İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kürt kardeşlerimiz şu anda her türlü hakka sahip. Bunun yanında her kim bir Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasbetmeye kalkarsa karşısında Hükümetimizi bulur." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vahdettin Köşkü'nde Ahmet Hakan, Işıl Açıkkar ve Salih Nayman'ın moderatörlüğünde düzenlenen sosyal medya ve televizyon ortak yayınında CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun "Özgürlük" söylemlerini değerlendirdi.

"Bir belediye özgürlük konusunda ne yapabilir?" diyen Erdoğan, bunun merkezi yönetimin görev sahasında bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Merkezi yönetimler bu işin önünü açarsa burada özgürlük mücadelesi kazanılır. Bir belediyenin kalkıp da özgürlükle ilgili bir yasal düzenleme yapma hakkı var mı? Yok ama şu anda Türkiye'de biz, gerek anayasal gerek yasal olarak özgürlükler konusunda her türlü yasal düzenlemeleri yapmış bir iktidarız. Şunu söylemeleri lazım, ne var ki orada özgürlük yok? Hangi alanda? Biz göreve geldik, Türkiye'de benim Kürt kardeşlerim, acaba semtlerinde radyo, televizyon şu ya da bu, bu tür şeyler kullanabiliyor muydu? Kullanamıyordu. Propagandalarında böyle bir şey yapabiliyor muydu? Yapamıyordu. Cezaevinde oğlunu ziyarete giden bir Kürt anne evladıyla Kürtçe konuşamıyordu. Sokaklara vesaire bu tür isimleri veremiyorlardı. Bizim gelişimizle bütün bunları yapar hale geldiler mi? Geldiler. Parlamentoda temsilcileri var mıydı? Partilerini kurarak Parlamentoya da girdiler mi? Girdiler. Parlamentoda ilk üç sırada yerlerini aldılar. Böyle bir konuma geldiler. Tabii bütün bunlarla beraber, bu özgürlüğü bunlar yasalar içerisinde gerekli şekilde maalesef kullanmadılar, kullanmıyorlar. Yasa ne müsaade ediyorsa sen de onu yapacaksın."


- "Batı'da ne varsa orada da o olacak"

İmamoğlu'nun özgürlükler noktasında, "Şu özgürlük yok, bunu getireceğiz" demesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bunların böyle bir şey söylediği yok. Sen belediyesin, belediyenin bu işlerle ne ilgisi olabilir, ne alakası olabilir? Kürt kardeşlerimiz şu anda her türlü hakka sahip. Bunun yanında her kim bir Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasbetmeye kalkarsa karşısında Hükümetimizi bulur. Bunun garantisini defalarca verdim. Hala veriyoruz. Şu anda Güneydoğu'ya bizim vermiş olduğumuz hizmeti on yıllarca, hatta Cumhuriyet tarihi boyunca vermiş olan bir iktidar yoktur. Bu kadar açık konuşuyorum. Yok. Gidin şimdi Diyarbakır'a, Diyarbakır'ı tanıyamazsınız. Diyarbakır değişmiştir ve üç gidiş, üç geliş yollar, gece ışıl ışıl bir Diyarbakır şehri. Mesela Suriçi'ni mahvetmişlerdi. Her tarafı delik deşik etmişlerdi hendek olaylarında. Kurşunlu Camisi'ni duman etmişlerdi. Bütün bu hendekler bizim tarafımızdan kapatıldı ve şu anda Mehmet Özhaseki, o zaman Çevre ve Şehircilik Bakanımdı, buralar tamamen kapatıldı, Kurşunlu Camii tamamen halledildi ve şehir içi, Suriçi denilen bölge tamamen elden geçirildi ve bir diğer taraftan da oralarda özellikle piknik alanları en geniş anlamda yapıldı ve şu anda Diyarbakırlı oralarda kendine geldi." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Batı'da ne varsa orada da o olacak" diyerek bölgeyi hizmetler götürdüklerini anlattı.

Özellikle bölgede yaşayan vatandaşların bunu çok daha iyi değerlendireceğine inandığını belirten Erdoğan, "Mesela bir Şırnak, bir Hakkari'nin bazı ilçeleri aynı şekilde... Düşünün şimdi Hakkari'ye 20 yıl önce havalimanı yapılacak dense kim inanırdı? Biz Hakkari'ye Selahaddin Eyyubi Havalimanı'nı yaptık. Ağrı'ya yaptık, Kars'a yaptık, Iğdır'a yaptık. Bütün buralar şu anda benim Kürt kardeşlerimin yoğun olduğu yerler değil mi? Bütün buralarda şu anda bu havalimanları var. Burada Kürtler var, burada HDP ağırlıklı bir parti, dolayısıyla buralara buraya bu tür yatırımları niye yapayım? Biz böyle bir şey demedik ki? Burası bizim vatan topraklarımız dedik, Batı'da ne varsa buralarda onlar da olacak dedik ve bu yatırımların hepsini yaptık." diye konuştu.


- "Bizde etnik milliyetçilik yok"

Türkiye'de kendilerinden önce 6 bin kilometre bölünmüş yol bulunduğunu kaydeden Erdoğan, şu anda bu rakamı 24 bin kilometreye çıkardıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu bir şeyi gösteriyor, özgürlük noktasında bir defa bizde etnik milliyetçilik yok. Düşünce özgürlüğü noktasında sıkıntımız yok. İnanç özgürlüğünde bir sıkıntımız yok. Biz Alevi'si Sünni'si hepsi kendi inancını, inandığı gibi yaşasın. Kimse etnik bir dayatmanın içerisine girmesin. Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla hepsi... Nitekim Şırnak'ta işte bu seçimlerde orada seçimi kazandık ve inanıyorum ki bu arkadaşımız da Şırnak'ta çok çok başarılı olacak. Aynı şekilde Şanlıurfa'nın bakın bütün ilçeleri neredeyse bir tanesi hariç hepsi AK Parti dedi. Bunlar bir sinyal veriyor.

Bir de tabii şu var, neydi o dediğiniz zaman veya Kürt vatandaşlarımın, kardeşlerimin yaşadığı yerler dediğiniz zaman hemen 'Diyarbakır' diyorlar. Şu anda Gaziantep, Güneydoğu değil mi? Şanlıurfa Güneydoğu değil mi? Buraların açık ara birinci partisi AK Parti. Doğu'ya baktığınız zaman Kahramanmaraş'tı, Erzurum'du, Malatya'ydı bütün buralara baktığınız zaman buralarda da AK Parti'nin açık ara önde olduğunu görürsünüz. Böyle bir durum var. Niye? Kucaklıyoruz. Özgürlük noktasında bizim bir sıkıntımız yok. Çünkü yaratılanı Yaradandan ötürü sevmeye mecburuz. İnanç özgürlüğü noktasında bir derdimiz yok. Batı konuşuyor. Gitsin Akdamar Adasına baksın. Oradaki kiliseyi biz yaptık. Sözde Ermeni soykırımını devamlı bize dayatıyorlar ama orayı biz yaptık. Aynı şekilde Fener'de Bulgar Kilisesi vardı, Demir Kilise denilir, o Demir Kilise'yi aynı şekilde biz yaptık. Sayın Merkel benden rica etti, Tarsus'ta yine onların bir kilise vardı, biz yaptık. Antalya'da turistler için orada yine sembolik üç farklı mezhebe ait yine biz orada kiliseydi, sinagogdu filan onları bir arada yaptık. Bu bir mesaj olsun diye bunları yapıyoruz. Buralarda bizim bir sıkıntımız yok."

"Ekrem İmamoğlu'nun, HDP'nin eski eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş'ın açıklamaları sorulduğunda bunu olumlu karşıladığını, bazı terör örgütü üyelerinin açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise bu açıklamaları umursamadığını belirttiğinin" söylenmesi üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Zaten umursamak umursamamak ayrı bir konu ama şu anda dağdakilerin nasıl açıklamalar yaptığını herhalde biliyoruz. Çok açık ve net Millet İttifakı'nın adayına destek çağrılarını dağdakilerden zaten 31 Mart seçimlerinde de izlemiştik, duymuştuk. Bunda da özellikle Demirtaş'ın yaptığı tweet açıklamalarını, 7 ayrı açıklaması var, bu 7 ayrı açıklamayı zaten aynı şekilde bizler de öğrendik. Nereye yapıyor? Çok açık ve net, şu anda CHP'nin adayına bu desteği açıklıyor. Tabii çok ilginç olan nedir? Burada da Apo'nun yaptığı açıklamadır."


- Teröristbaşı Öcalan'dan HDP'ye tarafsızlık çağrısı

Ahmet Hakan'ın, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın bugün basına yansıyan HDP'nin bu seçimde tarafsız kalması gerektiği yönündeki ifadelerini hatırlatarak, "Bunun organizasyonunda, İmralı'dan böyle bir açıklama yapılmasında iktidarın bir katkısı oldu mu?" şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Olaya ben şöyle bakıyorum, bizim derdimiz o değil, çünkü oralardan bize ne gelir gelmez bunları az çok kestiriyoruz. Burada aslında bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında HDP, PKK kanadında yaşanan bu savaş, tabii Öcalan ve Demirtaş noktasında da ciddi bir iktidar mücadelesine doğru bir kayma gösteriyor. Hatta daha da ileri, dağ da bu işin içerisinde. Ben bunu biraz daha ileri taşıyorum, Avrupa da. Bu süreç içerisinde Öcalan, kendi iktidarını bunların hiçbirine kaçırmak istemiyor. Bununla ilgili de çok sert açıklamaları var. Yani Demirtaş'a hesap sormaktan tutun da dağa hesap sormaya varıncaya kadar. Onların kendisine ihanet ettiği inancında ve bu ihaneti sebebiyle de onlara yönelik kesin tavırları var. Bu süreç içerisindeki yaptığı açıklamada tabii 'Eğer siz beni destekliyorsanız, eğer benim arkamda olan bir partiyseniz, ben sizin ne oraya ne şuraya değil, siz kendi gücünüzü ortaya koymalısınız ve burada bunların herhangi birinden yana değil kendi tarafsızlığınızı ortaya koymalısınız gibi bir havanın içerisinde."

Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın "Ne Millet İttifakı'na ne Cumhur İttifakı'na destek verin. Bu ittifaklarla işiniz yok" dediğinin belirtilmesi üzerine Erdoğan, "Böyle bir durum söz konusu. Tabii PKK'nın bir kanadı CHP adayına destek veriyor. Bir kanadı ne diyor? Üçüncü yol diyor. Şimdi bir de ortaya çıktı, bu da ilginç. Tabii hamdolsun Cumhur İttifakı'nın, Binali Bey'in bunların hiçbiriyle ne ilgisi ne alakası yok. Böyle bir zaten şu ana kadar da verilmiş olan bir mesaj söz konusu değil. Biz sadece Milliyetçi Hareket Partisiyle kurmuş olduğumuz Cumhur İttifakı ile bu süreci götürüyoruz. Bu konuyla ilgili olarak da zaten böyle bir desteğin gelemeyeceğini herkes biliyor."


- "Oyuna gelmeyin"

"Öcalan'ın mesajıyla da mı ilgilenmiyorsunuz?" şeklinde araya girilmesi üzerine Erdoğan, şöyle dedi:

"Ben onun ancak bilgiyi alınca değerlendirmeme onu konu ederim, derim ki burada bir liderlik mücadelesi var. Bu liderlik mücadelesinde Öcalan, Demirtaş'a ve dağa mesajlarını veriyor. Bir siyasetçi olarak zaten ister istemez bu konuların hepsiyle belli bir ilgimiz olur. Ancak burada bir şeyin üzerinde durmamız lazım o da ben Kürt kardeşlerimin istismarına özellikle üzülürüm. Çünkü Kürt kardeşlerime soruyorum, bölücü terör örgütünün listelerini dağın başında yapıp Meclis'e gönderdiği milletvekilleri sizin bugüne kadar hangi yaranıza merhem oldu? Böyle bir şey yok ama gidip orada bunlarla beraber iş tutanları biliyoruz ve bunlar bütün görsel, yazılı medyada hep yer aldı. Yine diyorum ki özellikle Kürt kardeşlerime yönelik bir mesaj olarak tabii bu daha çok Diyarbakır Belediyesinin önünde günlerce, haftalarca ağlayan anneler bunlar bana geldiler, bunlarla dertleştim o zamandan itibaren biliyorum, bu oyuna gelmeyin. PKK'nın desteğindeki terörden beslenen bu siyasi partilere onların yandaşlarına oylarınızı vererek zayi etmeyin. İşte eğer hizmetse Güneydoğu'ya da Doğu'ya da bu hizmetleri getiren hep biz olduk. Onlar ne belediyeleri ne partileriyle, sadece çukur açtılar, hendek açtılar, binaları deldiler ve sizi orada maalesef bu ilkelliğe mahkum ettiler. Bunu Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te bütün o terör örgütlerinin çocuklarınızı kaçırıp o mağaralarda ne hale düşürdüğünü bilin diyoruz."

(Sürecek)