ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından düzenlenen "5. Uluslararası İyilik Ödülleri" programında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ülkesindeki çatışmalardan kaçan yaklaşık 3,5 milyon Suriyeliye sadece kapısını açmadığına, aynı zamanda onları bağrına bastığına dikkati çekti.

Türkiye'nin bu alanda yaptığı harcamanın 35 milyar doları aştığını bildiren Erdoğan, "Avrupa Birliği verdiği sözü tutmadı. Bize 1 milyar 750 milyon dolar ödeyecekti ama ödemedi. Fakat biz ödeseler de ödemeseler de bu desteklerimizi yapmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "İmkanları bizden katbekat fazla ülkeler mültecileri toplama kamplarında mahkum ederken biz kardeşlerimizle soframızı paylaştık. Sınırlarımıza gelen hiç kimsenin etnik kimliğini, dinini, kültürünü, meşrep ve mezhebini sorgulamadık. Türkmen kardeşlerimize sahip çıktığımız gibi Kürt kardeşlerimize Arap kardeşlerimize de sahip çıktık. Müslümanlara kapımızı açtığımız gibi Ezidilere, Hristiyanlara da kapımızı ardına kadar açtık. Paylaşmanın bereketine inandık, merhametin gücüne iman ettik. Böylece Türkiye'yi dünyanın en cömert ülkesi yaptık." diye konuştu.

- "Batılı kuruluşlar gibi 'kalkınma yardımı' adı altında farklı hesapların içine girmedik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 2018'de 8,5 milyar dolarla oran ve miktar bakımından insani yardımlarda zirveye yerleştiğine dikkati çekerek, Suriye ile beraber Kırgızistan'dan Afganistan'a, Somali'den Filistin'e, Sudan'dan Libya, Yemen ve Bosna Hersek'e kadar gönül coğrafyasının tamamına milletin yardım elini uzattıklarını söyledi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Batılı kuruluşlar gibi 'kalkınma yardımı' adı altında farklı hesapların içine girmedik. Bize has, Türk milletine has yardım modeliyle kalıcı izler bıraktık. Yardıma koştuğumuz bölgelerde yaşayan insanlara balık tutmasını, hiç kimseye muhtaç olmadan ayakları üzerinde durmasını öğretmeye çalıştık. Afrika gibi zengin kaynaklara sahip yerlerde insani yardım üzerinden yeni bağımlılık ilişkisi kurma gibi bir çabanın içerisine girmedik. Bugün TİKA'mızla, AFAD'ımızla, Kızılay'ımızla, Diyanet Vakfı'mızla, sivil toplum kuruluşlarımızla dünyanın en zor, en sıkıntılı coğrafyalarında insani yardım faaliyetini sürdürüyoruz.

Hamdolsun nereye gitsek, hangi ülkeyi ziyaret etsek bir Türk yardım kuruluşunun orada bıraktığı izle, eserle karşılaşıyoruz. Tıpkı ecdadımızın yaptığı gibi dört kıta, yedi iklimde Türkiye'nin iyilik sancağını göndere çekiyoruz. İçimizdeki kimi gafiller, kimi vicdansızlar anlamasa da biz imkanlarımızı mazlumlarla paylaşmayı sürdüreceğiz. Zalimler karşısında eğilmeyecek, bükülmeyecek, üç günlük menfaat için zulme asla alkış tutmayacağız."

- "Bu ödüller iyilere hürmetimizin, iyiliğe saygımızın en güzel nişanesidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/Adam aldırmada geç git diyemem, aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu." dizelerini okuyarak, bu dizelerden aldıkları ilhamla "zalimin hasmı, mazlumun hamisi" olmaya devam edeceklerini vurguladı.

Şair ve devlet adamı Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'de "Kötülere haşmet ve siyaset, iyilere ise daima hürmet lazımdır." tavsiyesinde bulunduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu ödüller iyilere hürmetimizin, iyiliğe saygımızın en güzel nişanesidir. Kuşu ölen bir çocuğa taziye ziyaretinde bulunan bir Peygamber'in ümmeti olarak çabamız, merhametin çorak gönülleri ıslatmasına vesile olmaktır. Şüphesiz aramızdaki iyilik neferlerine asıl ecirlerini Rabbimiz hem bu dünyada hem de ahirette bol bol verecektir. Eş-Şekur, Er-Rahman, Er Rahim ve El-Kerim esmasıyla yüce Mevla, yapılan bu iyilikleri asla karşılıksız bırakmayacaktır. Biz burada sadece ülkemiz ve milletimiz adına vefa, şükran borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Bu vesileyle Müslüman olmanın güzelleştiren bir vasıf olduğunu, şükür ve iftihar edilecek bir nimet olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz."

Ödüller dolayısıyla birbirinden değerli hayır faaliyetlerinden haberdar olduklarının, göz yaşartıcı hikayelere şahitlik ettiklerinin altını çizen Erdoğan, konuşmasını, "Dünya hayatının onca yükü, karmaşası ve albenisi karşısında bir kez daha hakiki, baki, kalıcı olanın farkına varıyoruz. Bu ödülleri takdim merasiminde ödül alan kardeşlerime şahsım, milletim ve Diyanet Vakfımız ve Diyanet teşkilatımız adına tekrar teşekkür ediyorum. İnsanı insanlığından utandıran onca hadiseye rağmen iyilik hikayelerinizle bizleri gururlandırdığınız, içimizde ümit tohumlarını yeşerttiğiniz için şükranlarımı sunuyorum. Rabbim bizi iyilerin, sadıkların yolundan ayırmasın, ayaklarımızı sırat-ı müstakim üzere tutsun diye dua ediyorum." sözleriyle sonlandırdı.

- Törenden notlar

Hacı Bayram Camisi Başimamı Ahmet Karalı'nın Kur'an tilaveti ile başlayan törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile çok sayıda yabancı davetli de katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması öncesinde ödül töreni gerçekleştirildi. Vefa Ödülü merhum Mahmut Celalettin Ökten adına Saadettin Ökten'e Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verildi.

Erdoğan'ın konuşmasının ardından hatıra fotoğrafı çektirildi. Bu sırada ödül alan futbolcu Frederic Omar Kanoute Cumhurbaşkanı Erdoğan'a formasını takdim etti.

(Bitti)