Haftalardır savaştan, emperyalizmden ve şahsi menfaatlerinimüstevlilerin siyasi emelleri ile tevhit eden işbirlikçilerden bahsede bahsede sanırım içinizi fazla kararttık. İzninizle bu köşe yazımda size birazda magazinsel sayılabilecek bir konu seçtim. Esasında bu konuyu daha önce yazmayı düşünüyordum ama yoğun gündem buna müsaade etmedi.
Bu ay içinde,Birleşik Krallık ( İngiltere, İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda ) Kraliçesi II. Elizabeth tahta çıkışının 60’ıncı yılını doldurdu. Kraliçe babası VI. George’un ölümü üzerine 6 Şubat 1952’de tahta çıkmış, taç giyme töreni ise 2 Haziran 1953’te yapılmıştır.Winston Churchill’in başbakan olduğu dönemde taç giyen Kraliçe II. Elizabeth şu ana kadar 12 başbakan ile çalıştı. Bunlardan en uzun süreli fakat en gergin ilişkiler yaşadığı başbakan yine kadın olan Margaret Thatcher’dı.
Kraliçe II. Elizabeth 60’ıncı yılını doldurmasına rağmen rekor onda değil. 20 Haziran 1837’de 18 yaşında tahta çıkan, 9 çocuk sahibi olan, kocası Prens Albert'in ölümünden sonra ölene kadar yas tuttuğunun bir işareti olarak hep siyahlar giyen ve 22 Ocak 1901’de öldüğünde 63 yıl 7 ay süreyle saltanat süren Kraliçe Victoria henüz rekoru elinde bulundurmaktadır.
Biliyorsunuz 25’inci yıl Gümüş Yıldönümü ( Silver Jubilee ), 50’incı yıl Altın Yıldönümü ( Golden Jubilee ), 60’ıncı yıl ise  Elmas Yıldönümü        ( Diamond Jubilee ) olarak adlandırılmaktadır. Buckingham Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre Elmas Yıldönümü 2-5 Haziran 2012 tarihleri arasında kutlanacak.Başbakan David Cameron’dabu maksatla hafta arasına gelen 4 ve 5 Haziran tarihlerinin tatil olacağını ilan etti.
Bu kutlamalar gerçekten bir şenlik havasında yapılıyor. Masraflıda olsa, ülke ekonomisine turizm geliri olarak katkı sağlıyor. Kraliçe saltanatı süresince tam 32 ülkeye devlet başkanlığı yapmış.Sadece temsil niteliğinde de olsa Kanada’dan Avusturalya’ya kadar 16 ülkenin halen devlet başkanı. Biraz modası geçmiş gibi gözükse debu tür görkemli törenlerin saltanata ve dolayısıyla Birleşik Krallığa karşı aidiyet duygusunun muhafazası açısından yararlı olduğu düşünülüyor.
Görevim dolayısıyla bende 10 yıl önceki Altın Yıldönümü törenlerine katılmış ve şenliklerin bir bölümünü izlemiştim. Bugün 85 yaşında olan Kraliçeyi tanımak şansına da erişmiştim. Hatta görevim süresince 3 defa kendisi ile çok yakın temasım oldu. Bende bıraktığı izlenim senelere meydan okurcasına berrak bir hafıza, zeki, nazik, mütevazı, bilgili, dersine çalışan ve çok dinç fiziksel görünümdür.
Zamanın Londra Büyükelçisi ile beraber Buckingham Sarayında ki güven mektubu sunuş töreninde tam 5 dakika süreyle Kraliçe ile teke tek sohbet etme imkanını buldum. Sakın süreyi kısa bulmayın, üzerimdeki denizci üniforması ve Kraliçe ailesinin denizci geleneğe sahip olması sanırım bana verilen ayrıcalığın gerekçesiydi.
Kraliçe II. Elizabeth Elmas Yıldönümü kutlamaları ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada ‘’Ömrümün sonuna kadar halkımın hizmetinde olacağım‘’ dedi.Bu açıklama gösteriyor ki, oğluna veya torununa tahtı terk etmeyi şimdilik düşünmüyor.
Sevgili okurlar dünyanın neresinde olursa olsun insanoğlu eline geçirmiş olduğu yetkiyi ve gücü dışardan buna engel olacak bir zorlama olmadığı taktirde evladına bile vermek istemez. Birleşik Krallık meşruti monarşi ile yönetiliyor.Bu sistem içinde Kraliçe’nin yetkileri simgesel ve törenseldir.Bu nedenle ömrünün sonuna kadar orada kalması ülkesine pek zarar vermeyebilir. Düşünün yürütme yetkisini elinde tutan başbakanın 60 yıl iktidarda kaldığını ve 85 yaşındayken bile ömrümün sonuna kadar hizmet etmek istiyorum dediğini.
Bu iş bir sistem işidir. ‘’ Türküm doğruyum ama Almanya’da çalışkanım ‘’ gibi. İnsanları çalışkan olmaya, üretici olmaya veya tembel olmaya iten sistemdir. Kimse vazgeçilmez değildir. Uzun süre iktidar gücünü elinde tutanlar ülkelerine yarardan çok zarar getirirler. Bu nedenle iktidarı gençlere, arkadan gelenlere terk etmek onların erdemine bırakılmamalıdır. Örneğin ABD’de 2 dönem ve 8 yıllık kısıtlama olmasaydı, eski başkanlardan sağlık durumu elverenin hemen hemen hepsi 3’üncü ve 4’üncü dönemleri zorlarlardı.
Osmanlı Devleti’nde en uzun saltanat süren Padişah Kanuni Sultan Süleyman’dır.Kanuni 30 Eylül 1520’de Osmanlı Tahtına çıkmış ve öldüğü tarih olan 7 Eylül 1566 tarihine kadar 46 yıl hüküm sürmüştür.
Osmanlı Sultanları da zorlama olmadan tahtı terk etmemişlerdir. Resmi tarihimize göre II. Murat 1444 yılında 39 yaşındayken Manisa’ya çekilir ve tahtı 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet’e bırakır. 2 yıl sonra 1446 yılında tekrar padişah olması için II. Mehmet babasına rica eder ve tekrar II. Murat padişah olur. Bu masala sorgulama yeteneği gelişmemiş ve tarihi derinliği sığ olan insanlar inanır. Siz olsanız 12 yaşındaki çocuğa bırakın devleti küçük çaplı şirketinizi bile teslim eder misiniz?
İktidarın bu şekilde el değiştirmesinin nedeni Çandarlı Halil Paşa ile Zağanos ve Şahabettin Paşalar arasındaki çıkar ve iktidar kapışmasıdır.Buna darbe denir.
Barış, refah ve demokrasi içinde yaşayan bir Türkiye için esenlikler dilerim.