Savaş devletlerarası ilişkilerde tüm diplomatik yollar tüketildiğinde nihai sorun çözme yöntemi olarak görülür. Yani savaş, siyasal süreçten farklı ve bağımsız bir olgu değildir. Devletlerin uluslararası ortamda belirlediği hedeflerine ulaşmak için elinde tuttuğu ve en son olarak kullanacağı politik bir araçtır. Kısaca söylemek gerekirse, savaş politikanın devamıdır.

 

Prusyalı general ve entelektüel Carl von Clausewitz ( 1780-1831 )  “Savaş Üzerine” adlı eserinde “Savaş siyasetin başka araçlarla ( şiddet )” devamıdır derken bu gerçekliğin altını daha 18. Yüzyılda çizmektedir.

 

Soğuk Savaş’ın ( 1947-1991 ) bitmesi ile arkasından gelen yeni dönemle birlikte savaş ve barış kavramlarına, savaşla siyasetin iç içliğine ilişkin bazı değişiklikler gelmiştir. 

 

Savaşın maliyeti yüksek  

 

Dördüncü Nesil Savaş ( Forth Generation Warfare ) olarak adlandırılan bu yeni doktrin Amerikalılar tarafından 1990’lı yılların başında ortaya atılmıştır. Bu doktrine göre savaş ile siyaset, asker ile sivil, barış ile çatışma, cephe ile emniyetli bölge, dost ile düşman kavramları arasındaki hatlar bulanık ve belirsizdir. Bu savaşta devlete bağlı olmayan aktörler yaygın biçimde kullanılır. Terörizm ve asimetrik savaş bu doktrininin kullandığı enstrümanlardan olup, onların çok ötesinde ve daha geniş kapsamlıdır.

 

Böyle bir savaş türüne ihtiyaç duyulmasının en önemli nedeni konvansiyonel ( Geleneksel ) güçlerle ve askeri birliklerle yapılan savaşın ve işgallerin maliyetinin çok yüksek olmasıdır.

 

Dördüncü Nesil savaşların en önemli özellikleri;

 

1.Karmaşık olması, tek bir merkezden yönetiliyor olmaması ve hedeflerine ulaşmayı uzun zaman dilimi içinde planlıyor olmasıdır.

 

Hedef kalpler ve zihinler

 

2. Psikolojik harekat yaygın olarak kullanılır. Bu savaşta hedef kalpler ve zihinlerdir. Karşı tarafın savaşa devam azim iradesi bu yolla yıkılmaya çalışılır. Zihin kontrolü, beyin yıkama, düşünce kontrolü ve zorlayıcı ikna, yöntemlerden bazılarıdır. Bu yöntemler küresel ve ele geçirilen medyada yoğun olarak ele alınır.

 

3. Hukuk bu savaşta bir operasyon silahı olarak kullanılır.

 

4. Bu savaşın ekonomik, politik, sosyal ve askeri cepheleri vardır.

 

5. Sivil Toplu Kuruluşları (Non-Governmental Organizations ) bu savaşın olmaz ise olmazları olan balistik füze bataryalarıdır.

 

6. Bu savaş tek merkezden idare edilmez, ateş ve manevra gücü savaşın esas unsuru olmaktan çıkmıştır.

 

Türkiye merkezde!

 

Bugün ülkemizin de bulunduğu Büyük Ortadoğu coğrafyasında planlanan emperyalist hedeflere ulaşmak için Dördüncü Nesil Savaş yapılmaktadır. Aralık 2013 itibarıyla Türkiye, Suriye, Irak ve İran bu savaşın merkezindedir. 

 

Suriye’de savaş tüm hızı ile sürmektedir. 22 Ocak’ta Suriye için Cenevre II görüşmelerinin yapılacak olması bu ülkeye yönelik hedeflerden vazgeçildiği anlamına gelmemektedir.

 

Bu savaşta devletlere bağlı olmayan Özgür Suriye Ordusu, Cihatçılar, El Kaide, El Nusra, PKK, PYD, Blackwater gibi örgütlerin stratejik ve taktik hedeflere yönelik olarak kullanıldığını, bazen engellendiğini ve bazen de ihtiyata alınarak geriye çekildiğini kolayca gözlemleyebilirsiniz.

 

Hukuk bu savaşta kullanılan bir silahtır. Suriye’ye ve İran’a karşı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen ve uygulanan siyasi ve ekonomik yaptırımlar bu silahın uluslararası hukuk bölümünü, Ergenekon ve Balyoz gibi hukuk davaları da Türkiye’ye karşı uygulanan savaşın ulusal hukuk bölümünü teşkil eder.

 

Ateş altına alınacak hedefler

 

“ Camilerimizi bombalayacaklardı, kendi uçağımızı düşüreceklerdik “ söylemleri ve Türk silahlı Kuvvetleri’ne yönelik itibarsızlaştırma operasyonları Türkiye’ye karşı sürdürülen savaşın kalplere ve zihinlere yönelik psikolojik harekat bölümünü oluşturuyordu.

 

Bölgemize ve ülkemize yönelik olarak halen sürdürülen Dördüncü Nesil Savaşın ateş altına alınması ve imha etmesi gerekli olan hedefleri; Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisi, Türk üst kimliği, tekil yapı ve laikliktir.

 

Şimdi ülkemizde bulunan kurumları, sivil toplum kuruluşlarını, hükümeti, siyasetçileri, aydınları, bilim insanlarını değerlendirin ve hangi cephede savaşa devam ettiklerini anlamaya çalışın. Takdir sizlerin!

 

Saygılar sunarım.