ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine ilişkin sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de arasında bulunduğu 224 sanıklı çatı davasının gerekçeli kararında, "darbecilerin Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli timlere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı aldırmayı, sonrasında İstanbul'da kısa süre bekletip, denize açılacak bir gemiye hava yoluyla indirmeyi planladıkları" bildirildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında 1 Kasım 2015 Genel Seçimi'nde aradığı sonucu bulamayan örgütün darbe girişiminde bulunmayı kararlaştırdığı, darbeye yönelik talimatın bizzat örgüt lideri Fetullah Gülen tarafından verildiği belirtildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yer almayan örgüt mensuplarının da 2016'da bu yönde beklenti içerisine girdikleri ifade edilen kararda, örgüt mensuplarının kendi aralarında kriptolu haberleşme programı ByLock üzerinden yaptıkları yazışmalardan da bu durumun ortaya çıktığına yer verildi.

Örgüt elebaşı Gülen'in 19 Mart 2016'da Pensilvanya'daki malikanesinde üzerine ilk defa haki renk (asker yeşili) pardösü ile ekrana çıktığı ve sözde vaaz verdiğine işaret edilen kararda, elebaşının "giysi dili" ve yaptığı konuşmayla TSK içerisindeki mensuplarına subliminal mesaj verdiği kaydedildi.

Elebaşının, konuşmasının bir yerinde kurduğu cümleyi yarıda keserek, "Antrparantez umum adına konuşuyorum, umum İslam toplumu adına, Kapadokya sakinleri, oradaki serkarlar adına konuşuyorum" dediği vurgulanan kararda, "serkar" kelimesinin "komutan, amir, müdür" anlamına geldiğine işaret edildi.

"Kapadokya" kelimesinin ise örgütün TSK için kullandığı bir şifre olduğuna değinilen kararda, bu kelimenin anlamını, örgüt literatüründe "mahrem hizmetler" veya "hususiler" olarak adlandırılan ve örgütün TSK bünyesindeki faaliyetlerini koordine eden üst düzey TSK imamlarının bildiği vurgulandı.

Örgüt elebaşının konuşmasında sık sık "ıslahçılar" ve "ıslah hareketi" tabirlerini kullandığının altı çizilen kararda, "ıslah" kelimesinin Arapça olduğu ve "sulh" kelimesiyle aynı kökten türediği vurgulandı.

Kararda, "Islah ve sulh kelimelerinin aynı anlama geldiğinin vurgulandığı, nitekim örgüt liderinin ezoterik bir dil kullanarak yaptığı bu konuşmadan gerekli mesajı alan örgüt üyelerinin kendilerini 'yurtta sulh konseyi' olarak adlandırdıkları ve 15 Temmuz 2016'da bu isim altında darbe bildirisi yayımlayarak silahlı darbe teşebbüsünde bulundukları anlaşılmıştır." tespitine yer verildi.

- Darbe toplantıları 10 Temmuz'a kadar sürdü

Darbe kararının alınmasının ardından örgütün sivil imamlarınca TSK içerisindeki örgüt yöneticileriyle darbe teşebbüsü kapsamında toplantılara başlandığına işaret edilen kararda, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlıklar, Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Karargahı, kuvvet komutanlıkları, önemli ve stratejik konuma haiz kurumlar ile askeri birliklerin Ankara ve İstanbul'da bulunmaları nedeniyle bu iki ildeki planlamalara önem verildiğinin altı çizildi.

Darbe toplantılarının temmuz başından itibaren başladığı ve 10 Temmuz Pazar gününe kadar devam ettiği bildirilen kararda, bu toplantılardan en geniş kapsamlı ve darbe girişimine son şeklinin verildiği toplantının Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi 2280 Sokak'ta bulunan, örgüte ait Empati Danışmanlık adlı şirket adına Serkan Aydın tarafından kiralanan üç katlı villada yapıldığı kaydedildi.

Buradaki toplantılara her rütbeden askerler ile örgüt imamlarının katıldığı ifade edilen kararda, Ankara, İstanbul ve diğer illerdeki darbeye hazırlık toplantıları tek tek özetlendi.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gemiye götürülmesi planlandı

Kararda, toplantılarda "Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli timlerce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın alınması, bir yerde muhafaza edilmesi, İstanbul'da kısa süre bekletilip, denize açılacak bir gemiye hava yoluyla götürülmesinin" planlandığı aktarıldı.

Gerekçeli kararda, darbecilerin Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Emniyet Genel Müdürü Celaleddin Lekesiz, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, TEM Daire Başkanı Turgut Aslan ve Özel Harekat Daire Başkanı'nı alarak Akıncı Üssü'ne götürmeyi planladığı tespitine yer verildi.

Darbeye hazırlık çalışmalarında TSK içerisindeki örgüt mensubu komutanlara aktif görevler verilmesinin esas alındığı ve darbe girişimininde kullanılacak birliklerin komutanlarının FETÖ mensubu komutanlardan seçildiğinin bildirildiği kararda, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin FETÖ/PDY'nin ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulandığı belirtildi.

Kararda ayrıca şunlar kaydedildi:

"Planlama aşamasında tüm ülke düzeyinde ve ilgili birlik düzeylerinde toplantılar düzenlenmiştir. Toplantıyı organize edenlerin TSK'nin yapısını ve örgütün hangi birimlerde etkin olduğunu, ayrıca birliklerdeki örgüt mensuplarını iyi tanıdıkları görülmektedir. Yönetici konumunda bulunan sanıklar kendilerine örgüt lideri tarafından darbe teşebbüsünü gerçekleştirmek için verilen talimat uyarınca gizlice ittifak etmişlerdir.

İttifakın sağlanmasından sonra amaç suçların icrasına başlanmasında tüm neticelerin gerçekleşmesine kadarki safhaları belirleyen bir planlama, bu planlamayı hayata geçirecek kapsamlı organizasyon, bu organizasyona uygun iş bölümü, bu iş bölümü dahilinde görevlendirmeler ve bu görevlendirmelere uygun görüşmeler yapmışlardır. Yönetici konumunda olan kişiler tarafından eylemler koordine edilerek darbe teşebbüsünün başarıya ulaşması için emirler ve talimatlar vermişler, örgüt üyesi olan sanıkların bu talimatları emir komuta dışına çıkarak uyguladıkları görülmüştür."

(Sürecek)