İSTANBUL (AA) - Geleneksel Türk hat sanatının örneklerinin yer aldığı "Ekrem Hakkı Ayverdi'nin Kalem Güzelleri" sergisi açıldı.

Dönemin ünlü hattatlarının eserleri, 18. yüzyıla ait Kur'an-ı Kerim nüshaları, levhalar, hattatların kullandığı aletler, malzemeler ve arşiv fotoğraflardan oluşan serginin açılışı Yıldız Holding Çamlıca Seminer ve Sergi Salonu'nda gerçekleştirildi.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, serginin açılışında yaptığı konuşmada, özellikle İslam sanatları alanında birçok özel projeyi hem şirket içinde hem de sponsorluklarla gönülden desteklediklerini söyledi.

Önceki yıllarda Yıldız Holding Çamlıca Seminer ve Sergi Salonu'nda sanatseverlerin beğenisine sunulan sergilere ilişkin bilgi veren Ülker, "Yaklaşan 11 ayın sultanı güzelliklerle dolu Ramazan-ı Şerif, rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı, inananların ruhunda maneviyatın tazelendiği gönüllerin buluştuğu huzur ayıdır. Bizler de bu kutlu ayın manevi iklimine uygun olarak Osmanlı tarihinin en değerli eserleriyle yaklaşan Ramazan-ı Şerif'i karşılamak istedik." değerlendirmesinde bulundu.

Ali Ülker, "Daha önce Hz. Muhammed'in, 104 ismini ve sıfatlarını içeren hat sergisi 'Esmaü'n-Nebi', Allah'ın 99 isminin işlendiği 'Hüsn-i Hat ile En Güzel 99 İsim, 99 Hat-Esmaü'l-Hüsna' ve yine Türk tezhip ve kalem işi sanatlarında Osmanlı klasik üslubunu yeni bir anlayışla yorumlayıp günümüze taşımaya çalışan sanatçı Naciye Subaşı'nın 'Aşk' isimli sergisini Çamlıca Seminer ve Sergi Salonu’nda sanatseverlerle buluşturmuştuk." şeklinde konuştu.

Hat sanatının hem tarihle bir bağ kurmaya hem de Osmanlı ve İslam sanatının derinliklerini keşfetme arayışına hizmet ettiğini belirten Ülker, "Hat sanatında tarih sözle, söz yazıyla buluşur ve ortak hafızamızda kendine yer bulur." dedi.

Merhum Ekrem Hakkı Ayverdi'nin yaşamını Türk geleneksel hat sanatının örneklerini bir araya getirmeye vakfetmiş ünlü mimar ve sanat tarihçisi olduğunu kaydeden Ülker, "Sergimizde hat sanatının en dikkat çekici 6 metrelik bir yazı kalıbı da dahil olmak üzere 92 adet eser yer alıyor." şeklinde konuştu.

Ali Ülker, projenin hayata geçirilmesine katkı sağlayanlara teşekkür ederek şunları ekledi:

"Öyle umuyorum ki bu sergi, geleneksel hat sanatının gelecek kuşaklarla buluşmasına ve ortak kültürümüzün derinlikleriyle yeniden bir bağ kurmamıza bir nebze olsun vesile olur."

- "Ayverdi, Osmanlı'yı bir kül halinde kabul etti"

Serginin küratörlerinden Prof. Dr. Uğur Derman ise Ekrem Hakkı Ayverdi'nin hayatına, çalışmalarına ve koleksiyonuna ilişkin bilgiler verdi.

Osmanlı eserlerinin her birinin bir kıymet ifade etmekle birlikte birçoğunun üzerlerinde herhangi bir çalışma yapılmadığını ifade eden Derman, şunları kaydetti:

"Ayverdi, fethin 500. yıl dönümü dolayısıyla 1953'te Fatih devri ve mimarisini ilk olarak büyük boy bir kitap şeklinde çıkardı. Birkaç yıl sonra bunu genişletmek ihtiyacını duymuş, başlangıçtan Fatih'e gelen kısmı da ele aldı. Hayatının son yıllarında bir hizmet aşkıyla Rumeli'ye gidip oradaki Osmanlı eserlerini tespit etmesi, ki çoğu yok olduğu halde, eski kayıtlardan çıkarması onun son büyük çalışmasıdır."

Koleksiyon çalışmalarına değinen Derman, Ayverdi'nin kayınpederinin hat sanatında Osmanlı devrinin son büyük isimlerinden bir olan Aziz efendi olduğunu, 1934'te vefat eden Aziz Aktuğ'un 1920'li yıllarda Mısır'a gittiğini, 115 hattan namzetini yetiştirip icazet vererek vazifesini tamamladığını ve vefatına yakın zamanda İstanbul'a geldiğini anlattı.

Prof. Dr. Derman şöyle devam etti:

"Ekrem beye Aziz efendinin yazıyla alakalı her şeyi intikal etmiş. Tabi Ekrem bey koleksiyonu bu şekilde bırakmamış. Kağıt halinde veya cüz halinde tezhip edilmeden kalmış eserlerin hepsini devrin müzehhiblerine tezhip ettirerek ortaya çıkmalarını sağlamış. O hevesle eski üstadların eserlerini kendi satın almaya başlamış. 1930, 1940 ve 1950'li yılları Osmanlı'nın devletçe inkar edildiği yıllardı. O sebeple Osmanlı'nın eserleri de ortada dolaşıyor kimse talip olmuyor. Ekrem bey bunlara talip olmuş. Yalnız hat sanatı değil Osmanlı eşyalarını, resimleri de alarak Fatih'teki evine bunları asmış ve devamlı toplayarak bu hizmetini sürdürdü."

Koleksiyonculuğun kolay bir iş olmadığını vurgulayan Derman, "Herkes evine bir iki yazı asar ama duvarları dolduracak kadar eser toplamak az kimselere nasip olmuştur. Ekrem bey bunlardan biriydi ve Osmanlı'yı bir kül halinde medeniyetini kabul ettiği için hiçbir şeyini ayırt etmedi." değerlendirmesinde bulundu.

- "Bu koleksiyondan sergi oluşturmak hem zor hem keyifli"

Açılış konuşmalarının ardından basın mensupları ve davetlilere sergiyi gezdiren küratör Dr. Şebnem Eryavuz, sergide yer alan eserlere ilişkin bilgi verdi.

Eryavuz AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ekrem Hakkı Ayverdi koleksiyonu çok özel eserler içerdiği için bu koleksiyondan bir sergi oluşturmak aslında hem zor hem keyifli. Çünkü hangi birini seçelim de sergiye koyalım diye bir zorluğu var ama çok keyifli. Sonuçta ne yaparsanız yapın ortaya muhteşem bir sergi çıkıyor çünkü eserler çok özel." dedi.

Serginin hazırlık sürecinde eserleri paketlerinden açtıkça herkesin çok heyecanlandığını belirten Eryavuz, "Bir eserin Ekrem Bey'in koleksiyonuna girebilmesi için bazı kriterlere uygun olması gerekiyor. Önemli bir hattatın eseri olması lazım, imzalı olması, yazının çok iyi olması, tezhibinin çok iyi olması, cildinin çok özel olması lazım. Ekrem Bey bütün bu kriterlere çok dikkat etmiş döneminin en üst hattat, müzehhib ve mücellitlerinin eserlerini almış. Gezenlerin de çok beğeneceklerine eminim." şeklinde konuştu.

Açılışa Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Kubbealtı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Uluart, Şeref Naci Engin, Gülnur Duran gibi isimler ve sanatseverler katıldı.

- Sergide 92 eser ziyarete açık olacak

"Ekrem Hakkı Ayverdi'nin Kalem Güzelleri" isimli sergide hat levhaları, Kur'an-ı Kerim, murakkaa, Delailü'l-Hayrat, karalama, meşk, yazı kalıpları ve takımlarından oluşan koleksiyondan seçilen değerli eserler bir araya getirildi.

Prof. Dr. Uğur Derman ve Dr. Şebnem Eryavuz'un küratörlüğünü üstlendiği sergide, Osmanlı hat sanatının başarılı örnekleri, 16. yüzyıl ile 20. yüzyıl arası ünlü hattatları Şeyh Hamdullah, Ahmed Karahisari, Hafız Osman, Mahmud Celaleddin, Sami Efendi, Mehmed Şevki Efendi, Aziz Efendi gibi üstadların eserlerinin de yer aldığı 76 yazma eserle 16 adet hattat alet ve malzemesinden oluşan toplam 92 parça eser sergileniyor.

Sergi 27 Haziran'a kadar Yıldız Holding Çamlıca Seminer ve Sergi Salonu'nda ziyarete açık olacak.

Ekrem Hakkı Ayverdi kimdir?

İstanbul'da 22 Aralık 1899'da dünyaya gelen Ekrem Hakkı Ayverdi, 1920'de Mühendis Mektebi'nden (İstanbul Teknik Üniversitesi) mezun oldu. İstanbul Belediyesi'nde bir buçuk yıl kadar çalıştıktan sonra serbest meslek hayatına atıldı ve 1950 yılına kadar çeşitli inşaatların taahhüdü ile İstanbul ve Trakya'da birçok tarihi binanın restorasyonunu yaptı.

Eski mimari eserleri ihya ederken, bir yandan da çeşitli sanat eserlerini, güzel yazı ve tezhip, Kur'an-ı Kerim, murakkaa, cilt, nadide kumaş, çini, muhtelif cins evani, cam eşya ile yazı sanatına ait malzemeleri toplama ve muhafaza etme çalışmaları yürüttü.

Ömrü boyunca biriktirdiği çeşitli sanat eserlerini, koleksiyonlarını ve bütün emlakını 1978 senesinde kurduğu Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı'na bağışlayan Ayverdi, 24 Nisan 1984'te İstanbul Fatih'teki evinde vefat etti.