İSTANBUL (AA) - Albayrak, 2018 BRICA İstanbul Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, küresel ekonominin 1990'lardan bu yana önemli bir dönüşüm gerçekleştirdiğini söyledi.

Bu dönüşümün merkezinde, gelişen ülkelerin ekonomik yükselişinin bulunduğuna işaret eden Albayrak, "Bundan 30 yıl önce, küresel sistem içinde gelişmekte olan ülkeler sadece risk, problem ve benzeri noktalarda problemin kaynağı olarak görülürken, bugün küresel ekonominin motoru rekabetçi üretim yapılarıyla yükselen piyasalar, bu noktada en önemli rolü ifade ediyor." şeklinde konuştu.

Albayrak, bu dönüşüm neticesinde çok kutuplu küresel ekonomik sistem görüldüğünü, bu modern ekonomik sistemin; yenilikçilik, rekabetçilik ve piyasalara hızlı erişim ilkeleri etrafında şekillendiğini söyledi.

Kuşak ve Yol girişiminin, bütünleşik bir şekilde ulaşım altyapısını adım adım iyileştirme imkanı verdiğini vurgulayan Albayrak, "Türkiye olarak biz Kuşak ve Yol girişimini en başından beri güçlü bir şekilde destekledik. Kasım 2002'den beri Türkiye'de hayata getirmeye çalıştığımız kapsamlı altyapı hamlesi bu girişime büyük bir avantaj sağladı." dedi.

- "Türkiye olarak hep ticarette korumacılığa karşı çıktık"

Berat Albayrak, 2008 küresel finansal krizinden bu yana 10 yıl geçtiğini hatırlatarak, hem küresel ekonomide hem de küresel finansal sistemde önemli adımlar atıldığını anlattı. 2010'dan bu yana küresel ekonominin yavaş yavaş toparlanmaya başladığına işaret eden Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak krizden çıkmak için uygulanan olağanüstü para ve maliye politikalarının beraberinde getirdiği kimi etkiler bugün hala etkisini sürdürüyor. Özellikle son birkaç yıl içinde küresel ekonomi hemen hemen tüm ülkelere yayılan şekilde farklı kırılganlıkları da ortaya koydu. Ancak bu yıl ciddi şekilde hız kazanan korumacılık, önemli bir bölümü çevremizde cereyan eden jeopolitik riskler ve gelişmiş ülkelerin para politikalarında çok değişik adımlar atıldığını görmekteyiz."

Bütün bu gelişmelerin küresel ekonomik görünümü olumsuz yönde etkilediğine dikkati çeken Albayrak, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerin yerini yavaş yavaş karamsarlığa bıraktığını söyledi.

Albayrak, gelişmiş ülkeleri bugün tehdit etmeye başlayan sürecin temelinde birkaç mevzunun bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Birincisi, finansal koşullar, likidite sıkılaşma sürecine doğru adım adım ilerliyor. İşte bu sıkılaşma tüm yükselen piyasa ekonomilerini etkilemeye başladı. İkincisi, ticarette artan korumacılık eğilimi, yani birçoğumuzun yakından takip ettiği ticaret savaşları konusu... Adil, serbest ve çok taraflı kurallara dayalı bir ticaret sisteminin tüm dünya ekonomilerinin çıkarına olduğunu uzun dönemdir ifade ediyoruz.

Biz bu zamana kadar Türkiye olarak hep ticarette korumacılığa karşı çıktık. Rekabetçiliğin ancak inovasyon ve verimlilikle geleceğini savunduk. Bu duruşumuzu, söylemimizi savunmaya devam edeceğiz. Zaten Türkiye olarak ekonomi politikalarımızı da yenilikçiliği, teknolojik gelişmeyi ve verimliliği destekleyecek şekilde kurguluyoruz. Bu yönde değişim ve dönüşüm adımlarını attık, atmaya devam ediyoruz."

- "Bankacılık sektörümüzü de, reel sektörümüzü de destekleyeceğiz"

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, küresel finansal kriz sonrası dönemde, yani geçen 10 yıllık dönemde Türkiye'nin, yıllık ortalama yüzde 7'ye yakın büyüme gösterdiğini söyledi.

Albayrak, bu büyümede kamu kaynaklarının payının nispeten daha sınırlı olduğunu belirterek, "Özel kesim, tüketim, yatırım gelişmeleri Türkiye ekonomisinin büyümesinin ana unsurları oldu. Başka ülkeler gibi yoğun kamu maliyesi tedbirlerine Türkiye başvurmadı. Bu sürede Türkiye çok değişik sorunların üstesinden gelmeyi de başardı." şeklinde konuştu.

Son 5 yılda yaşananlara rağmen Türkiye'nin, güçlü temelleri sayesinde bu süreçten daha da güçlenerek çıktığını vurgulayan Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu sağlam temeller bugün de Türk ekonomisinin direncinin ana unsurudur. Önümüzdeki dönemde Türkiye olarak bu temelleri daha da güçlendireceğiz, sağlamlaştıracağız. Özellikle kamu maliyesinin çıpa olma özelliğini güçlendirerek adımlarımızı bu yönde daha da sağlam atacağız. Bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısını muhafaza edeceğiz.

Risklere karşı daha da dayanıklı hale getirecek analitik yöntemlerle bugüne kadar birçok uygulamayı hayata geçirdik. Yeni dönemde daha da yenilerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Hükümet olarak bankacılık sektörümüzü de, reel sektörümüzü de bu anlamda destekleyecek imkanlarımızla, kararlılığımızla önümüzdeki dönemde sahada kararlı bir şekilde ortada olacağız."

Albayrak, uluslararası piyasadaki Türkiye'nin risk priminde önemli bir düşüş, önemli bir iyileşme görüldüğünü belirterek, "Risk priminin ana göstergelerinden biri olan CDS primleri, son bir ayı aşkın zamanda yaklaşık 200 baz puandan fazla gerileme ve iyileşme ortaya koydu." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)