BAĞDAT (AA) HAYDAR KARAALP - Irak'ta günümüzde plastiğin yerini aldığı, kamış ve hurma sapından üretilen hasırlar, başkent Bağdat'ta zamana direnerek tek tük kalan hasırcılar tarafından örülmeye devam ediyor.

Orta Doğu'da nehir kenarlarında yetişen kamış ve bol bulunan hurma ağaçlarının saplarından örülen hasır ürünleri, plastik ve diğer sanayi ürünler ortaya çıkmadığı eski zamanlarda günlük hayatın vazgeçilmez ev gereçleri arasındaydı.

Hasır ürünlerinin sıklıkla kullanıldığı ve zor şartlara rağmen örülmesine devam edilen ülkelerin arasında Irak bulunuyor. Dicle ve Fırat Nehirlerine sahip, bereketli zengin toprakları olan Irak'ta hasırın çok eski bir geçmişi var.

Irak'ta hasır mesleğini icra edene Arapça'da "Havvas" deniliyor ve bu kelime kamış anlamına gelen "hus"tan geliyor.

Dicle Nehri'nin kenarında yetişen kamış ve ülkede bol olan hurma ağaçlarının dallarından yapılan sepet, sandalye, kuş kafesi, süpürge ve yelpaze gibi el işi hasır ürünlerini teknoloji ve sanayileşmeye rağmen başkent Bağdat'ta bulmak mümkün.

Atalardan miras kalan mesleği Bağdat'ın eski semtlerinde sürdüren hasırcılar, başta Iraklılar olmak üzere kentti ziyarete gelen turistlerin "el işi" denince satın almak istedikleri eşyalar arasında geliyor.

Bağdat'ın hizmetten yoksun daracık sokaklara sahip eski semtlerinden biri olan Alavi'de zor şartlar ve ülkenin içinde bulunduğu istikrarsızlığa rağmen üretime devam eden hasırcılara rastlanabilir.

Küçük bir dükkanda babasından devraldığı hasırcılık sanatını icra eden Hüsam Halid, plastik ürünlerin yerini aldığı hasırları özenle üretmeye çalışan nadir esnaflardan birisi.

AA muhabirine konuşan Halid, günümüzde hasır ürünlerine talebin azalmasından şikayet ederek, "Plastik ürünlerinin çoğalması ve teknolojinin ilerlemesiyle hasır ürünlerine talep azaldı. Ancak buradaki ürünlerin özel alıcıları, değerini bilen ve bunları evinde süs eşyası olarak kullanmak isteyen özel müşterilerimiz var." dedi.

Irak'taki evlerin yapısından söz eden Halid, yatay mimariye sahip evlerin bahçelerinin geniş olduğunu ve ürünlerin bazılarının bahçelerde süs olarak da kullanıldığını söyledi.

Halid, dükkanında ekmek ve çamaşır sepetlerinin yanı sıra, sehpa, kuş kafesi, süpürge ve bahçede kullanılan sandalye gibi hasır ürünlerin üretildiğini kaydetti.

Dükkanının yaklaşık 50 yıllık bir tarihinin olduğunu dile getiren Halid, şu anda hasır örme işini 73 yaşındaki Mısırlı Muhammed Abdulhalik ile birlikte yaptıklarını belirtti.

Mısır'dan Bağdat'a 44 yıl önce geldiğini ve hasır örme mesleğini babasından öğrendiğini söyleyen Abdulhalik, tüm zorluklara rağmen ülkesine geri dönmeyip kendisi gibi hasırcı olan Halid ile çalışmaya devam ettiğini kaydetti.

Mesleğine aşık olduğunu ve hiçbir zaman bırakmayı düşünmediğini ifade eden Abdulhalik, "Eskiden çok sayıda farklı sepetler örerdim. Hasırcılık, benim için rızk kapısı ve gelir kaynağıdır. Ördüğüm ürünler ucuza satılsa da, bu yaşa gelmeme rağmen mesleği bırakamıyorum." dedi.

Mısırlı Abdulhalik, Irak'ın 2003'te ABD tarafından işgal edilmesinden sonra ülkede meydana gelen olumsuz her türlü gelişmeden kendilerinin de direkt etkilendiğini, eski günleri yad ederek şöyle konuştu:

"Eskiden Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan bile gelip bizden hasır ürünleri satın alırlardı. 1980'lerde turistler gelirdi ve ince sepetleri alıp şapka mahiyetinde kullanırlardı. İşimiz eskiden (2003 öncesi) daha keyifliydi. O zamanlar, gece yarısına kadar çalışırdık.Şu anda ise hayat burada bitmiş durumda. Can güvenliğimiz tehlikede. Sabah ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Buna rağmen işimizi sürdürüyoruz."

- Kavurucu sıcağa karşı hasır yelpaze

Halid'in dükkanında alışveriş yapmaya gelen Bağdatlı Firas Veda, "Irak'ta elektrik kesintilerinin sık sık yaşandığı kavurucu sıcak yaz aylarında hasırdan üretilen yelpaze evlerin olmazsa olmazdır." dedi.

Irak'ta yelpazenin yanı sıra ev bahçelerindeki tandırda pişirilen sıcak ekmek için üretilen sepetlerin çok kullanıldığını söyleyen Veda, "Kuru yemişlerin bakterilerden korunması için hasırdan üretilen özel saklama sepetleri evlerde bulunduruluyor." diye konuştu.