İSTANBUL (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye satın alma paritesi bakımından dünyanın 13. büyük ekonomisi olduğunu, reel değerler bakımından 17. sırada yer aldığını belirterek, "Ama bu yetmiyor Türkiye'ye. Türkiye'nin önündeki hedef birkaç yılda ilk 10 içinde olmaktır. Türkiye'nin önümüzdeki 25-30 yıllık süre içinde ekonomik güç bakımından dünyanın ilk 5-6 ülkesinden birisi olması hiç de hayal değildir." dedi.

Kurtulmuş, Pendik'te bir otelde sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileriyle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada yerel seçimlere değinen Kurtulmuş, Pendik'in 31 Mart akşamında Ahmet Cin'i ilçe belediye başkanı, Binali Yıldırım'ı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçerek üzerine düşen vazifeyi yapacağını söyledi.

Türkiye'de ilk kez sandığa gidildiği 1946'dan bu yana her seçimin ülke demokrasisini bir adım daha ileri götürdüğünü dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin bugün dünya standartlarında seçim yapan bir ülke haline geldiğini belirtti.

Her seçimin milli iradenin kökleştiği, güçlendiği, milletin kimliğine, ülkeyi yönetme niyetine ve geleceğine daha fazla sahip çıktığı bir seçim olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Millet artık siyasetin ana aktörü haline gelmiştir. Millet şimdiye kadar kendisine siyaset dışı yollarla kurulan bütün kumpasları ters yüz etmiş, iradesini siyasette hakim bir pozisyona getirmiştir. Bugün karşı karşıya kaldığımız demokratik olgunluk, Türkiye'nin bir günde kazandığı bir şey değildir. 69 yıllık bir mücadele sonucunda kurmayı başardığı bir olgunluktur." diye konuştu.

- "Güçlü bir Türkiye'yi hep beraber oluşturacağız"

Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin sadece hizmet bakımından büyük bir mesafe katetmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye satın alma paritesi bakımından dünyanın 13. büyük ekonomisi oldu. Reel değerler bakımından 17. sırada. Ama bu yetmiyor Türkiye'ye. Türkiye'nin önündeki hedef birkaç yılda ilk 10 içinde olmaktır. Türkiye'nin önümüzdeki 25-30 yıllık süre içinde ekonomik güç bakımından dünyanın ilk 5-6 ülkesinden birisi olması hiç de hayal değildir. Bunları gerçekleştirmek için en önemli alanımız demokrasiye, millet iradesine sahip çıkmak, millet iradesini güçlendirmektir. Demokrasisi güçlü olmayan ülkelerin, darbelerle yönetilen ya da postal yalayıcı iktidarlarla yönetilen ülkelerin ekonomide ileri gittikleri görülmemiştir."

Türkiye'de millet iradesinin önünü kesmek isteyenlerin, birtakım demokrasi dışı yollarla milletin geleceğini çaldıkları gibi terör üzerinden de ülkenin yıllarını heba ettiğini ifade eden Kurtulmuş, "40 yılı aşkın süredir PKK'nın Türkiye'ye ödettiği fatura yaklaşık 2 trilyon dolar seviyesindedir. Ayrıca bugünkü dünyada Türkiye'nin daha güçlü olmasını mecbur kılan şartlar altında yaşıyoruz. Suriye ve Irak'ta PYD, YPG ve DEAŞ'ıyla sadece Suriye dizayn edilmeye çalışılmıyor, Türkiye de terbiye edilmeye çalışılıyor. Oradan Türkiye'nin geleceğini karartacak hesapların günlük uygulamaları yansıyor. Bütün bunları bir şekilde tasfiye edecek güçlü bir Türkiye'ye ihtiyaç var. Onun için ekonomide, siyasette, demokraside güçlü bir Türkiye'yi hep beraber oluşturacağız." diye konuştu.

- "Türkiye teknoloji alanında güçlü olmak mecburiyetinde"

Türkiye'nin bugün teknoloji alanında da güçlü olmak mecburiyetinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, milletin önünü darbelerle kesenlerin, Türkiye sanayisinin, teknolojisinin önünü de birtakım ayak oyunlarıyla kestiğini söyledi.

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, 15 Temmuz'un, 3-5 FETÖ'cü eşkiyanın bir araya gelerek ABD'deki teröristbaşından aldığı direktiften ibaret bir operasyon olduğunun sanılmaması gerektiğini belirterek, "Onlar işin içinde ama onlara cesaret veren uluslararası projenin uygulanmasıdır. Amaç Türkiye'de yönetimi düşürmek, iç savaş çıkarmak, Suriye ve Irak gibi Türkiye'yi bölüp parçalamaktı." dedi.

Ekonomi dünyasını hiçbir şekilde tezgahı dağıtmak isteyenlere bırakmayacaklarını vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Önümüzdeki yerel seçim, bu anlamda Türkiye'nin güçlü ve büyük Türkiye istikametinde yürüyüp yürümeyeceğini gösterecek önemli bir adımdır. İnşallah Türkiye güçlü bir istikamette yürüyecektir. Nasıl ekonomide oynanan oyunları bozuyorsak, nasıl terör örgütleri vasıtasıyla oynanan oyunları bozuyorsak, Allah'ın izniyle bu coğrafyanın bölünmesini, parçalanmasını da önleyeceğiz."

- "1 metrekarelik bir başörtüsüyle niye uğraştılar?"

Kurtulmuş, 28 Şubat'ın 22. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "Koca koca herifler, işleri güçleri yoktu, 1 metrekarelik bir başörtüsüyle niye uğraştılar? Ben o zaman İstanbul Üniversitesinde genç bir doçent olarak o süreci yaşadım, eşim üniversiteden başörtülü olduğu için atıldı. Yüzlerce evladımız, kardeşimiz sadece başörtüleri olduğu için okuyamadılar. Bu koca koca herifler, niçin imam hatip liselerinin kapısına kilit vurdular? Cevabı çok basit. Millet ile devletin arasını açmak için. Allah'a çok şükür 'bin yıl sürecek' dedikleri 28 Şubat'ı milletimiz yine kendi iradesiyle sandıkta ters yüz etti." değerlendirmesinde bulundu.

Milletin kahir ekseriyetinin, neyin, niçin yapıldığını, hangi oyunun niçin oynandığını, hangi sözün niçin söylendiğini iyi bildiğini belirten Kurtulmuş, "Onun için hep kendi iradesinin etrafında olanları, iradesine öncülük edenleri destekliyor. Onun için de çok partili siyasi hayatımızda Cumhuriyet Halk Fırkası'na ders veriyor, CHP'yi sandıklarda bırakıyor. Onun için rahmetli Menderes'i, rahmetli Özal'ı, rahmetli Erbakan'ı destekledi, onun için de bu millet şimdi Tayyip Erdoğan'ı destekleyerek yolunu açıyor." diye konuştu.

Beka meselesine değinen Kurtulmuş, şunları aktardı:

"Parlamentoda 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçilecek. '367 oy gerekir.' denildi. Kriz çıktı mı hatırlayın? Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı seçtirmediler. Eğer o zaman Cumhuriyet Halk Fırkası, 'Biz demokrasinin yanındayız, 367 falan gerekmez. Parlamentodaki anayasal çoğunluk ne ise ona sahip olan Cumhurbaşkanı olur.' deseydi, biz bugün bir beka meselesinden bahsetmezdik. Aynı şekilde 'Kaosa kalkar eller.' diyerek, siyasetin içindeki birtakım unsurlar Meclis'te AK Parti istikametinde oy verenleri tehdit edecek sözler söylemeseydi biz bugün beka meselesinden söylemezdik. 17-25 Aralık'ta, AK Parti'ye kapatma davası açıldığında 'Ankara'da parti kapatacak savcılar var.' diye eğer siyaset mırıldanmasaydı, biz beka meselesinden bahsetmezdik."

- "Tek nokta Erdoğan karşıtlığıdır"

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, partilerin bir araya gelerek iş birliği yapabileceğini ama partilerin ne için bir araya geldiklerini anlatmak durumunda olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AK Parti ve MHP, Türkiye'nin milli meselelerinde yakın planda karşılaştığı sorunlara karşı beraber hareket etmiş ve bundan sonra da beraber hareket edeceğini söylüyor. Peki dönün karşıdaki ittifaka 'Sizin amacınız nedir?' diye sorun. Cevap ne? 'Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun. Böyle siyaset olmaz, siyaset karşıtlık üzerine olmaz. Dört parti ittifak yapıyor. Dört partiden dört arkadaşımızı bir masaya koyalım, Türkiye'nin herhangi bir konusunda dört ortak cümleleri olduğunu zannetmiyorum.

CHP'nin ulusalcı, Atatürkçü seçmeniyle HDP'nin ayrılıkçı, ırkçı seçmeni arasında acaba hangi kelimelerde ortaklık vardır ya da İYİ Parti'nin kendisini milliyetçi sanan unsurlarıyla HDP'nin unsurları arasında ya da hayatı boyunca Cumhuriyet Halk Fırkası'nın zihniyetine karşı mücadele etmiş rahmetli Erbakan'ın talebeleri olduğunu zannedenlerle CHP arasında hangi ortak cümle vardır. Tek nokta Erdoğan karşıtlığıdır."

Toplantıya AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya, Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin, AK Parti Pendik İlçe Başkanı Rüstem Kabil, AK Parti Pendik Belediye Başkan Adayı Ahmet Cin ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.