“Siyasal İslam”, mezhepçi bakış açısına sahiptir. Asla birleştirici değildir. Olamaz, eşyanın tabiatına aykırıdır. Eğer“Siyasal İslam” devleti ele geçirmişse; zaman içinde devletin gücünü kullanarak diğer mezhepler ve kendisinden farklı İslamanlayışı olanlar üzerinde ağır baskı kurar, ezer, asimile etmeye çalışır, öldürür ve katleder. “Siyasal İslam”için esas tehdit Hristiyanlar, Musevilerveya inanmayanlar değil, aynı dinde olup farklı mezhep ve tarikatta olanlardır. “Siyasal İslam”için sizin ne kadar iyi bir Müslümanolduğunuz, ne kadar ahlaklı, temiz, dürüst ve dindar olduğunuzun da hiç önemi yoktur. Asıl sorun; iktidarın egemenliğini tanıyıp tanımadığınız, sorgulayıp sorgulamadığınız, biat edip etmediğinizdir!

Bu gerçek sadece İslamiçin geçerli değil. Tüm dinler siyaset olduğu andan itibaren bu durum geçerlidir. Ortaçağ Avrupa’sında Hristiyanlardin adına birbirilerini yediler ve en çok Hristiyankatlettiler, Müslümandeğil. Avrupa’daki mezhep savaşları sırasında (Katolik-Protestan) sadece Almanya, nüfusunun yüzde 40’ını kaybetti. Gerisini siz tahmin edin. Ortaçağ’da yani dinsel düşünce döneminde olan Avrupa’da Katoliklikiçin zaman içinde halledilmesi gereken birincil tehdit önce Ortodoksluk, sonra da Protestanlıktı!

Mezhep Savaşları Osmanlı’ya Yaradı!

İstanbulyani Konstantinopolis Fatihtarafından kuşatıldığında, Bizans Papa’dan yardım istedi! Papalık,yardımı Ortodoks Bizans’ın Katolik olması şartına bağladı. Bizanslılarise “Kardinal külahı görmektense, Müslüman sarığı görmeyi yeğleriz” diye yanıt verdiler. Evet, Ortodokslar Katolikleri Müslümanlaranazaran daha büyük tehdit olarak görmüşlerdi. Daha 249 yıl önce yani 1204’de, Dördüncü Haçlı Seferisırasında Konstantinopolis Katoliklertarafından istila edilmiş ve Ortodokslariçin kutsal yerler dahil tahrip edilmişti. Konstantinopolis, ancak 1261’de Bizanshanedanı Palailogos’lar tarafından geri alınabilmişti.

Özellikleİstanbul’un fethinden sonra, çok sayıda asker ve sivil Bizansbürokratı Osmanlı oldu, Avrupa’daki Katoliklerekarşı savaştı ve mücadele etti. Fatih’in yanında yer alan, daha sonra II. Bayeziddöneminde sadrazam da olan Mesih Paşaİstanbul fethedilemeseydi, Bizans İmparatoruolacaktı. Osmanlı’nın en güçlü olduğu yükselme devrinde, en batı sınırı üç aşağı beş yukarı DoğuHristiyanlığının(Ortodoks) bittiği yerdi! Demem o ki, Avrupa’daki mezhep savaşları olmasa ve birbirilerini yemeselerdi, Osmanlıbu kadar kolay Avrupaiçlerine giremezdi!

Osmanlı Niçin Yıkıldı?

Osmanlıda teokratik bir Ortaçağdevletiydi. Vergisini veren ve egemenliğini tartışmayan Hristiyan ve Museviile sorunu yoktu ve tehdit olarak görmezdi. Ama Şiilerve Alevilerile sorunu vardı ve tehdit olarak görürdü. Osmanlıyıkuranlar Türkmen olduğu halde Alevi Türkmenlerikatledildi, sürüldü ve yerlerine Sünni Kürtleryerleştirildi.Yavuz Sultan Selim,Mısırseferine giderken önce Anadolu’da bir yay çizerek Alevi Türkmenlerekarşı kendince iç güvenlik harekâtı icra etti!

Osmanlı’nın yanı başında bir değişim ve gelişim oldu, Avrupamezhep savaşlarını bitirdi, özellikle 18. Yüzyıldan sonra iyice belirginleşmeye başlayan bir şekilde dinsel düşünceden akılcı ve bilimsel düşünce dönemine geçti ve fark yarattı. Artık Osmanlı’nın Ortaçağ’dan kalma “Millet Sistemi”iflas etmiş, tüm etnik ve dini yapılar Osmanlı’nın bekası için tehdit olmuştu. Sonunda Osmanlıçağın gerisinde kaldığı, kendisini yenileyemediği, akılcı ve bilimsel düşünce dönemine geçemediği için parçalandı ve yıkıldı.

Müslümanı Müslümana Kırdırmak

İslam dünyası, hala akılcı ve bilimsel düşünce dönemine geçemediği için birbirini mezhepçilik üzerinden tüketiyor ve katlediyor. Tabii ki bunun arkasında bu iklimi destekleyen emperyalizm de var. Çünkü Müslümanlar, enerji jeopolitiği açısından önemli toprakların üzerinde oturuyorlar. Emperyalizmaçısından malı götürebilmek için Müslümanlarınbirbirini yemeleri şart!

Hegemonyaya direndiği için, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) Suriye bacağının gerçekleştirilmesine taş koyduğu ve zengin enerji kaynaklarının üzerine oturduğu için İran’da rejim değişikliği isteniyor, bu kapsamda ağır yaptırımlar uygulanıyor ve askeri müdahale için fırsat kollanıyor. Emperyalizm,Sünnilerüzerinden koalisyon kurdurup Müslümanı Müslümanakırdırmak istiyor.

15 Temmuz Darbe Girişimi Başarılı Olsaydı…

Bugün FETÖdenen Gülen Cemaati özellikleTürk Silah Kuvvetleri’nde, Dışişleri Bakanlığı’nda ve Adliye’de görev verdiği şakirtleri ile özel sohbetlerde yoğun bir İrankarşıtı algı oluşturmaya çalışıyordu ve Şiiliğin İslam’ın önündeki en büyük engel ve en büyük düşman olduğunu anlatıyordu. Ayrıca; Türkiye içinde çok fazla sayıda İranlıajanın olduğu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın İran’a çalışan gizli bir ajan olduğu haberlerinin kaynağı FETÖidi! Eğer 15 Temmuz Darbe Girişimibaşarıya ulaşsaydı; Türkiye İran’a karşı savaştırılacaktı, aynen Irak’a yaptırdıkları gibi!

Türkiye’nin Sünni Araplarve Türkmenlerüzerinden Suriye’nin kuzeyinde bir egemenlik alanı kurmaya çalışması; eninde sonunda Türkiye’ninİranve Suriye ile hatta Rusyaile kapışması demektir ki bu ülkemizin çıkarına değil, Müslümanı Müslümanakırdırarak Ortadoğu’daki hedeflerine ulaşmaya çalışan emperyalizmin değirmenine su taşımak olur. O zaman emperyalizmin emrinde bulunan Gülen Cemaatindenfarkınız nedir?

Bush Dönemine Dönüyoruz!

Daha iki hafta önce (11 Ocak 2019) ABD Dışişleri Bakanı Pompeo,Kahire’de “Son İran postalı Suriye’den çıkana kadar Suriye’de mücadelemizsürecek”dedi ve Suriye’denbir takvim dahilinde çekilmenin sadece bir taktik değişiklik olduğunu açıkladı. Yani, Büyük Ortadoğu Projesi’nin realizasyonu ve bu kapsamda Türkiyede dahil bölgenin siyasi haritasının yeniden çizimi, İran’da rejim değişikliği, uydu Kürt Devleti’nin kurulması gibi stratejik hedeflerde bir değişiklik yok demek istiyor. Ayrıca Pompeo, konuşmasında “İran’ı normal bir ülke yapacağız”diyor! Normal bir ülke nasıl oluyorsa! Sanırım; Irak, Libya, Afganistanve Suriyegibi, iç barışın olmadığı kaosun egemen olduğu ülkeleri kast ediyor.

Pompeo Kahire’de, 2009’da Obama’nın yaptığını yaptı! Obama,George Bush’un Afganistanve Irakgibi müdahale politikalarını eleştirmiş ve mirasını reddetmişti. 10 yıl sonra, aynı yerde bu sefer ABD Dışişleri Bakanı Mike PompeoObama’yı eleştirdi ve mirasını reddetti. Bunun anlamı çok açık; yine Bush döneminin “Önleyici Saldırı”(Preemptive Strike) dönemine giriyoruz.

TürkiyeSuriye, İranve Rusyadahil bölge ülkeleri ile samimi bir iş birliği yaparak, yaklaşmakta olan İranmüdahalesini engelleyebilecek girişimleri yapabilir. Engelleyemese de bu işin dışında kalmalı ve topraklarını kullandırmamalıdır. Yoksa, aynen Osmanlı Bayraklarıçekilmiş ve fes giydirilmiş Almanmürettebatı ile Rusların Karadenizlimanlarını bombalayarak emrivaki ile Birinci Dünya Savaşı’na girmek zorunda bırakılan Osmanlı’dan farkımız kalmaz.

ABD’nin bölgede yapmak istedikleri, ülkemizin güvenliği ve çıkarları ile çatışmaktadır.Suriye’de Sünnilerüzerinden egemenlik alanı kazanmaya çalışmak; ülkemizi sanıldığının aksine büyütmez, bölge ülkeleri ile çatıştırır, böler, parçalar ve sadece başkalarının planlarının verilmiş rollerini oynatır!