Lübnan'da ulusal birlik hükümetine karşı gösterilerin dördüncü gününde dün Lübnan genelinde meydanlara inen protestocuların sayısı 2 milyonu aştı.

Lübnanlılar, geçen perşembe Bakanlar Kurulu başkent Beyrut'taki Hükümet Sarayı'nda 2020 bütçesini görüşmek için toplandığı saatlerde başlattıkları protestolarında en çok "Halk rejimin düşmesini istiyor", "Devrim" ve "Hortumlanan malların iadesini istiyoruz" şeklinde sloganlar atıyor.

Protestoların ilk iki gününde lastik yakma, yolları trafiğe kapatma ve çevreye zarar verme gibi olaylar yaşandı. Ancak cumartesi gününden itibaren meydanlar, yöneticilere seslerini duyurmaya çalışan on binlerce hatta yüz binlerce barışçıl göstericiyle doldu.

Müslüman ve Hristiyan 20'ye yakın mezhepsel grubun siyasi olarak aktif olduğu Lübnan'da ilk defa halkın tüm kesimleri, 15 yıllık iç savaşın sona erdiği 1990'dan bu yana süregelen ve ülkenin altyapısını perişan eden devlet kademelerindeki yolsuzluğa karşı tek ses oldu.

Ülkenin dört bir yanındaki meydanlara akın eden insanlar, tüm siyasi grupların aleyhinde çeşitli sloganlar atmanın yanı sıra ulusal marşlar ve birlik çağrılarıyla seslerini duyurmaya çalışıyor.

Göstericiler Lübnan bayrağı altında toplandı

Lübnan'da bugün beşinci gününe giren hükümet karşıtı gösteriler, ülkedeki tüm ezberleri bozarak siyasi partilere karşı Lübnan bayrağı altında devam ediyor.

Meclis Başkanı Nebih Berri'nin partisi Emel Hareketi ve Hizbullah örgütüne bağlılıklarıyla bilinen Şiilerin yoğun yaşadığı güney kentlerinde de dikkat çekici gelişmeler oldu. Bu kentlerde de tıpkı Beyrut ve diğer bölgelerde olduğu gibi ellerinde sadece Lübnan bayraklarıyla meydanları dolduran halk, "Devrim" ve "Halk rejimin düşmesini istiyor" şeklinde sloganlar attı.

Şiilerin çoğunlukta olduğu güney kentleri ve Baalbek bölgelerindeki vatandaşlar, siyasiler aleyhindeki sloganları arasında sürekli "Hepiniz, evet hepiniz gitmelisiniz" vurgusu yapmayı ihmal etmedi.

Güneyde yine Şiilerin yoğun olduğu Sur kenti sakinlerinin, Şii Meclis Başkanı Berri karşıtı sloganlar atması dikkati çekti.

Hizbullah örgütünün kalesi olarak bilinen Beyrut'un güney banliyösünde düzenlenen gösterilerde de ilk defa ayaklanma, devrim, korkuyu yenme ve reformlar tezini kabul etmeme yönünde sesler yükseldi.

Başbakan Saad el-Hariri'nin partisi Müstakbel Hareketi'nin tabanını oluşturan Trablusşam, Akkar ve Sayda kentleri ile Hristiyan ve Dürzi partilerin desteklendiği diğer bölgelerde de siyasi liderleri halkı ihmal etmekle suçlayan göstericiler, değişim talepleriyle sokağa döküldü.

Talepler yerine gelinceye kadar gösterilere devam

Lübnanlılar dün gece meydanlardan ayrılmadan önce "yıllardan beri değişmeyen yönetimdeki yüzlerin değişmesi" yönündeki taleplerinin yerine getirilmesi için hükümet karşıtı gösterilere devam etme ve genel greve gitme çağrısı yaptı.

Eylemcilerin bazıları başkent Beyrut'taki Riyad Sulh Meydanı ve Şehitler Meydanı'nın yanı sıra çeşitli kentlerdeki meydanlarda kurulan çadırlarda sabahladı.

Beşinci gününe girmesine rağmen eylemlerini koordinasyonsuz şekilde sürdüren Lübnanlı protestocular, hükümetin düşmesi, mevcut siyasi partilerin dışında bir parlamentoyu oluşturacak yeni seçimlere gidilmesi, yağmalanan malların iadesi ve siyasilerin banka hesaplarının kamuoyuna açıklanması gibi taleplerini meydanlarda dillendiriyor.

Liderlerin konuşmaları karşılık bulmadı

Lübnanlı liderlerin konuşmaları ise şimdiye kadar göstericiler nezdinde pek karşılık bulmadı.

Sünni Müstakbel Hareketi lideri Başbakan Hariri, gösterilerin ikinci günü yaptığı açıklamada, parti olarak sundukları her reform önerisinin hükümet ortaklarınca engellendiğini öne sürdü. 

Hariri, "Hükümet ortaklarımıza bizi, halkımızı ve uluslararası ortaklarımızı ikna edecek bir çözüm sunmaları için en fazla 72 saat süre sunuyorum aksi halde başka bir tutum sergilerim." diye konuştu. Hariri'nin verdiği 72 saatlik süre bu akşam itibarıyla doluyor.

Hristiyan Özgür Yurtseverler Hareketi lideri, Dışişleri Bakanı Cibran Basil ise cuma günü Hariri'yle yaklaşık aynı saatlerde yaptığı konuşmada, Lübnan'daki durumu "biriken krizler ve başarısızlıkların neticesi" olarak yorumladı. Basil, bir an önce gerekli tedbirlerin alınmaması halinde daha kötü günler görebileceklerini söyledi.

Şii Hizbullah örgütü Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, gösterilerin üçüncü gününde konuştu. "Hükümetin istifa etmesini desteklemiyoruz. Çünkü bu, yakın zamanda hükümet olmayacak anlamına gelir." diyen Nasrallah, mevcut hükümete yeni bir ruhla devam etmeleri gerektiğini savundu.

Dürzi İlerlemeci Sosyalist Partisinin Başkanı Velid Canbolat ise gösterilerin ilk saatlerinde Hizbullah ve müttefiklerini suçlayan bir dille Hariri'ye birlikte istifa teklifinde bulundu.

Liderlerin konuşmalarına karşın sayıları daha da artan meydanlardaki eylemciler, "Hepiniz, evet hepiniz gitmelisiniz" şeklindeki sloganlarını tekrarladı.

Göstericiler, Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi Başkanı Semir Caca'nın kabinedeki 4 bakandan istifa etmelerini istemesini ise kutlamayla karşıladı.

Hükümet bir dizi karar aldı

Lübnan basınının hükümete yakın kaynaklara dayandırdığı haberlerde, Başbakan Hariri'nin, halkın sokağa dökülmesine sebep olan ekonomik krizin etkilerini hafifletme amacıyla hükümet ortaklarıyla bir dizi karar aldığı belirtildi.

Bakanlar Kurulunun bugünkü toplantısında onaylanacağı iddia edilen kararlar arasında vatandaşa yeni vergi yükü getirmeden siyasilerin maaşlarını düşürecek maddelerin yer aldığı ifade edildi.

Kararların ayrıca iletişim sektörünün özelleştirilmesi ve ülkede kronikleşmiş elektrik sorununa kapsamlı bir çözüm getirecek planlamalar içerdiğine işaret edildi.

Lübnan'ın kamu borcu 86,2 milyar dolar

Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan'da, 2011'de Suriye'deki krizin başlamasıyla maruz kalınan mülteci dalgaları ve siyasi sorunlar nedeniyle ekonomik sıkıntılar yaşanıyor.

Maliye Bakanlığının mayısta yayımlanan raporuna göre, ülkede kamu borcu 2019'un ilk çeyreği itibarıyla 86,2 milyar dolara ulaştı.