Kırmızı şarabı tercih ediyor. Türban gibi şarap ve alkolün Türkiye’de serbest bırakılmasını savunuyor. Erdoğan ile alkol konusunda çok tartıştığını söylemeden geçemiyor.Nedense, önce niyetlendiyse de Atatürk resmi altında fotoğraf çektirmedi. Oysa, 9 kasım akşamı hem de 10 Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümü anmalarının yapıldığı Atatürk haftasındaydık... Zaten Hürriyet Gazetesi’nin yıllarca logosunun yanında olan “Türkiye Türklerindir” sloganınıda  (O dönemler çok karışıktı demesinden) hiç hazmetmediğinide anladık. Yiğit Bulut ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlarını, kraldan çok kralcı davranışları nedeniyle hiç sevmiyor. Bu danışmanlar ülkeye zarar veriyor diyor.  Yetmiş yaşında ama dinamik, enerji dolu haliyle konulara kendince hakim konuşuyor. Konulara hakim derken, ilgili konularda, Ecevit, Çiller, Süleyman Demirel, Özal veya  Ak Parti’nin ilk yılları hakim olduğu yıllara dönüyor.   Hürriyet’in en tepesinden köşe yazarlığına doğru kızağa çekildiğinden beri etkiye sütlüye karışmamasından ülkenin son 10 yılına tam olarak bürokrasi açısından hakim olamadığı anlaşılıyor. 

 

 

Türk basınına damga vuran Hürriyet Gazetesi eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök ile sohbet yemeğinde konuştuk. 

 

Dünyaca ünlü Reuters Haber Ajansı'nın tam karşısında kanalın üzerine düşen Hazev Türk restaurantında buluştuk Ertuğrul Özkök ile... Doğu Londra’nın iş ve finans merkezi Canary Wharf bölgesindeki Hazev’in sahibi Önder Şahan’ın özel Atatürk köşesinde Ceftus yetkilileriyle birlikte Türkiye’yi konuştuk, Suriye’yi yorumladık. Önce solcuydum sonra liberal oldum diyor Özkök. Eşinin İzmir’li olmasından dolayı İzmir’de sık sık bulunduğunu ama İzmir’lilerin kendisini hiç sevmediğini açıkça söylüyor. Asker ile hep aramda mesafe vardı. Siyasetçileride hiç sevmedim diyerek liberal duruşunu açıklıyor. 

 

Türkiye’nin ileride nasıl durumda olacağını şöyle özetliyor. “Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin daha ciddisi anlamına gelen ‘cıs’ları olacak. Türkiye ona cıss buna cıss diyecek. Zor dönemden geçecek. Özkök, Suriye ve Irak konusunda uygulanan dış politikadan ülkemizin çok zarar gördüğünü söylüyor. Özkök, Atatürk’ü sevmediğinden açıkça diyemiyor ama ben,  Türk dış politikasında Atatürk’ün “Yurtta Sulh Dünyada Sulh” anlayışının takip edilmesini savunduğunu anladım. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun uygulamaya çalıştığı “sıfır sorun” politikasının iflas ettiğini daha çok sorunla geri geldiğini vurguluyor.  Davutoğlu’nun “Yeni Osmanlıcılık” oyununun Türkiye’yi sıfır sorun yerine daha çok ateşin içine çektiğini belirtiyor. Türkiye’nin Suriye, Irak, Kürt sorunu gibi ‘cıs’ları var bu cıss diyeceğimiz konular önümüzdeki dönemde çok baş ağrıtacak diye özetliyor “cıss” konusunu...