İngiltere Başbakanı Boris Johnson, AB'ye sundukları yeni anlaşma teklifiyle ilgili olarak “Bu yapıcı ve makul teklif, ciddiyetimizi gösteriyor.” dedi. Johnson, hükümetinin AB tarafına dün ilettiği yeni Brexit anlaşması teklifiyle ilgili olarak İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasında milletvekillerine bilgi verdi. Teklifin, hedeflerinin anlaşmalı bir ayrılık olduğunu gösterdiğini belirten Johnson, “Bu yapıcı ve makul teklif, ciddiyetimizi gösteriyor.” ifadesini kullandı. Johnson, teklifin, kendileri bakımından tavizler içerdiğini belirterek mevcut pozisyonlar içinde hapsolmanın çıkmaza yol açacağını kaydetti. Son 24 saatte AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, İrlanda Başbakanı Leo Varadkar ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de yer aldığı liderlerle telefonda görüştüğünü belirten Johnson, bütün görüşmelerin yapıcı bir havada geçtiğini vurguladı.

Teklifin unsurları

AB’ye yaptıkları teklifin 5 unsuru olduğunu anlatan Johnson, bunları şöyle sıraladı:

"İrlanda Adası'na barışı getiren Hayırlı Cuma Anlaşması'na bağlılık ve bu kapsamda Kuzey İrlanda’daki yönetim sisteminin muhafaza edilmesi, İrlanda ile Kuzey İrlanda arasındaki serbest dolaşımın korunması, iki İrlanda arasında tarım ürünleri dahil bütün malları kapsayacak bir düzenleyici alanın oluşturulması ve bu alan mevcut kaldıkça gümrük kontrollerinin yapılmaması. Bu düzenleyici alanın, eski Brexit anlaşmasındaki tedbir maddesinin aksine ancak Kuzey İrlanda yönetiminin ve meclisinin onayı sürdükçe varlığını koruması. Kuzey İrlanda’da bu amaca yönelik her 4 yılda bir oylama yapılması. Düzenleyici alana verilen onayın geri çekilmesi halinde, bu alanın 1 yıl içinde kaldırılması ve Brexit anlaşmasındaki geçiş sürecinin bitiminde İngiltere’nin Gümrük Birliği'nden tamamen çıkması."

Teklif ettikleri anlaşmanın kabul edilmesi halinde Kuzey İrlanda’nın AB’nin değil, İngiltere’nin gümrük alanı olmayı sürdüreceğini belirten Johnson, iki İrlanda arasında da sınır kontrollerine gerek olmayacağını ileri sürdü.

İngiltere’nin sınırda kontrol yapmama garantisi verdiğini söyleyen Johnson, kontrol gerektiren bazı ender durumlarda ise bunun ilgili şirketlerin tesislerinde gerçekleştirileceğini kaydetti.

Johnson, sınır kontrolü konusunda AB tarafından da benzer bir yaklaşım beklediklerini sözlerine ekledi.

Muhalefetin tepkisi

Johnson’ın ardından söz alan ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn ise teklifin, İngiliz parlamentosunun daha önce üç kez reddettiği Brexit anlaşmasının daha kötü bir versiyonu olmanın ötesine geçmediğini söyledi.

Corbyn, Johnson’ın teklifinin Kuzey İrlanda’ya barışı getiren Hayırlı Cuma Anlaşması için de tehdit teşkil ettiğini kaydetti.

“Anlaşmalı veya anlaşmasız, şurası kesin ki bu hükümetin Trump tarzı Brexit'i var.” ifadesini kullanan Corbyn, bunun gerçekleşmesi durumunda İngiltere’de işçi ve tüketici hakları ile çevre standartlarının zarar göreceğini söyledi.

Corbyn, böyle bir anlaşmaya hiçbir İşçi Partili milletvekilinin destek vermeyeceğini sözlerine ekledi.

İskoç Ulusal Partisinin (SNP) Westminster lideri Ian Blackford da Johnson’ın teklifinin hayata geçirilmesi imkansız unsurlar içerdiğini söyledi.

Blackford, İngiltere’yi AB’den anlaşmasız ayırmayı isteyen Johnson’ın, yeni teklifini de “başarısız olmasını gözeterek tasarladığını” iddia etti.

Brexit süreci

İngiltere 2016'da yapılan referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı almıştı. 29 Mart'ta gerçekleşmesi gereken Brexit, sürecin krize dönüşmesiyle 31 Ekim'e ertelenmişti.

Eski Başbakan Theresa May'in AB ile vardığı Brexit anlaşması, AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda arasındaki sınıra ilişkin "tedbir maddesi" nedeniyle parlamentoda üç kez reddedilmişti.

"Tedbir maddesi" İngiltere ile AB arasında İrlanda sınırına çözüm getirecek kapsamlı bir ticaret anlaşmasına varılana kadar ülkenin bütününün Gümrük Birliği içinde kalmasını ancak Kuzey İrlanda'nın ilave bazı AB kurallarına tabi olmasını öngörüyordu.

İngiliz tarafı iki İrlanda arasında sınır kontrolü yapmama sözünü çeşitli defalar verdiyse de AB tarafı soruna köklü çözüm getiren bir anlaşma olmadan sınırın kontrolsüz bırakılmasının Birliğin ortak pazar yapısına zarar vereceği gerekçesiyle mümkün olmadığını vurguluyor.

İngiliz Parlamentosu, geçen ay da anlaşmasız bir ayrılığın önüne geçmek için Johnson'ı AB'den yeni bir erteleme istemeye mecbur bırakan bir yasayı kabul etmişti.

Yasaya göre İngiliz hükümeti 19 Ekim'e kadar AB ile Brexit anlaşması sağlayamazsa veya anlaşmasız ayrılık için parlamentonun onayını alamazsa, AB'den Brexit için 3 aylık erteleme talep etmek zorunda olacak.

Tasarı, AB'nin farklı tarih teklif etmesi durumunda da bunu kabul veya ret yetkisinin İngiliz hükümetinde değil parlamentoda olmasını öngörüyor.

 İrlanda sorunu

İngiltere'nin AB'den ayrılma sürecini tıkayan en önemli soruna dönüşen Kuzey İrlanda'da, terör ve çatışma günlerine geri dönülmesinden korkuluyor.

İngiliz İmparatorluğu'nun ilk sömürgesi İrlanda Adası'ndan İngiltere’nin elinde kalan kısmı teşkil eden Kuzey İrlanda, 1960'lı yıllardan 1998'e kadar Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmalara ve terör olaylarına sahne oldu.

Ada ancak 1998'de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması ile sükunete kavuşurken, Kuzey İrlanda’da çatışan tarafların ortaklığına dayalı bir bölgesel yönetim kurulması üzerinde anlaşıldı.

Çözüm kapsamında İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki fiziki sınır da kaldırıldı. Çatışmalı günlerde ayrılıkçı terörün birincil saldırı hedefleri konumundaki sınır kontrol noktaları da ortadan kalkmış oldu.

Belfast Anlaşması olarak da bilinen metinler, Kuzey İrlanda'da bugün yürürlükte olan bölgesel yönetimin temelini oluşturuyor.