Eğitim insanların kendilerini tanımalarına, zihinlerini özgürleştirmekte yardımcı olmaktadır. Bu eğitimin temel taşı, olmazsa olmazlarının ilkidir. Eğitimde yıllardır sorunlar üst üste birikmiştir. Bunlara bu sorunlara çare aramak yerine adı üstünde milli eğitim bakanlığı dini eğitimi yaygınlaştırarak bu olumsuz gidişe yardımcı olmuştur son yıllarda.

Ülkemizde laik eğitim, bilimsel eğitim ve kamusal çağdaş eğitimden uzaklaştırılmıştır.

Ayrıca eğitim tam bir ticaret mantığıyla yönetilmeye başlanmıştır.

Okul açıyoruz, dersane açıyoruz diyerek mantar gibi eğitimle ilgisi olmayan cemaatler, yurtlar türemiştir.

Bunların eğitimle uzaktan, yakından ilgileri yoktur.

Sadece dini eğitim veriyoruz diyerek halkın sırtından dinimizi satarak geçinmektedirler.

Yani bilir bilmezlerin elinde kalan eğitim sistemimiz ne yazık ki bu günlere gelmiştir.

Yıllar önce köy enstitüleri kurulmuştu.

Amacı yaygın cehalet eğitimini yenmekti.

Bunun için öğretmene ve ve okula acil ihtiyaç vardı.

Türkiye'de 1935'ten sonra öğrenci sayısında artışlar olmaya başladı.

Bu yükseliş 1950 yıllarına kadar devam etti.

Bu dönemde bir yavaşlama olduysada 1970'ten sonra artış hızla arttarak devam etti.

Son yıllarda ise köylerdeki okullar kapatıldı.

Neymiş öğrenci azmış.

Taşıma eğitime geçilerek köylerdeki eğitim yuvalarını harap olarak yıkılması sağlandı.

Köy öğretmenleri sadece çocukları eğitmiyordu.

Giyiniş, davranışları tavırları ile yetişkinlerede öğretmenlik yapıyordu.

Köylerdeki sorunların çözülmesine yardımcı oluyordu.

Vatandaşların dertlerini dinleyerek onlara doğru yolları bulmasına yardımcı oluyordu.

Köy öğretmenleri köylerde sağlıkçılar gibi hizmet veriyorlardı.

Onlara devlet dairelerinde, mahkemelerde olan işlerini giderilmesindede önderlik eddiyorlardı.

Okullların bahçelerinde ve köylülerin tarlalarında yetiştirdikleri ürünlerinin verimli olması için onlara örnek oluyorlardı.

Son yıllarda öğretmeninde öğrencininde eğitiminde, öğretiminde değeri , hükmü kalmadı.

Çocuklar okula gidiyor.

Öğretmen yeterince yardımcı olamıyor.

Çünkü öğretmenler hemen şikayet edilerek ya sürülüyor ya da ihraç ediliyor.

Ücretli öğretmenler türetildi.

Onların öğretmen olduklarına kendileride inanamıyorlar.

Çünkü her an okullarından, öğrencilerinden uzaklaşabilirler.

Peki bu durumdaki bir öğretmen ne kadar yaralı eğitime katkı vereblir?

Eğitim ve öğretim tüm insanlarımızın temel ihtiyacıdır.

Sudur.

Ekmektir.

Bunun için eğitim ve öğretime hepimiz sahip çıkmallyız.

Onu korumalı gelecek kuşaklara en iyi şekilde ulaştırmalıyız.

Hepişnize sağlıklar dilerim.