Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, merkez teşkilatında görev yapan personel ile iftarda bir araya gelen Yılmaz, tüm eğitim camiasının Ramazan Bayramı'nı kutladı.Ramazanda yardımlaşma ve kardeşliğin arttığını, başka hiçbir ayda görülmeyen cömertliklerin ortaya çıktığını belirten Yılmaz, bütün bunlar kardeşliği, birlik ve beraberliği pekiştirirken orucun da amacına ulaştığını kaydetti.

Ülkenin güçlü olmasının beşeri sermayenin güçlü olmasına bağlı olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Beşeri sermaye de ancak eğitimle güçlü hale gelebilir. Eğitim kalitesi ne kadar yüksekse ülkemiz de o kadar güçlüdür. Öğrencilerimize 21. yüzyılın gerektirdiği bilgi, beceri ve değerleri kazandırmak istiyoruz. Bu alanda önemli mesafeler katettik ancak daha yapılacak daha çok şey var. Türkiye, milli gelirinin yüzde 5,8’ini eğitime ayırmaktadır. OECD ortalaması 5,2’dir. Dolayısıyla OECD ülkelerinden çok daha iyi bir durumda eğitime kaynak ayırmaktayız. Bugün 18 milyona yakın öğrencimiz var. 7 milyonun üstünde de üniversiteye giden öğrencimiz olmak üzere toplam 25 milyon öğrencimiz bulunuyor. İşte Türkiye'nin geleceğini bu öğrenciler şekillendirecek. Bu öğrencilerimize daha kaliteli bir eğitimin sunulması, eğitim ortam ve süreçlerinin iyileştirilmesi bizim vazifemizdir. Eğitim sürecine verdiğimiz hizmetin kalitesinin ölçülmesi, sonuçların değerlendirilmesi de bizim vazifemizdir."

Darbe girişiminin ardından neler yaşandı
Darbe girişimi ve sonrasındaki sürece de değinen Yılmaz, şunları kaydetti:"Cumhuriyet tarihinde böyle bir dönem hiç yaşanmamıştır. Bu darbenin gereği ve sonucu olarak da yaklaşık 33 bin öğretmenin ilişiği kesildi. Yine daha önce hukuka aykırı olarak eylemlere katılan 14 bin civarında öğretmenin de disiplin soruşturmasını tamamladık. Yaptığımız bütün bu işlemlerde hak kavramına çok dikkat ettik. Hakkı esas alarak bu işlemleri hayata geçirdik. Zira biz biliyoruz ki haktan uzaklaşan en büyük zararı kendisine vermiştir."