CENEVRE (AA) - Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), çalışma hayatında kadınların şiddet ve tacizden korunmasını içeren küresel sözleşmeyi kabul etti. Bunda kadınların sosyal medyada başlattığı #MeToo (Ben de) kampanyasının da önemli rolü oldu.

ILO'nun 108'inci Uluslararası Çalışma Konferansı'nın son gününde "çalışma hayatında şiddet ve taciz" konusu ele alındı.

10 Haziran'da başlayan konferansta ILO, dünyadaki iş standartlarını belirlemek ve "daha iyi bir iş" için hükümetleri, işverenleri ve işçi örgütlerini bir araya getirdi.

Konferans kapsamında, Çalışma Hayatında Şiddet ve Tacize İlişkin Standart Belirleme Komitesi oluşturuldu. Komitenin çalışmalarıyla son halini alan, çalışma hayatında kadınların şiddet ve tacizden korunmasını içeren küresel sözleşme bugün oylamaya sunuldu.

- Türkiye "evet" oyu kullandı

Oylama öncesi ABD lehte oy kullanacağını açıklarken, Rusya çekimser kalacağını duyurdu.

Yapılan oylamada, Çalışma Hayatında Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi'ne delegelerden 439'u "evet", 7'si "hayır" oyu verip 30'u "çekimser" kalırken, sözleşmeye yönelik tavsiye kararına ise 397'si "evet", 12'si "hayır" oyu verdi ve 44'ü ise "çekimser" kaldı.

Türkiye ise her ikisinde de "evet" oyu kullandı.

Sözleşme, çalışma hayatında kadına karşı şiddet ve tacizin, "bir insan hakkı ihlali veya istismarı teşkil edebileceğini, eşit fırsatlara karşı bir tehdit oluşturduğunu, kabul edilemez ve iyi işle uyumsuz olduğunu" kabul ediyor.

Sözleşmede, şiddet ve taciz ise "fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik zararla sonuçlanacak ya da sonuçlanması muhtemel tehditler ve davranışlar" şeklinde tanımlanıyor.

Metinde ayrıca hükümetlere, çalışma hayatında şiddet ve tacizin önüne geçilebilmesi için "sıfır tolerans" uygulaması hatırlatılıyor.

- #MeToo kampanyasının başarısı

Öte yandan, sözleşmenin kabul edilmesinde kadınların günlük yaşamda maruz kaldığı cinsel tacize dikkat çekmeye çalışan sosyal medyadaki #MeToo (Ben de) kampanyası önemli rol oynadı.

ILO Genel Direktörü Guy Ryder, BM Cenevre Ofisi'nde basın mensuplarına, kadınların çalışma hayatında şiddet ve tacizden korunmasında işverenlere büyük görev düştüğünü söyledi.

Ryder, "(Sözleşmedeki) standartlar, herkesin şiddet ve tacizden arındırılmış bir çalışma hayatı hakkı olduğunu kabul ediyor." ifadesini kullandı.

Sözleşmeyi onaylayan ILO üyesi devletlerin, bunu kendi ulusal yasalarına uyarlaması gerekiyor.