Başbakan Binali Yıldırım, Avusturya'da camilerin kapatılma kararına ilişkin, "Avrupa Birliği'nde radikal akımların, ırkçı akımların, İslam düşmanlığının gelişmesi, Avrupa'nın en büyük güvenlik sorunu haline gelir. Bunlar haç ve hilal çekişmesini, savaşını çağrıştıracak hareketlerdir." dedi.

TRT Haber'in canlı yayın konuğu olan Başbakan Yıldırım, Avusturya'da camilerin kapatılmasına yönelik kararı eleştirdi.

Avusturya'nın iç siyasette kısa vadeli menfaat sağlamaya yönelik çıkışlar yaptığını belirten Yıldırım, Avusturya'nın bu tutumunun Türkiye'den ziyade Avrupa Birliği'ni zehirleyeceğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Avrupa Birliği'nde radikal akımların, ırkçı akımların, İslam düşmanlığının gelişmesi, Avrupa'nın en büyük güvenlik sorunu haline gelir. Bunlar haç ve hilal çekişmesini, savaşını çağrıştıracak hareketlerdir. Bu çok tehlikeli bir şey. Avrupa Birliği ortak akılla, aklı selimle bu alanı yönetebilmesi lazım.

Avrupa'da dünya kadar farklı düşüncede, farklı inançlarda insanlar var. Bu insanlar kendilerini bu kararlardan sonra nasıl hissedecekler? Kendi toplumsal huzurlarını da tehdit eden bir durumla karşı karşıya. Hele hele 1 Temmuz'dan itibaren Avusturya, Avrupa Birliği dönem başkanı olacak. Bu kadar savrulmuş bir ülke Avrupa Birliği'nin geleceğine ne katkı sağlayabilir?"

- "Sorunsuz bir geçiş yapmış olacağız"

Başbakan Yıldırım, "Seçimden sonra yönetim sistemi değişecek, bürokraside bunun uygulaması nasıl olacak?" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi:

"Yeni sistemle ilgili anayasa değişikliğinden sonra uyum yasaları var. Bir kısmı yapıldı, erken seçim kararı alınınca bir kısmı yapılamadı. Ancak Meclis kapanmadan önce bir yetki yasası çıkardık. Bu yetki yasası tamamen bundan sonra yapılacak uyumla ilgili hususları düzenliyor. Ne diyor yetki yasasında? Yeni sisteme göre, yani Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre hususlar yetki yasasıyla düzenlenebilecek. Kanunlarda mevcut parlamenter sisteme göre var olan hususlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uygun hale getirilecek. Velhasıl sistemin sorunsuz olarak hayata geçmesi için şu anda meclisin bize verdiği yetki var. Bu yetkiyi seçim sonuçları belli olup, seçilen cumhurbaşkanı göreve başlamadan önce bu kararları resmi gazetede yayınlayacağız. Hazırlık çalışmaları yapıldı. Bu şekilde sorunsuz bir geçişi yapmış olacağız."

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili uzun süredir çalışmaların yapıldığını aktararak, "Bakanlıklar nasıl olacak, sayıları ne olacak, bakanlıklara bağlı birimler ne olacak, bakanlıklardaki bürokrasi nasıl yapılandırılacak? Bunları zannediyorum önümüzdeki haftadan itibaren, son hafta Cumhurbaşkanımız kısmen paylaşmaya başlayacak. Kamuoyuna mal olan bir şey var; yapılan düzenlemeler bakanlıklar arasında yetki çakışmasını ortadan kaldırıyor.

Ekonomiyle ilgili konular belirli bakanlıklarda toplanıyor. Altı bakanlığı ilgilendiriyor. Şu anda iki bakanlıkta toplanıyor. Bakanlık sayısı azaltılıyor. Doğal olarak başbakan yardımcılığı ya da başbakan diye bir şey kalmıyor. Bürokraside de müsteşar ve aşağısından ziyade bakan yardımcısı tarzında bir yapılanmaya gidiliyor."

- Bedelli askerlik

Başbakan Yıldırım, bedelli askerlik konusundaki bakışlarının çok net olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Askerlik bekleyen gençler için önemli bir konu. 5 milyondan fazla askerlik çağına gelmiş insan var. Kimisi 30, kimisi 20 yaşında, hepsi askerlik çağında. Kimisi bakaya, kimisi tecilli, kimisi kaçak ama sorunlu. Bu vatandaşlarımız 'Bizi askere al' diyor. 'Kusura bakmayın, biz alamıyoruz. Çünkü ihtiyacımız sınırlı. Her yıl 350 bin kişi alacağız' diyoruz. 'Peki, almıyorsanız beni bırakın kardeşim, ben geleceğimi planlayacağım, yuvamı, işimi kuracağım' diyor. Ona da 'Yok olmaz, ne zaman alacağımız belli olmaz, sen bekle'... Böyle bir şey yapmaya hakkımız var mı? Bu, o insanların kabahati değil. Dolayısıyla işin adını 'bedelli' falan koymak da yanlış. Bu iş topyekun ele alınıp esasa bağlanması gereken bir konu. Geçen sefer çıkarttık, 200 bin kişi. 200 bin kişi nedir 5 milyonun içinde? Öyle bir çalışma yapıyoruz ki artık bu mesele konuşulmasın."

Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Silahlı Kuvvetlerde ciddi yapılanmaya gidildiğine işaret ederek, "Profesyonel orduya geçişi hızlandırdık. Jandarma ayrıldı, polis ayrıldı, güvenlik çeşitlendirildi; iç güvenlik, dış güvenlik diye. Ciddi bir profesyonel dönüşüm sağlandı. O yüzden şu anda terörle mücadelede operasyonlara silah altına alınanlar katılmıyor. Onlar arka planda lojistik destek veriyorlar. Profesyoneller bilfiil çatışmaya giriyor, operasyonlara giriyor. Yapılacak iş çok basit. Yeni hükümet bu konuyu öncelikli olarak ele alacak. Sorunun kaynağı belli, büyüklüğü belli, ihtiyaçlar belli. Türkiye'nin güvenlik hassasiyetleri belli. Tarafların görüşleri alınmak suretiyle burada kalıcı bir düzenlemeye gideceğiz. Bunun içerisinde askerlik süresi de var, profesyonelliğe geçiş de var. Bunların hepsi yapılacak. Böyle bir çalışma yapılmış değil ancak sorunun varlığı kabul edilmiş vaziyette. Toplumsal beklenti görülmüş vaziyette. Bundan sonraki adımlar yeni dönemde işbaşı yapacak hükümete kalmış. Bundan kaçış yok, bu mutlaka olmalı. Olacağını düşünüyorum ben, herhangi bir sıkıntı da görmüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- "Oy kullanmayı ihmal etmeyin"

Yıldırım, Türk milletinin Ramazan Bayramı'nı tebrik ederek, bayram tatili dolayısıyla yola çıkanlara, "Kurallara uyun. Yolların kralı yok, kuralı var" uyarısında bulundu.

Yapılan yollarla bayram yolculuklarının artık daha rahat ve kısa süreli olduğuna vurgu yapan Yıldırım, "Biz göreve başlamadan önce Türkiye altyapı gelişmişliği bakımından 39. sıradaydı. Şimdi 9. sıraya geldi, 15 yıl içerisinde. Dünyada altyapısı iyi olan 9. ülkeyiz. Biz 10 ülke arasına girmek istiyoruz. Altyapıda girdik, bunu başardık. Diğer alanlarda da başarırız." değerlendirmesinde bulundu.

Vatandaşların tatili uzatıp 24 Haziran'da oy kullanmayı ihmal etmemesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, şunları söyledi:

"Vatandaşlarımız seçime katılmayı ihmal etmesin. Tatile gidip seçimi unutmayalım. Tatile gidelim, tatilimizi yapalım, 24'ünde nerede oy kullanacaksak orada olalım. Vatandaşlık görevimizi ihmal etmeyelim. Mutlaka seçime katılıp, sonra 'vay bu böyle oldu, bu şöyle oldu' demeye hakkımız olsun. Seçimde oy kullanmamış insanın tabii ki sonraki gelişmelerle ilgili değerlendirmesi de çok fazla anlam ifade etmez. Her şeye seçimde karar verilecek. Ya benim oyum eksik olsa ne olur? Çok şey olur. Bazen bir oy sonucu değiştirir, ülkenin kaderini değiştirir. Onun için vatandaşlarımız ülkemizin birliği, beraberliği, kardeşliği için, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet ülkümüzün daim olması için sandığa mutlaka gitmeli, mutlaka vatandaşlık görevini yerine getirmelidir. Bir kez daha herkesin bayramını kutluyorum. 24 Haziran demokrasi bayramımız da şimdiden hayırlı uğurlu olsun."

(Bitti)