İSTANBUL (AA) - "Öğretmenim Elimi Tut" projesi kapsamında hastanede uzun süreli tedavi gören çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri amacıyla hazırlanan ilk hastane sınıfı, Sarıyer Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde açıldı.

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve Hayata Renk Ver Derneği'nin iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, ideal kriterlere göre hazırlanan sınıfta eğitim öğretim başladı.

Sarıyer Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin çocuk bölümünde hazırlanan 8 kişilik sınıfın ve öğretmen odasının bulunduğu koridora, okul ruhunu yansıtması için, gönüllü resim öğretmenleri tarafından resimler yapıldı.

Uzun süreli tedavileri nedeniyle okula gidemeyen çocuklar ilk derslerini Müzisyen Onur Erol ve Müzik Terapisti Danny Lundmark‘ın çaldıkları gitara çeşitli enstrümanlarla eşlik ederek gerçekleştirdi.

- "Çocuğun ümidini arttıracak bir faaliyet"

İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, burada tedavi gören çocukların yalnızca birer hasta olmadıklarını, onların anne ve babaları için çocuk, öğretmenleri için de öğrenci olduklarını söyledi.

Hastalıkları uzun süren çocukların eğitimlerinin kesilmemesi gerektiğini belirten Memişoğlu, eğitimin yalnızca bilgi anlamında olmadığını, onların motivasyonu ve iyileştikten sonraki adaptasyon süreçleri anlamında da eğitimin önemli bir değer olduğunu kaydetti.

Memişoğlu, imkanlar ölçüsünde hastanelerde her zaman sınıflar açmaya hazır olduklarını aktararak, "Sayın Milli Eğitim Müdürümün bu konudaki çabalarını hayranlıkla destekliyoruz. Hastanelerdeki çocukların mutlu olması, esasında onların bilmediğimiz, sadece tıbbi olarak açıklanamayacak ama iyileşme süreçlerine çok büyük katkısı olacak bazı duyguları, destekleri sağlayacağını düşünüyorum. Onun için bu duyguları beslemek ve çocuğun en azından eğitim anlamında geri kalmamasının yanında geleceğe ümidini arttıracak bir faaliyet olarak görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Çocukların iyi yetiştirilmesinin önemine değinen Memişoğlu, "Hepimizin bu dünyada belli bir süre geçireceğini, bu geçirdiğimiz sürede de bundan sonraki nesillerin yaşantımızı devam ettireceğini, genetik yapılarımızı onlara taşıdığımızı bilerek o çocuklarımızı çok daha iyi yetiştirmemiz lazım. Geriye bıraktığımız en önemli eser çocuklarımız. Onları iyi yetiştirirsek, hizmeti verirsek geleceğimiz barışsal ve iyilik anlamında da çok iyi olacak." diye konuştu.

Kemal Memişoğlu, tedavi gören çocuklara acil şifalar dileyerek sözlerini tamamladı.

- "Eğitim sadece sınıflarda olmamalı"

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı da çocuğun yarınlarına dönük bir çalışmanın iş birliğinin bir yansıması olarak bir araya geldiklerini söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı olarak hayata hazır, sağlıklı, mutlu ve erdemli bireyler yetiştirmek istediklerini belirten Yazıcı, bu strateji noktasında bugün hastanede yapılan çalışmanın da çok kritik olduğunu ifade etti.

Eğitimin sadece sınıflarda olmaması gerektiğinin altını çizen Yazıcı, şöyle devam etti:

"Çocuğun temas ettiği, doğal yaşamda içinde bulunduğu farklı ortamlarda bazen hastane odalarında, bazen bir atölyede, bazen gezip kaynak kişilerden bilgi alacağı bir postane veya benzer bir kamu kurumunda veya hayatın aktığı her noktada çocuk için eğitim söz konusudur. Bu çerçevede, özellikle çocuk için tamamen farklı bir eğitim ortamı olması gereken bir diğer yer de uzun süreli tedavi gören çocuklarımızın kaldığı hastaneler olacak tabii ki. Bu hastane ortamının ne kadar daha sıcak bir ortama kavuşmasını ve onları tebessüm ettirecek bir mekan haline dönüştürebilirsek, biliyoruz ki çocuklarımızın mutluluğuna katkı sağlayacağız."

Levent Yazıcı, mutlu çocukların çok daha iyi öğrenebildiğini, topluma çok daha kolay uyum sağlayabildiğini, çok daha barışık yaşadığını ve topluma çok daha nitelikli bir uyum sürecinden sonra o toplumun bir ferdi olabildiğini bildiklerini anlatarak, "Bu nedenle, özellikle bu ortamda da çocuklarımız için sürdürülebilir ve nitelikli bir eğitim sağlamak istiyoruz." dedi.

- "Her yaş grubuna bir sınıf hazırladık"

Hayata Renk Ver Derneği Başkanı ve Çocuk Gelişimi Öğretmeni Melek Okur ise uzun süre tedavi gören çocukların, çocukluklarını yaşadıkları takdirde iyileşebilecekleri düşüncesinden yola çıkarak hastanelerde sınıflar ve eğitim atölyeleri yapmaya başladıklarını anlattı.

Yaklaşık 60 kişilik danışma kurulunun bir araya gelerek sınıfın özelliklerine yönelik fikirlerini beyan ettiklerini aktaran Okur, aynı zamanda görev yapacak öğretmenlerin nitelikleriyle ilgili de araştırmalar yapıldığını ve eğitim programının hazırlandığını kaydetti.

Okur, şöyle devam etti:

"Şu anda burada her yaş grubuna ithafen, ilkokul, ortaokul, lise, anaokulu öğretmenlerinin görev alabilecekleri bir sınıf hazırladık. Bu hastanede yaklaşık 60 yatak var ve 60 yataktaki uygun olan çocuklar sınıfa gelecekler. Diğerleri için de öğretmenlerimiz yatak başına gidecekler. Bunun dışında sınıfımızda aynı anda en fazla 8 çocuk eğitim alabilir, daha fazlasını hijyenik açıdan uygun görmüyoruz.

Dersler müfredata uygun gidecek, lise öğrencileriyle lise öğretmenleri, ortaokul öğrencileriyle ortaokul öğretmenleri buluşacaklar. Sınıf öğretmeni ve okul öncesi eğitim öğretmeni sürekli kalacak burada. Diğer öğretmenlerimiz çocuklar geldikçe çocuklarla buluşmaya devam edecekler. Aynı zamanda okuma yazma bilmeyen anneler için, okuma yazma eğitimleri, çocukla oyun ve iletişim kurma eğitimleri ve hobi eğitimleri düzenleyeceğiz."

Memişoğlu, Yazıcı ve Okur daha sonra sınıfın açılış kurdelesini keserek öğrencileri ziyaret etti.