Avrupa/Londra-TC.Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile değerlendirme toplantısı yaptı Kıbrıs Konferansı için Crans-Montana’da bulunan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile değerlendirme toplantısı yaptı.Ertuğruloğlu ile Çavuşoğlu görüşmesinde Kıbrıs Konferansı kapsamındaki son gelişmeleri değerlendirdi ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Eide ile görüştü. Görüşmeye Müzakereci Özdil Nami, Kıbrıs Türk müzakere heyeti üyeleri ile Eide’nin ekibi de katıldı. Görüşmede Kıbrıs Konferansı’nda iki paralel masada yürütülen çalışmalar değerlendirildi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ayrıca Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı Güvenlik ve Dış İlişkiler Direktörü, aynı zamanda Kıbrıs Konferansı Garantör Birleşik Krallık Delegasyon Başkanı Jonathan Allen ile de görüştü. Görüşmede, Kıbrıs Konferansı’ndaki çalışmaların geldiği aşama ele alınarak süreçle ilgili değerlendirme yapıldı. Görüşmede İngiliz Yüksek Komiseri Matthew Kidd ve KKTC Cenevre Temsilcisi Ayda Soylu da yer aldı.

 

 

Çavuşoğlu: “Ömür boyu bu şekilde müzakere edemeyiz”

 

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs Konferansı’nın nihai bir konferans olduğunu, ömür boyu bu şekilde müzakere edemeyeceklerini belirterek, “Bunun bir sonu var. Olacaksa olur, olmayacaksa müzakerenin boyutu farklı olur. Farklı şey için müzakere ederiz” dedi.

Müzakere sürecini bir çözümle neticelendirmek için geldiklerini ve karşı taraftan da aynı anlayışı görmek istediklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Öyle Türk askeri olmayacak, garanti olmayacak gibi yaklaşımlardan uzaklaşmaları lazım. Daha makul ve kabul edilebilir önerilerle karşımıza çıkmaları lazım” şeklinde konuştu.

Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, Crans-Montana’da Türk basınına yönelik düzenlediği basın toplantısında, konferansın ilk iki gününe ilişkin değerlendirmelerde bulundu, Kıbrıs Konferansı’nın nihai bir konferans olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, Türk tarafıyla birlikte Kıbrıs Türk tarafının da, BM’nin de aynı görüşte olduğunu ve başından beri bunu yinelediğini kaydetti.

Çavuşoğlu, konferansın sadece “Güvenlik ve Garantiler” konferansı olmadığını, her konunun birbiriyle bağlantılı şekilde müzakere edildiğini ve tüm konularda mutabakat sağlanmadan, hiçbir konuda mutabakat sağlanmayacağına vurgu yaptı.

“Güvenlik ve Garantiler” konusundaki tavırlarının net olduğunu, bunu defalarca dile getirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Sıfır asker, sıfır garanti, bizim için toplantıya başlangıç noktası bile değil. Böyle bir şeyi kabul edemeyiz” dedi.

KKTC heyetinin yanı sıra, Türk heyetinin de “Güvenlik ve Garantiler”in Kıbrıs Türk halkı ve Türk halkı için ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu net bir şekilde dile getirdiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Ne düşündüğümüzü, hangi adımların atılması gerektiğini de net bir şekilde söyledik ama bu konuları daha detaylı konuşabilmek gerekiyor” dedi. Çvuşoğlu, Rum tarafının, özellikle ocak ayından bu yana görüşmelerde 4 fasılda açıkta kalan konuları görüşmemek için direndiğini ve hiçbirinde uzlaşılamadığını söyledi.

Çavuşoğlu, bu konuların kapatılması gerektiğini belirterek, Türk tarafının gösterilmesi gereken esnekliği gösterdiğini ancak temel ilke ve anlayışlarından vazgeçmediklerini belirtti.

Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Zaten müzakerelerin çerçevesi belli. 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması ve 12 Ocak 2017 Cenevre Konferansı, şu andaki müzakerelerin aşağı yukarı çerçevesini oluşturuyor. Mülkiyet, Dönüşümlü Başkanlık ve 4 özgürlük dediğimiz Türkiye vatandaşlarının Yunan vatandaşlarıyla eşit muameleye tabi tutulması önemli konular. Eğer bu konferans, nihai konferans olacaksa, bütün bu konularda mutabakata varılması gerekiyor.”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çavuşoğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin “En büyük şans ancak en son şans değil” yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, Eide’nin açıklamalarının doğru bulmadığını ve kendilerini bağlamadığını kaydetti.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Eide’nin kendisi bugüne kadar bize geldiği zaman, adadaki açıklamalarında, konferansın nihai konferans olduğunu söylüyordu. Bundan sonra uzatmanın bir anlamı olmadığını söylüyordu. Ayrıca uzatma stratejisi, Rumların taktiğidir. Rumlar, seçimler var, ayrıca tek taraflı Kıbrıs açıklarında çalışmalar yapmak istiyorlar. Biz bütün bu oyunları ve stratejileri görüyoruz. Dolayısıyla Eide, böyle bir açıklama yaptıysa, doğru bulmuyoruz çünkü bu BM’nin tutumudur. Genel Sekreteri’nin danışmanı farklı tutumlar içinde olmamalı. Bunu kendisine söyledik. Hem Sayın Akıncı, hem de biz, 27 Haziran akşamı kendisine final konferansı olduğunu ve burada sonuca ulaşmamız gerektiğini kendisine söyledik. Tutumumuz nettir. Dolayısıyla Eide’nin bu farklı açıklamaları bizi bağlamaz.”

Ömür boyu bu konuyu bu şekilde müzakere etmeyeceklerini kaydeden Mevlüt Çavuşoğlu, “Bunun bir sonu var. Olacaksa olur, olmayacaksa müzakerenin boyutu farklı olur. Farklı şey için müzakere ederiz. Burada daha henüz olayın başındayız. Odaklanmamız gereken konu, devam eden müzakere sürecini bir çözümle neticelendirmek. Biz bunun için geldik.

Tutumumuzda samimiyiz. Karşı taraftan da aynı anlayışı görmek istiyoruz. Öyle Türk askeri olmayacak, garanti olmayacak gibi yaklaşımlardan uzaklaşmaları lazım. Daha makul ve kabul edilebilir önerilerle karşımıza çıkmaları lazım” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın “Türk tarafı farklı bir öneri yapmadı” yönündeki açıklamasının sorulması üzerine, “Biz başından beri çözümle ilgili ne düşündüğümüzü söylüyoruz. Annan Planı içinde de çözümün parametreleri vardı. Şubat 2014’ten beri devam eden müzakerelerde de vardı” dedi.

Mevlüt Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yunanistan ile Rum tarafının beklentisi, garantiler tamamen kalksın, Türk askeri kalmasın. Bunun dışındaki her görüş onlar için değişik bir görüş değildir. Bunun bir hayal olduğunu anlamaları ve bu rüyadan uyanmaları lazım. Bu hayalden vazgeçmeleri lazım. Akıncı ve Kıbrıs Türk siyasi parti temsilcileri, garantilerin ne kadar önemli olduğunu vurguladılar. Bu nedenle Kocias’ın görüşleri bizi bağlamaz. Düşünceleri varsa bir sonraki oturumlarda, kabul edilebilir fikirlerini bizimle paylaşsınlar.”