi üzerine düzenlemeleri yargıya taşımayı kararlaştırdıklarını ifade etti.
AOTB kurucularından Leni Candan, yüzlerce kişinin desteklediği kampanya ile Home Office’in, Ankara anlaşması süreçleri 16 Mart 2018'den önce başlamış Türk vatandaşlarının değişikliklerden muaf tutulması yönünde düzenlemelere gitmesini hedeflediklerini vurguladı. Candan, Home Office’in beklenmedik düzenlemesinin, değişikliklere hazırlıksız yakalanan çok sayıda kişi için belirsizlik yarattığını ve bir çok kişinin süresiz oturum başvuruları geciktiği için kredi ve mortgage almakta zorlandıklarına işaret etti. 


Çocuklarını üniversiteye göndermeyi planlayanların, uluslararası öğrenciler için uygulanan üniversite ücretleri ile karşı karşıya kaldığına da dikkat çeken Candan, her yenilemede yaşanan uzun bekleme sürelerinin, seyahat özgürlüğünü kısıtladığını da aktardı.
AOTB kurucusu, Ankara Anlaşmasının bir AB anlaşması olduğunu hatırlattığı konuşmasında, İngiltere’nin AB’den ayrılması halinde hükümetin daha fazla değişikliğe gidebileceği ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. Bu duruma karşı harekete geçmek için başlattıkları kampanyaya geniş bir destek aldıklarını ifade eden Leni Candan, bugüne kadar 60 bin sterlin topladıklarını ancak daha fazla desteğe ihtiyaç duyduklarını da sözlerine ekledi.


Ankara Anlaşması olarak bilinen uygulamanın tarihsel sürecine ilişkin bilgiler veren avukat Yaşar Doğan ise büyük bir adaletsizlik yaratan düzenlemelerin, Ankara Anlaşması olarak bilinen uygulamanın özüne de aykırı olduğunu savundu. Doğan’ın ardından söz alan Barrister Emma Daykin da konuşmasına, söz konusu değişikliklere yol açan ve ‘Aydoğdu Davası’ olarak bilinen dava sürecini anlatarak başladı.  Daykin, davanın kazanılmasına karşın mahkeme başkanın tavsiye niteliğindeki kararını düzenlemelere gerekçe gösteren Home Office’in sıradışı bir uygulamayla, herhangi bir uyarı ya da danışma süreci olmaksızın bir gecede böyle bir karar verdiğini vurguladı. Tecrübeli Barrister, AOTB ile birlikte ilk olarak düzenlemelere karşı yasal süreç başlatmak için başvuruda bulunduklarını aktardı. Konuya mahkeme yolunun açılmasına ilişkin kararın önümüzdeki yılın ilk haftalarında sonuçlanmasını beklediklerini belirten Daykin, bunun gerçekleşmesi halinde başlayacak yasal süreçle düzenlemelerin yargıya taşınacağını vurguladı.


Öte yandan Parlamento’da düzenlenen toplantıya katılan konuşmacılar ve söz alan izleyiciler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Home Office’in iki ülke arasındaki ilişkileri doğrudan etkileyecek kararına karşı aktif bir tutum almadığından yakındılar. Londra Başkonsolosluğu’nun düzenlemelere ilişkin girişimlere maddi ve kurumsal destek vermekten kaçındığını savunan konuşmacılar, 12 binin üzerindeki başvuru sahibinin yanısıra binlerce bağlı yakınlarını da ilgilendiren düzenlemelere karşı Türkiye vatandaşlarına sahip çıkılması çağrısında bulundular.
Toplanti sonrasi bir aciklama yapan CEFTUS direktoru Ibrahim Dogus, Ankara anlasmasi konusunda yapilan haksiz ve zamansiz degisiklerden dolayi magdur edilen binlerce Turkiyeli’yi hakli davalarinda desteklemeye devam edeceklerini, tum kurumlari ve is dunyasini daha guclu destek vermeye cagirdi.