İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Sanofi Türkiye Ülke Başkanı Cem Öztürk, "Son 5 yıl içerisinde Türkiye'de yaptığımız 295 milyon TL Ar-Ge yatırımımız ve 450 farklı merkezde yürütülen 50 klinik araştırma projemizle Türkiye'nin sağlık sektöründe güçlü ve güvenilir bir ortağı olarak öncü rol oynuyoruz." dedi.

Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genel merkezi Paris'te bulunan Sanofi'nin, dünyanın önde gelen ilaç firmalarından biri olduğunu, 100'den fazla ülkede 100 bini aşkın çalışanı ile insanların yaşamlarını iyileştirmek için sağlık çözümleri sunduğunu anlattı.

Sanofi'nin, Türkiye'de 60 yılı aşkın süredir faaliyette bulunduğunu, Türkiye'de bin 800'ü aşkın çalışanı ve 16 ana tedavi alanında geniş ürün portföyü ile faaliyet gösterdiğini kaydeden Öztürk, şöyle devam etti:

"Yerli üretime verdiğimiz önem doğrultusunda ürün portföyümüzün kutu bazında yüzde 86'sını, değer bazında ise yüzde 52'sini Türkiye’de üretiyoruz. Gerçekleştirdiğimiz istihdam, Ar-Ge yatırımları, teknolojik yetkinlik ve ihracatla ülkemizin ekonomisine ve kalkınma hedeflerine katkıda bulunuyoruz. Devletimizin öncelikli 2023 hedeflerinden bir tanesi Ar-Ge yatırımını GSMH'ye göre yüzde 3’e çıkarmak. Son 5 yıl içerisinde Türkiye'de yaptığımız 295 milyon TL Ar-Ge yatırımımız ve 450 farklı merkezde yürütülen 50 klinik araştırma projemizle Türkiye'nin sağlık sektöründe güçlü ve güvenilir bir ortağı olarak öncü rol oynuyoruz."

Öztürk, Sanofi olarak kritik öneme sahip tedavi alanlarında katma değerli yerli üretim ve iş birliği olanaklarını hayata geçirmek üzere çalıştıklarını ifade etti.


- "Türkiye'de üretilen her 7 ilaçtan birisi Lüleburgaz fabrikamızdan geliyor"

Cem Öztürk, 2009-2019 döneminde toplam 694 milyon avroluk yatırım yapılan Sanofi Türkiye Lüleburgaz fabrikasının, Türkiye'de bulunan ilaç üretim tesisleri arasında üretim kapasitesi bazında birinci sırada yer aldığını söyledi.

Öztürk, "Şu anda Türkiye toplam ilaç üretiminin yüzde 14'ünü tek başımıza gerçekleştiriyoruz. Yani Türkiye'de üretilen her 7 ilaçtan birisi Lüleburgaz fabrikamızdan geliyor. Tesisimize her yıl yaklaşık 10 milyon avro yatırım yapmaya da devam ediyoruz. Bizler Türkiye'ye inanan, Türkiye'ye güvenen ve Türkiye'ye yatırım yapmaya devam eden ülkemizin sağlık sektöründe güçlü ve güvenilir bir ortağıyız." diye konuştu.


- "İtalya'daki fabrikada gerçekleştirilen antibiyotik üretimini Türkiye'ye taşıyacağız"

Sanofi Türkiye Ülke Başkanı Öztürk, gerçekleştirilecek teknoloji transferi sayesinde şimdiye dek Sanofi'nin İtalya'daki fabrikasında gerçekleştirilen antibiyotik üretimini Türkiye'ye taşıyacaklarını bildirdi.

Ürünün üretimindeki en önemli safha olan liyofilizasyon sürecinin ilk kez bu proje ile Türkiye'ye transfer edileceğini ve yine bir ilk olarak Sanofi üretim ağının dışında üretileceğini belirten Öztürk, projenin, yerel pazardaki hacminin çok ötesinde bir katma değeri Türkiye'ye kazandıracak şekilde yerelleştirildiğini söyledi.

Sanofi'nin küresel çapta aldığı stratejik karar sayesinde ürünün dünya çapında yer aldığı 40'a yakın ülke için Türkiye'de üretim yapılacağını aktaran Öztürk, şöyle devam etti:

"3 milyon avroyu aşkın bir yatırımla gerçekleştireceğimiz projemiz sonucunda Türkiye antibiyotik pazarında 22 milyon TL ciroya ulaşan ürünümüzü ülkemizde üreteceğiz. Bu rakam, Türkiye ilaç sektöründeki ortalama bir firmanın cirosunun yaklaşık 4'te birine denk geliyor. Bu değerli katkının yanı sıra bir diğer önemli karar ise bu ürünün ihracatının Türkiye'den yapılması oldu. Sanofi'nin küresel çapta aldığı bu stratejik kararla ürünün dünya çapında yer aldığı 38 ülke için de Türkiye'de üretim yapılacak. Bu karar ile antibiyotik ürünümüzün Türkiye pazarındaki toplam hacminin ilk etapta tam 5 katı büyüklüğünde bir ihracat hacmine ulaşacağız."


- "Teknoloji transferini takip edecek uzmanlaşmış bir ekibimiz var"

Cem Öztürk, antibiyotik üretimi için özel bir donanım, altyapı ve nitelikli personel gereksinimi bulunduğunu ifade etti.

Antibiyotiğin, kompleks bir üretim süreci gerektirdiğini belirten Öztürk, şunları kaydetti:

"Ürünlerimizin yerelde başarılı bir şekilde üretilmesi ve ürünlerin yaşam döngüsü boyunca üretiminin ve kalitesinin yönetilmesinden sorumlu, teknoloji transferi alanında uzmanlaşan ve Almanya'daki merkezimize bağlı çalışan Türkiye'de yerleşik bir ekip kurduk. Bu 2 yıllık bir emek gerektirecek. 2020 yılında ilk test üretimi yapıldıktan sonra 2021 yılında Sağlık Bakanlığına başvurarak ruhsat almayı planlıyoruz.

Projemiz ile 2020-2026 döneminde 500 milyon TL'nin üzerinde lokal katma değer yaratarak ülkemizin ekonomik ve yapısal dönüşüm hedeflerine katkı sağlayacağız. Aynı zamanda, ithalatta sağlanacak 100 milyon TL'nin üzerinde düşüş ve ilaç ihracatına toplam 300 milyon TL'ye yaklaşan katkı ile Türkiye dış ticaret açığının azaltılmasına tam destek sunacağız."