Bir çoğumuzun bildiği gibi 2016 Yaz Olimpiyatları, Brezilya'nın ikinci en büyük kenti olan Rio de Janeiro'da 5-21 Ağustos 2016 tarihleri arasında düzenlenecek. Bunu fırsat bilerek bir kaç yıl önce ziyaret ettiğim bu Güney Amerika'nın en popüler şehirlerinden biri olan Rio gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istedim. 

 

 

Brezilya'yı pembe dizilerinden, romantik şarkılardan, futbolundan, büyük popolu hatunlarından, dünyaca ünlü karnavalından az çok tanıdığımı sanıyordum oysa ülke bundan çok daha fazlasını sunuyormuş  turistlerine.  

-Brezilya gibi şimdiye kadar 5 kez dünya kupasını kazanmış, Pele ve Niemer gibi dünyanın en meşhur futbolcularını yetiştirmiş bir ülkeye gidip de 200.000 kişiye ev sahipliği yapan  Maracana stadyumunu gezmeden geri gelmek futbola hakaret olur sanıyorum.

-  Brezilya’nın ulusal içeceği Caipirinha ısmarlayın kendinize. Mutlaka denenmeli, tadı Avrupa'da içtiklerimizden çok farklı. Orjinal. Şeker kamışı likörü Cachaca, şeker, buz ve ezilmiş misket limon dilimlerinden yapılıp tatlı oluşuna aldanmayın. Benim sıkı içiciyimdir diyenleri bile çarpabilir.  "If you can't do samba, drink more caipirinha" ("Samba yapamıyorsan daha fazla caipirinha iç")

- Copacabana şarkısını biliriz hani su bizi zorla dans pistine fırlatan. İste dudaklarımda Barry Manilow'un meşhur şarkısını mırıldanırken kendimi Copacabana plajında buldum. Uçsuz bucaksız sahilller de ki bikinili hoş bayanlardan, baklavalı geniş omuzlu yakışıklı erkeklerden hiç bahsetmeyeceğim. Deniz kenarına kurulmuş baraka kafelerden hindistan cevizi suyu içerken farkettim ki hayallerimden çok farklı bir Copacobana vardı. Ipanema ve Lebnon plajları daha eğlenceli ve lüks. Aman dikkat hava kararınca denize girmeyi, kumsalda takılmayı aklınızdan bile geçirmeyin. 

- Rio’nun favelaları, şehirdeki yamaçlara kurulmuş, derme çatma evlerin sıralandığı çok fakir varoşlardır. Suç oranının çok yüksek olduğu Rio’da suç  işleyenlerin, uyuşturucu satıcılarının, işsiz ve fakir genellikle göçmenlerin yaşadığı yerlerdir. Maceracı ve cesur bir ruhunuz varsa yarım günlük bir favela (gece kondu ) turuna katılın. Şehrin öteki yüzünü de görün. 

- Corcovado'ya gidin, dünyanın yeni yedi harikasından biri de olan dev İsa heykelini yakından görün kollarınızı açarak fotoğraflar çektirin. Ve oradan bu muhteşem şehre kuşbakışı izleyin. 

 

 

 

- Sabah kahvaltısına adını bilmediğiniz rengarenk egzotik meyvelerle başlayın. İpanema'daki hippi pazarına gidin (feira hipe) rengarenk Rio tişortleri alın. Bol bol resim çektirin bir daha ne zaman dünyanın  bir ucuna tatile gitmeye fırsatınız olacak ki anın tadını çıkarın.

 

 - Santa Teresa, yüksek bir tepede çok güzel ve çok eski şatoların olduğu, bir dönemin Bohem hayatının izlerini hala taşıyan, dar yollarının ortasından tramvay geçen, yeni bir şehir gibi görünen Rio’nun en eski ve özenle korunmuş güzel bir yeri. Brezilya kahvesi için önereceğim mekanlar burda.

 

 

- Lapa bir bakıma  Rio’nun red -light district’i ve Samba’nın merkezi.  Müzikaller, tavernalar, barlar, restorantlar yani eğlence hayatı burada akıyor diyebiliriz. Samba dansı mutlaka denenmeli kendi çapınızda da olsa.

 

 

Brezilya ciddi boyutlarda tehlikeli bir ülke olmasına karşı Rio öteki şehirlerine göre daha emin.İtiraf etmek gerekirse havaalanında ülkeyi sağ olarak terkettiğime bir an inanamadım. Seyahate çıkarken bir çok tehlikeyi göze alarak yola çıkıyoruz bu kaçınılmaz, dünyanın öbür ucunda dilini bilmediğim bir ülkede tatil yapmanın zorluklarını bilerek yola çıktım. Tekrar gidermiyim ? Evet kesinlikle, mutlaka görülmesi gereken bir ülke 

Haftaya başka bir şehirde görüşmek üzere, sevgiler