Cumhurbaşkanı Tatar, Uluslararası Kriz Grubu yetkilileri Nigar Göksel ve Berkay Mandıracı'yı makamında kabul etti.Kabulde yaptığı konuşmada, Uluslararası Kriz Grubunun uluslararası anlamda tanınmış ve söz sahibi bir kurum olduğunu belirten Tatar, bu bağlamda kurum tarafından yayınlanan raporların ve yapılan çalışmaların önemli olduğunu kaydetti.Tatar, 60 yıla yakın bir süredir Kıbrıs'ta iki devletin bulunduğunu, Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme hakkının bir tezahürü olarak, Türkiye'nin de tam desteğiyle, kurulan KKTC'nin her geçen gün kökleşerek kendi insanına umut olduğunu vurguladı.

Kıbrıs'ta 50 yıldan fazla süredir görüşülen federasyonun artık rafa kalktığını kaydeden Tatar, Rumların eşitlik temelinde, yönetim ve zenginliği Kıbrıslı Türklerle paylaşma niyetinde olmadığını belirtti.

Tatar, Doğu Akdeniz'deki doğal zenginlikler konusunda Kıbrıs Türklerinin en az Rumlar kadar söz sahibi olduğuna dikkati çekerek, KKTC'nin kendi yetki alanlarındaki zenginlikler üzerindeki egemenliğinden ve yetkisinden asla vazgeçmeyeceğini söyledi.

Avrupa Birliği (AB) içerisinde nüfusu az olan küçük ülkelerin büyük ülkeler kadar hak ve söz sahibi olduğunu anımsatan Tatar, Kıbrıs gibi küçük bir Ada'da Kıbrıslı Türklerin çoğunluk-azınlık ilişkisi adı altında ezilmesine asla müsaade edilmeyeceğini kaydetti.

- Türkiye ile verilen mücadele artarak devam edecek

Kıbrıs meselesi bağlamında nüfusun asla kriter olmadığını dile getiren Tatar, meseleye derinlikli bakıldığında Kıbrıs'ta iki ayrı eşit halk olduğunu yineleyerek, Kıbrıs'ın gerçeklerinin bu bağlamda idrak edilmesi gerektiğini söyledi.

Tatar, coğrafi ve tarihi gerçekler ışığında bakıldığında da garantör bir ülke olarak Türkiye'nin Kıbrıs üzerinde söz hakkı olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.

Cenevre'de 27-29 Nisan'da BM Genel Sekreteri'nin katılımıyla gerçekleşen 5+BM formatındaki gayriresmi görüşmede sunduğu 6 maddelik öneriye de değinen Tatar, Kıbrıs'ta egemen eşitlik temelinde ortaya konulan vizyonun halk tarafından da büyük destek gördüğünü ve Türkiye ile tam bir uyum içerisinde verilen mücadelenin artarak süreceğini kaydetti.