AVRUPA - Terör örgütü DEAŞ, Irak'ın içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık, güvenlik zafiyeti ve ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle sahadan çekilmesinden istifade ederek özellikle kırsal bölgelerdeki saldırılarını artırmış durumda.

DEAŞ, Irak'ta 1 Ekim 2019'da başkent Bağdat ve güney vilayetlerinde patlak veren hükümet karşıtı gösterilerden bu yana yaşanan gelişmeleri fırsat bilerek, kırsal bölgelerdeki operasyon kabiliyetini güçlendirmeye çalışıyor.

Örgüt, gösteriler nedeniyle Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin 1 Aralık'ta görevinden istifa etmesi ve sonrasında gelen hükümet krizi, siyasi partiler arasındaki anlaşmazlık, İran destekli Iraklı Şii milislerin ABD üslerine saldırması, İranlı komutan Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis'in ABD tarafından öldürülmesi gibi önemli gelişmelerden faydalandı.

Son olarak Kovid-19 nedeniyle Irak genelinde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin faaliyetlerine 2 ay ara vermesi, ABD'nin Irak'taki 6 üsten çekilmesi DEAŞ'a hem saldırı hem de hareket kabiliyeti verdi.

NATO'nun faaliyetlerini durdurması ve ABD'nin sahadan çekilmesi

Dünyada olduğu gibi Irak'ta da koronavirüs vakalarının endişe verici bir boyutta yayılması nedeniyle NATO Irak, 19 Mart'ta ülkedeki askeri eğitim faaliyetlerini 2 ay boyunca durdurma kararı aldı.

Bunun yanında Avusturalya, İspanya, Fransa, İngiltere, Yeni Zelanda, Portekiz ve Hollanda, 29 Mart'ta tüm askeri danışmanlarını Irak'tan çektiğini duyurdu.

Irak'ta 9 askeri üssü bulunan ABD de 19 Mart'tan itibaren peyderpey Enbar'da El-Kaim Askeri Üssü ve Takaddum Hava Üssü, Musul’da Kayyara Hava Üssü ve Musul'un doğu yakasında bulunan Başkanlık Sarayları Kompleksi'ndeki karargahı, Kerkük’te K1 Askeri Üssü ve son olarak Fransız askeri danışmanların konuşlu olduğu Bağdat'taki bir karargahı Irak merkezi hükümetine teslim etti.

ABD, askeri faaliyetlerini Enbar'daki Ayn'ul Esed ve Erbil'deki Harir Hava Üssü ile sınırlandırdı.

"DEAŞ güvenlik boşluğu bulunan bölgelere doğru hareket ediyor"

AA muhabirine konuşan Irak ordusundan emekli asker ve güvenlik uzmanı Adnan Nime'ye göre koronavirüs salgını ve koalisyon güçlerinin bölgedeki faaliyetlerini durdurması, terör örgütü DEAŞ'ın saldırılarını artırmasının ana sebepleri arasında yer alıyor.

Nime, "DEAŞ, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon güçlerinin sunduğu lojistik ve istihbarat desteğinin durdurulmasından istifade edip güvenlik boşluğu bulunan bölgelere doğru hareket ediyor." dedi.

Irak'ın, koalisyonun sunduğu istihbarat ve lojistik desteğin yerini doldurmakta yetersiz kaldığının altını çizen Nime, örgütün bu durumun farkında olduğunu belirtti.

Bağdat ve Erbil arasında iş birliğinin olmaması

DEAŞ, Irak merkezi hükümetine bağlı güvenlik güçlerinin yanı sıra Irak Kürt Bölgesel Yönetimine (IKBY) bağlı Peşmerge güçleri ve kırsal bölgelerdeki sivilleri de hedef alıyor. Peşmerge'ye daha çok Diyala ve Süleymaniye vilayeti arasındaki bölgelerde saldırılar düzenleniyor.

Merkezi hükümet ve IKBY arasında yaşanan çeşitli çekişmeler nedeniyle DEAŞ'a karşı tam bir askeri dayanışma söz konusu değil.

Örgüt, iki taraf arasında dayanışmanın olmaması ve meydana gelen güvenlik boşluğundan da istifade edip kendisi için hareket alanı yaratıyor.

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, 20 Nisan'da Erbil'de düzenlediği basın toplantısında, DEAŞ ile mücadele konusunda Bağdat'tan tam bir dayanışma göremediklerini ve örgütün her iki taraf için de ciddi tehlike arz ettiğini ifade etmişti.

IKBY Başkan Yardımcısı Şeyh Cafer Mustafa da 12 Nisan'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, terörle mücadelenin tek yolunun Peşmerge ve Irak güçleri arasında ortak bir operasyon merkezinin kurulması olduğunu belirtmişti.

Örgüt finans kaynaklarını elde tutmaya çalışıyor

Iraklı güvenlik uzmanı Huşam Haşim, ABD merkezli The Center for Global Policy tarafından 5 Mayıs'ta yayımlanan DEAŞ'ın Irak'taki varlığına ilişkin raporunda, örgütün mali kaynak ve materyal elde etme gayretine dikkati çekiyor.

Irak güvenlik kurumlarına dayanarak hazırlanan raporda, DEAŞ'ın finansal kaynaklarının kurumaması için ülkenin batısındaki Suriye sınırı ile doğusundaki İran sınırına kadar olan bölgede saldırılar düzenlediğine yer veriliyor.

Raporda, örgütün, ülkenin kuzey, doğu ve batı bölgelerini birbirine bağlayan otoyolları, petrol ve gaz taşıyan araçların güzergahları, enerji boru hatları, elektrik, iletişim ve internet ağlarını hedef aldığı belirtiliyor.

Yakalanan DEAŞ'lı militanların ifadelerinin yer aldığı raporda, örgütün söz konusu bölgelerdeki taşıma şirketlerinden aylık ortalama 3 milyon dolar haraç aldığı, bunun yanında sigara, petrol kaçakçılığı, gıda, silah ve ilaç ürünlerindeki satışlardan da pay aldığı kaydediliyor.

Raporda ayrıca, örgütün Irak'ta değeri 100 milyon doları bulmayan çeşitli yatırım araçlarına sahip olduğu ve bunlardan da aylık yaklaşık 4 milyon dolarlık gelir elde ettiği bilgisi bulunuyor.

Örgütün bu paraları, kaybettiği bölgelere saldırılar düzenlemenin yanı sıra sahadaki militanlar, uyuyan hücreler, hapishanelerdeki örgüt mensupları, sakat kalan militanlar ve onların aileleri için kullandığı ifade ediliyor.

DEAŞ, militanlarının moralini yüksek tutmaya çalışıyor

Irak Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tümgeneral Tahsin Hafaci'ye göre, DEAŞ'ın saldırılarını artırmasındaki amaç, büyük çöküş ve hezimet yaşayan militanların moralini yeniden yüksek tutmaya çalışmaktan ibaret.

Örgütün, Diyala, Kerkük, Salahaddin ve Enbar'ın engebeli kırsal arazilerinde saldırılar düzenlediğini gizlemeyen Hafaci, "Ancak örgüt eskisi gibi ağır çatışmalara girebilecek güçte değil. Bunun yanında mali kaynaklarının yetersizliği ve toplum tarafından dışlanması nedeniyle militan temin etmekte başarısız." dedi.

ABD merkezli Washington Enstitüsünde görevli Irak uzmanı Michael Knight da DEAŞ'ın eskisi gibi kent merkezlerini bir üs olarak kullanamadığına işaret etti.

Knight, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "DEAŞ'ın saldırıları yüzde yüz kırsalda. DEAŞ'ın mevcut ve eski saldırıları arasındaki en önemli fark da Musul ve diğer kent merkezlerini saldırı için bir destek üs olarak kullanamaması." ifadelerini kullandı.

Güçlerin yeniden tanzim edilmesi gerekiyor

DEAŞ'ın en çok saldırı düzenlediği bölgeler arasında ülkenin doğusunda İran sınırına yakın Diyala vilayeti yer alıyor.

Diyalalılar özellikle kırsal kesimlerde ciddi bir güvenlik boşluğu olduğu kanaatinde. Bölge sakinleri köylerde yaşayan sivillerin korunması için güvenlik güçlerinin bölgede yeniden tanzim edilerek konuşladırılmasını talep ediyor.

Diyala'daki Beni Saad ilçesinin önde gelen aşiret mensuplarından Şeyh Cemil es-Sadi, "Diyala'nın doğusu ve kuzeydeki bulunan köylüler, kötü ve zor güvenlik şartlarından oldukça şikayetçi. Onlarca çiftçi DEAŞ'ın saldırı tehdidi nedeniyle topraklarını ve tarım arazilerini terk etmek zorunda kaldı." dedi.

Sadi, Irak merkezi hükümetinden askeri güçlerin yer almadığı ve DEAŞ'ın faal olduğu bölgelere yeniden güç göndermesi çağrısında bulundu.

Irak Savunma Bakanlığı, nisan ayında yaptığı açıklamada, bu yılın ilk dört ayında terör örgütü DEAŞ'ın saldırıları ve diğer şiddet olayları nedeniyle toplam 170 sivil ve güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini bildirmişti.