Rum basınında yer alan habere göre, Başsavcı George Savvides'in ofisinden yapılan açıklamada, kanıtların incelenmesinin ardından, polis memurlarının kasıtlı olarak görevlerini ihmal ettiklerinin "makul şüpheden öteye gidemediği" ifade edildi.Açıklamada, polislerin, davaların cinayet olasılığıyla ilgili olduğunu fark edememelerinin, kasıtlı görev ihmali anlamına gelmediği kaydedildi.Toplanan kanıtlara göre, davayla ilgili daha fazla ya da az derecede belirgin bir ihmal ya da görevi kötüye kullanmanın olmadığı da belirtildi.15 polis memuru, geçen yıl, yabancı uyruklu kayıp 5 kadın ve 2 çocuğun soruşturmasını engelledikleri gerekçesiyle yargılanmaya başlanmıştı.

- Nikos Metaksas suçunu itiraf etmişti

Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde, Rum Milli Muhafız Ordusu'nda (RMMO) teğmen rütbesiyle görev yapan seri cinayet sanığı Nikos Metaksas, 2019'da 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olmuştu.

Filipinler, Nepal ve Romanya kökenli kadınlarla, bu kadınlardan ikisinin 6 ve 8 yaşındaki kızları olmak üzere toplam 7 kişiyi öldüren Metaksas, mahkemede suçunu itiraf ederken, "İğrenç suçlar işledim. Bunları neden ve nasıl yaptığıma dair kafamda açık yanıtlar yok." demişti.

- Hedefinde göçmen işçi kadınlar vardı

"Orestis" lakaplı seri katil Metaksas, 14 Nisan 2019'da Filipinler vatandaşı Mary Rose Tiburcio'nun (39) cesedinin, Lefkoşa'nın 32 kilometre batısındaki bir maden göletinde bulunmasının ardından başlatılan soruşturmada gözaltına alınmıştı.

Sorgulanan Metaksas, Tiburcio dahil 7 kişiyi öldürdüğünü itiraf etmişti. Kurbanlar arasında Tiburcio'nun 6 yaşındaki kızı Sierra, Filipinler vatandaşları Maricar Valdez Arquilla ve Arian Palanas Lozano (28), Rumen Livia Bunea (36) ile 8 yaşındaki kızı Elena ve Nepal vatandaşı Kata Anou yer alıyor.

Kurbanlardan Tiburcio ve Lozano'nun cesetleri aynı maden göletinde, Kata Anou olduğu sanılan kurbanın cesedi ise katilin görev yaptığı askeri birliğin arazisindeki atış alanının yakınındaki bir kuyuda bulunmuştu.

Kurbanların tamamının, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne çalışmaya gelen göçmen işçi kadınlar olması dikkati çekmişti.

Olayın ortaya çıkmasından sonra Rum polisinin, yabancı uyruklu oldukları için kayıp kadınların akıbetiyle ilgilenmediği, dolayısıyla ölümlerde ihmali bulunduğu yönündeki eleştiriler üzerine Emniyet Genel Müdürü görevden alınmış, ardından Adalet Bakanı istifa etmek zorunda kalmıştı.