Kerkük, Irak, köken olarak bir Türkmen şehridir fakat seksenlerde Saddam’ın Araplaştırma kampanyası ve 2003 sonrası Kürtleştirme kampanyası şehrin demografisini tanınamaz halde değiştirmiştir.Şimdi ise, birinin diğerine hâkimiyet kuramadığı bu şehirde karmaşık bir durum söz konusudur. Üç topluluğun eşit ortaklığı (Türkmenler, Araplar, Kürtler) tablodaki en iyi çözüm şeklidir.

Kerkük şehri Irak’ın bir parçasıdır ve Bağdat’tan yönetilmektedir. Fakat Kürtler ve onların valisi Najmaldin Kareem, sanki Kerkük, Kürdistan özerk bölgesinin bir parçasıymış gibi davranıyor. Merkezi hükümetin vetosuna rağmen, Kürt bayrağını tüm devlet dairelerinde yükseltti ve şimdi de 25 Eylül’de ki Kürdistan Bağımsızlık Referandumuna Kerkük şehrinin de katılmasını istiyor. Irak Anayasasına göre yukarıda geçen tüm bu eylemler illegaldir ve Kürt bölgesi dışındaki Iraktaki diğer illerden Kürt vilayetinin bağımsızlık referandumuna katılmasını istemek illegaldir ve ısrarı bir iç savaşa neden olacaktır.

Tıpkı Birleşik Krallık ’ta İsveç,  Kanada’da Quebec, İspanya’da Katalonya, hatta Sudan’da Güney Sudan gibi bağımsızlık referandumlarını uygulayan ve bu şehirlerin coğrafyaları içinde meydana gelen ve etnik kökenlerini idari sınırları dışında bırakmayan benzer özerk bölge örnekleri vardır.

Şu anda, Kerkük'teki kamu çalışanların referanduma katılımlarının kaydolmaları zorunlu kılınmıştır. Kerkük sokaklarında dolaşan bölge sakinlerini referanduma kayıt olmaları ya da kenti kalıcı olarak terk etmeleri için tehdit eden Kürt çeteleri var.

Avrupa Türkmenleri Birliği Cemiyeti Başkanı olarak, Uluslararası Adalet Divanı'ndan, Vali Najmaldin'in kışkırtıcı eylemleriyle devam etmesi durumunda Kerkük'te dökülecek olan kanın durdurulması hususunda yardım etmesini talep ediyorum.

Saygılarımla,

Sundus Saqi

Avrupa Irak Türkmen'leri Platformu