Avrupa Ajansı (AVA) Londra- Akıncı, Crans-Montana’da 28 Haziran’da başlayan ve 7 Temmuz 2017 tarihinde sonuçsuz kaldığı açıklanan Kıbrıs Konferansı’nı, İsviçre’den ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısıyla değerlendirdi.50 yıllık Kıbrıs sorununun son 2 yılında müzakere heyetiyle birlikte süreci yürüttüğüne işaret eden Akıncı, yaşanan süreçlere değindi ve “5’li konferansın toplanmasının en büyük mimarı Kıbrıs Türk tarafıdır. Eğer izim bu konuda istikrarlı ve inatçı çabalarımız olmasa inanın bu süreç buralara gelemezdi, gelemeyecekti” dedi.İki tarafın da kazanacağı bir ortam yaratmanın mümkün olduğunu, o noktaya çok yaklaştıklarını belirten Akıncı, “Ancak iki tarafın da kaybettiği bir noktada bu iş maalesef olumsuz sonuçlandı” diye konuştu.Objektif durum değerlendirmesi yapmak istediğini ifade eden Akıncı, bütün çalışmalarını eşitlik, güvenlik özgürlük içinde yaşanacak iki kesimli federal bir yapıyı kurmak için sürdürdüklerini vurguladı ve şöyle konuştu:“Bu niteliklerin olmayacağı bir yapıyı da elbette içimize sindiremezdik ve halkımıza bunu önermezdik. Geçen hafta Cuma günü BM Genel Sekreteri Sayın Guterres geldi. Ondan önce 4 Haziran’da New York’ta vardığımız bir mutabakat vardı. Burada da yaptığımız temaslar çerçevesinde ortaya bazı başlıklar koydu. Bunlar toprak, siyasi eşitlik, mülkiyet, Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit muamele, güvenlik ve garantilerle ilgiliydi. Bunları kendisi koydu. Tabi ki bu süreç içinde çalışmaların getirdiği bir nokta olarak… Ve dedi ki ‘eğer bunlarda bazı adımlar atılırsa, bu adımların karşılıklı olarak atılması kaydıyla bir sonuca varmak mümkün olacak’tı.Bizim için, örneğin Rumlar açısından önemli addedilen bir yerin adını koymayarak ama ne olduğunun anlaşıldığı bir çerçevede Kıbrıslı Türklerin öngördüğü haritada bir düzenleme yapmak suretiyle o konuda Rumların beklentilerinin karşılanabileceğine inandığını ortaya koydu ve bizden bunu talep etti.Siyasi eşitlikte dönüşümlü başkanlığın Rumlar tarafından kabul edilmesi ve kararlara etkin katılımın artık sorun olmaktan çıkarılmasının gerektiğini söyledi.Mülkiyetle ilgili iki farklı rejimin uygulanmasının doğru olacağını, kuzeydeki Kıbrıs Türk kurucu devletinde kalacak mülklerde kullanıcıların gözetilmesi; toprak düzenlemesine tabi olacak ve güney Rum devletinin idaresine bırakılacak alanlarda da daha önceki mal sahiplerinin gözetilmesinin doğru bir yaklaşım olacağını değerlendirdi ve bu konuda iki tarafın birbirine yaklaşmasını önerdi.Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit muamelenin çözüme kavuşturulmasının doğru olacağını da bu paketin bir parçası olarak değerlendirilmesini Sayın Guterres önerdi. Adil bir muamele olursa bunun için de çıkış yolları bulunabileceğini öngördü.