İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, "Türk dünyası ve Türkiye Cumhuriyeti olarak üstün olduğumuz en önemli özelliğimiz; gönül dünyamızda istismar etmeyen, sömürmek istemeyen, paylaşıma açık ve tamamen huzur ve refahın sağlanması üzerine kurgulanmış bir dünya tasavvuru çerçevesinde bakıyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen ve Türk diasporasının önemli isimlerini bir araya getiren Dünya Türk İş Konseyi 10. Kurultayı, Haliç Kongre Merkezi'nde devam ediyor.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından organizasyonu, Ticaret Bakanlığınca da koordinasyonu gerçekleştirilen etkinlik kapsamında, "Yumuşak Gücümüz: Türk Diasporası" başlıklı panel gerçekleştirildi.

Panelde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, "Türk dünyası ve Türkiye Cumhuriyeti olarak üstün olduğumuz en önemli özelliğimiz; gönül dünyamızda istismar etmeyen, sömürmek istemeyen, paylaşıma açık ve tamamen huzur ve refahın sağlanması üzerine kurgulanmış bir dünya tasavvuru çerçevesinden bakıyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin yumuşak gücü doğru şekilde kullanmaya çalışmasına rağmen dünyada bunu ters amaçlı, farklı yöntemlerle kullanmaya çalışan pek çok ülke olduğunu aktaran Çam," Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası, soğuk savaş döneminde pek çok devlet, mazlum halk bu zorlukları yaşan insanlar bu sistemin içerisinde bir bakıma enstrüman, oyuncak olarak kullanılmaya çalışıldı." şeklinde konuştu.

- "Diasporamızı göstermek istiyorsak kendimizi iyi yetiştireceğiz"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da 50 binden fazla vatandaşın hayatını kaybettiği 6 Şubat'ta yaşanan depremlerin ardından hemen yardım elini uzatan ülkelerin Türk dünyasından ve komşu ülkelerden olduğunu söyledi.

Kılıç, "Diasporamızı ve yumuşak gücümüzü göstermek istiyorsak kendimizi iyi yetiştireceğiz, kültürümüz ve benliğimiz ile barışık olacağız. Bunu açığa vurmaktan da çekinmeyeceğiz ama şunu da bileceğiz ki bir de gerçekler var." dedi.

- "Kültürel diasporadan ticari diasporaya dönmeliyiz"

DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Erdem Erkul ise yaklaşık bir yıl önce bu konseyi kurduklarını ancak çok hızlı ilerlediklerini belirterek, şu anda DEİK'in en yüksek üyeye sahip konseyi olduklarını söyledi.

Türkiye'nin küresel ticarette başarılı olması için ticari diasporayı nasıl kullanacağına kafa yorması gerektiğine işaret eden Erkul, "Fortune 500'e daha fazla marka sokmalıyız ve bu listedeki şirket ve marka sayımızı artırmalıyız. En güçlü markalarımız Fortune 500 değerinde değiller." diye konuştu.

Erkul, yapay zeka, 5G, bulut teknolojileri gibi konularda başarılı olabilmek için en önemli etkenin ekosistem olduğunu kaydederek, bunu sağlayabilmek için DEİK bünyesinde kurdukları ekosistem ile ilgili bilgiler verdi.

Erdem Erkul, "Öncelik vermemiz gereken konu, hem kurumsal hem devletsel hem de sivil toplum anlamında marka bilinirliğini oluşturmamız gerekiyor. Yurt dışına yönelik bir kanal bulup ihracat yaparak büyümemiz gerekiyor. Bunu da diasporayla yapabiliriz. Kültürel diasporadan ticari diasporaya dönmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Teknoloji şirketlerinin yurt dışında işlerini daha çok tanıtmaları gerektiğini vurgulayan Erkul, gerekirse işbirliği yaparak ortak teklifler verilebileceğini bildirdi.

Erkul, Türkiye'nin şirketlere sunduğu çok önemli teşvikler olduğunu ancak birçok firmanın bunların farkında olmadığını belirterek, bu konuda bilgi edinmeleri ve teşviklerden yararlanmaları noktasında işletmelere çağrıda bulundu.

- "Türkiye'nin geleceğini çok iyi görüyorum"

Crytek Üst Yöneticisi (CEO) Avni Yerli de Türkiye'nin başarılı olması için gereken hususlara işaret ederek, inovasyon kültürünün geliştirilmesi ve öğrencilerin girişimciliğe yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Yerli, "Girişimcilerin yatırım yapması için onlara destek vermemiz ve mentörlük yapmamız gerekiyor. Aslında çok güzel girişimler var. Ancak onlara mentörlük yaparak onları yönlendirmeliyiz. İnovasyon kültürünü herkesin taşıması gerekiyor." diye konuştu.

Son 5 yıldır Türkiye'de kendisinin de bazı girişimleri desteklediğini ve mentörlük yaptığını dile getiren Yerli, "Türkiye'nin geleceğini çok iyi görüyorum. Yetişmiş insan kaynağını Türkiye'de tutmamız için gerekli ekosistemi oluşturmamız gerekiyor." açıklamasında bulundu.

- "Telekomünikasyon teknolojisi ve altyapısı gelecek dönem için olmazsa olmaz bir temel taşı"

Vodafone Avrupa Bölge Üst Yöneticisi (CEO) ve Vodafone Grubu Dünya İcra Kurulu Üyesi Serpil Timuray ise telekomünikasyon teknolojisinin ve altyapısının gelecek dönem için olmazsa olmaz bir temel taşı olduğuna dikkati çekerek, bu konuda gerek Türkiye’nin gerekse Avrupa Birliği’nin iddialı bir vizyon ortaya koyduğunu dile getirdi.

Bugüne kadar telekomünikasyon sektörünün sağladığı katma değere değinen Timuray, "GSMA mobil ekonomi raporunda 2022 yılında telekomünikasyon sektörünün toplam küresel yarattığı katma değerin 5 trilyon dolar civarında olduğu hesaplandı. 2030 yılında da bu katma değerin 6 trilyon dolar civarına çıkması bekleniyor. OECD raporlarında özellikle geniş bant erişimindeki her yüzde 10'luk artışın gayrisafi yurt dışı hasılaya yüzde 1,5’lik ivme katacağı hesaplanıyor." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye 2030 Dijital Vizyonu gerçekten çok önemli bir vizyon"

Türkiye'nin özellikle dijitalleşmesinde telekomünikasyon altyapısının stratejik planına dair önemli bir rapor hazırladıklarını ve tespitler yaptıklarını aktaran Timuray, şunları kaydetti:

"Öncelikle 5G teknolojilerinin önümüzdeki dönemde lisansların verilmesinden sonra ilk 5 yıllık süreçte gayrisafi yurt dışı hasılaya 21 milyar lira ilave katma değer sağlayacağı ve toplamda 15 yıl içerisinde yaklaşık 1 trilyon lirayı aşan bir gelir artışını teşvik edeceğini, ortam sağlayacağını hesaplıyoruz. Tabii bunun için de bir 5G yol haritasına ihtiyacımız var. Dijital Türkiye 2030 Dijital Vizyonu gerçekten çok önemli bir vizyon ve çok zamanında bir vizyon. Aynı zamanda Avrupa Birliği de 2030 için bir dijital vizyon ortaya koydu."

Serpil Timuray ayrıca Türkiye’deki KOBİ'lerin dijitalleşme oranının yüzde 4, büyük şirketlerde ise yüzde 25'ler seviyesinde olduğunu belirterek, KOBİ'lerin dijitalleşme anlamında ciddi bir sıçrama yapması gerektiğini sözlerine ekledi.