İSTANBUL (AA) - NEBAHAT TANRIVERDİ YAŞAR - Libya’da 42 yıllık Kaddafi rejimini sona erdiren 17 Şubat devriminin sekizinci yıl dönümünde eski rejimin hayaletleri ile boğuşan ülkede hala demokratik ve istikrarlı bir düzen inşa edilebilmiş değil.

Arap Baharı öncesi dönemde Kuzey Afrika ve Afrika siyasetinde özgül ağırlığı olan Libya, bugün çok sayıda aktörün rekabet alanına dönüşmüş durumda. Ayrıca ülkede biri Tobruk diğeri Trablus merkezli iki meclisli, iki hükümetli yapı arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik savaş da Halife Hafter'e bağlı güçlerin şubat ayında ülkenin güney bölgesine başlattığı askeri operasyon ile derinleşerek devam ediyor. Bu durum ise 2014 yılından itibaren BM tarafından yürütülen Libya krizine yönelik çözüm çabalarında olumlu yönde bir ilerlemenin önünü kesmekte. 2019 yılında düzenleneceği açıklanan seçimlerde Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi’nin adının geçmesi ise ülkenin yeni gelişmelere ve krizlere gebe olduğunun habercisi.

Uzun yıllar ülkenin batısında, Zintan bölgesinde tutuklu bulunan devrik lider Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi’nin, serbest kaldığı 2017’den beri Libya siyasetine dönüp dönmeyeceği bir soru işaretiydi. Ancak devrimin sekizinci yılında, seçimlerin de ufukta belirmesi ile birlikte Seyfülislam Kaddafi ismi çevresindeki söylentiler daha da arttı. 2018’in son günlerinde medyaya Seyfülislam Kaddafi’nin Rusya Devlet Başkanı Putin’e hitaben, Rusya’dan destek talep eden ve ülkedeki krizin çözümüne yönelik bir yol haritası da içeren bir mektup ilettiği haberi düşmüştü. Bu haberlerin ardından Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov da, Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi ve yandaşlarının ülkedeki politik sürecin bir parçası olması gerektiğini belirtmişti.

- Rusya'nın Libya siyasetindeki hesapları

Halife Hafter ile yakın ilişkilere ve iş birliğine sahip Rusya’nın bu hamlesi, Rusya’nın Libya’da düşünüldüğünden daha fazla sayıda aktöre yatırım yapmayı planladığını ortaya çıkardı. 2016 yılından itibaren, Mısır’ın da çaba ve teşvikleriyle Halife Hafter ve Rusya arasında yakın ilişkiler tesis edildi. Bu tarihten itibaren de hem askeri hem de ekonomik ilişkiler çerçevesinde Hafter sık sık Moskova’yı ziyaret etti. Ancak Moskova yakın zamanda BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile de ilişkileri geliştirmeye başladı ve Feyyaz el-Sirac başta olmak üzere pek çok UMH delegasyonu ve görevlisi ile bir araya gelmeye başladı. Buna ek olarak Rusya’nın Misrata gibi önemli diğer güç merkezleri ile de ilişkilerini geliştirmeye çalıştığı da görülüyor.

Günün sonunda özellikle eski rejim bağlantılı isimlere yakın bir pozisyon sergileyen Rusya’nın ülkedeki krizi bu eksende çözmeye yönelik siyaseti ise değişmiş değil. Bu nedenle de Seyfülislam konusunda izlediği siyaset, yakın zamanda ciddi sağlık sorunları yaşayan Halife Hafter’e alternatif bir liderlik planı olarak da okunmalı. Nisan 2018’de Halife Hafter’in Fransa'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği haberleri basına yansımıştı. Her ne kadar daha sonra Hafter’in hayatta olduğu ortaya çıksa da gerçekten ciddi bir şekilde rahatsızlandığı gerçek. Bu nedenle de 75 yaşındaki Halife Hafter sonrasında liderliğin kime geçeceği konusu halihazırda önemli bir mesele. Çok kısa bir süre içinde Seyfülislam Kaddafi’nin isminin bu kadar yüksek perdeden zikredilmesi bu gelişmelerden bağımsız okunmamalı.

Bu çizgideki tek ülke elbette Rusya değil. Benzer şekilde Halife Hafter ve Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM) hükümeti ile oldukça yakın siyasi ve askeri ilişkilere sahip Mısır için de aynı durum söz konusu. Halihazırda Tobruk merkezli TM’nin askeri ve siyasi kazanımlarında Mısır’ın oynadığı rol oldukça büyük. Henüz ülke iki güç merkezi şeklinde bölünmemişken, Mart 2012'de Sireneyka (Berka)’da gerçekleştirilen toplantıda özerklik kararının çıkmasının ardından ülkenin doğusundaki aşiret ve milislerle yakın dirsek temasındaydı. Hafter’in Tobruk meclisinin safına katılması ile birlikte sağladığı askeri destek de artmaya başlamıştı. 2014 Ağustos’unda ABD, BAE ve Mısır’ın Libya’da gizli bir şekilde askeri operasyon gerçekleştirdiklerini ve Tobruk meclisi tarafında savaşan Onur Operasyonu Güçlerine silah sağladıklarını iddia etmişti. Elbette bu dönemde Mısır’ın Trablus’taki Milli Genel Kongre’yi ve Ömer el-Hasi hükümetini tanımadığı ve Tobruk meclisi ile Tobruk merkezli hükümetin Başbakanı Abdullah el-Sini’ye destek verdiği bir sır değildi.

2015 yılına kadar örtülü bir şekilde devam eden bu destek, Libya’da DEAŞ’ın Mısır vatandaşlarını infaz etmesinin ardından düzenlediği hava operasyonları ile Hafter’in askeri ilerleyişine yardım etmesi suretiyle açık bir politikaya dönüşmüştü. Mısır halen Hafter’in ve Tobruk meclisinin yoksun olduğu siyasi meşruiyeti sağlama ve genişletme adına Mısır’da Libyalı aşiret ve büyük aileleri bir araya getirmeye devam etmekte. Yine 2018’in son günlerinde basına yansıdığı haliyle, Mısır’da gerçekleşen aşiret görüşmeleri ile milis güçleri Hafter’in liderliğindeki Libya ordusu çatısı altında toplama çalışmaları devam ediyor.

- Seyfülislam Kaddafi ile Hafter rekabeti muhtemel

Tüm bunlar Mısır’ın Libya’nın geleceğinde sadece Hafter’i tercih edeceği anlamını taşımıyor. Mısır, aynı zamanda Seyfülislam Kaddafi’nin 2019'da gerçekleşmesi muhtemel seçimlerdeki adaylığına destek çabalarının da merkezi haline gelmiş durumda. Yine Mısırlı yetkililerin Seyfülislam Kaddafi’nin adaylığı için çalışmalara başladığı yönünde çeşitli haberler bulunuyor. Seyfulislam Kaddafi’nin amcası (aslında babasının kuzeni), Ahmed Kaddaf ed-Dem’ın Libyalı aşiret ve ailelerle Kahire’de görüşmeler gerçekleştirdiğini ve yeğeninin başkanlık adaylığı için destek toplamaya çalıştığını Mısırlı kaynaklar basına yansıtmıştı. Ahmed Kaddaf ed-Dem, Muammer Kaddafi’ye çok yakın isimlerden biriydi ve rejimin çekirdek kadrosunda yer alıyordu. İngiltere, Türkiye ve Pakistan’da askeri eğitimini tamamlayan Ahmed Kaddaf ed-Dem, Kaddafi iktidarında Libya yönetiminin Afrika politikası çerçevesinde silah ve finans sağlama görevlerini de üstlenmiş bir isim. Bu nedenle hem Libya içinde hem de Libya dışında ilişki ağı geniş kilit bir isim. Kahire’de gerçekleşen bu görüşmelerin ardından ise 7 Şubat’ta Sirte’nin doğusunda yer alan Ras Lanuf’ta bir aşiretler zirvesi gerçekleştirildi.

Seyfulislam Kaddafi’nin Libya siyasetinde bir geleceğinin olup olmayacağını öngörmek için henüz oldukça erken. Ancak Seyfulislam Kaddafi’nin hem Libya içinde hem de Libya dışında bazı ittifaklar oluşturduğu görülmekte. Bu gelişmeler karşısında Halife Hafter’in nasıl bir politika izleyeceği de önemli. Şimdilik Hafter’in askeri operasyonlarını genişletmeye öncelik verdiği görülüyor. 2019’daki seçimlerden önce mümkün olduğunca geniş bir alanın kontrolünü ele geçirerek elini kuvvetlendirmeye çalışan Hafter’in, Seyfulislam Kaddafi ile birlikte mi hareket edeceği yoksa rekabete mi gireceği önemli bir belirleyici olacak. Her hâlükârda devrimin sekizinci yılında Libya’da yeni dönüm noktalarına doğru gidildiği tespiti kaçınılmaz görünüyor.

[Tunus, Libya ve Mısır konularında serbest araştırmacı olarak çalışan Nebahat Tanrıverdi Yaşar Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde doktora çalışmalarını sürdürmektedir]