Her gün ve neredeyse her saat yeni bir kaset sürprizi ile irkiliyoruz. İnanılacak gibi değil! Namus, şeref, haysiyet ve onur gibi kavramlar adeta ayaklar altına alınmış durumda. Belli ki, Erdoğan’ın müttefikleri yani onu iktidara getirenler ve destekleyenler, zamanı gelince ipini çekebilmek için de onun arşivini tutmuşlar ve suç dosyasını oluşturmuşlar.

 

Sifon çekilmiş ve Erdoğan delikten aşağıya doğru dönerek akmaktadır. Bu gidişi tersine çevirebilmek artık imkansızdır. Erdoğan karakteri icabı vuruşmadan ve savaşmadan gitmesi de zordur. Yerinde bir başkası olsaydı şimdiye kadar çoktan çözülmüştü.

 

Sanırım merak etiğiniz konu sifonu kimin çektiğidir. Sifonu çektiren belirleyici irade ABD, destekleyici ve tamamlayıcı iradeler ise İsrail ve AB’dir. Bu operasyonun tetikçiliğini ise CIA ve F Tipi Örgüt yapmaktadır.

 

Eski memurları ve taşeronları

 

Deliğe süpürme operasyonu Erdoğan-Cemaat kavgası olarak takdim edilmekte, halk hırsızlık ve yolsuzluk üzerinden yönlendirilmeye çalışılmaktadır. 

 

Bugün kavga eden Erdoğan’da, Gülen’de ABD’nin eski memurları ve taşeronlarıdır. Erdoğan’ı keşfeden, parti kurduran, destekleyen ve iktidara getiren ABD’dir. 1999’dan beri 15 yıldır CIA gözetiminde Pensilvanyan’da yaşayan Gülen, dershaneleri, camileri, mescitleri, mali imkanları vasıtası ile yalnız Türkiye’de değil aynı zamanda Asya, Avrupa ve Afrika’da da çok önemli emperyal bir enstrümandır. Gülen okullarının 18. ve 19. Yüzyılın Hıristiyan misyoner okullarından farkı yoktur. Nihai amaç aynıdır, sadece geçmişte alınan dersler paralelinde yöntemi değişmiştir.

 

Yanıtlarını merak edeceğinizi umduğum diğer önemli sorular ABD niçin Erdoğan’ın ipini çekti ve buna tam olarak ne zaman karar verdi?

 

Yıprandı ve yüzü eskidi 

 

AKP’nin 2011’de üçüncü defa hem de oylarını arttırarak kazanmasından sonra Erdoğan artık daha bağımsız hareket etmeye, kontrol edilemez olmaya ve iktidarını kimseyle paylaşmak istememeye başladı. Daha da önemlisi Erdoğan önüne konan ve Türkiye’nin intiharı olan emperyal projelerle çok yıprandı ve yüzü eskidi. Hala Erdoğan ile bu projelerin devamını zorlamak bugüne kadar sağlanan kazanımları tehlikeye attırır ve zaten yükselmekte olan Amerikan karşıtı eğilimlerin kontrol edilemez boyutlara ulaşmasına neden olabilir.

 

Düğmeye basılmaya Haziran 2013’de Gezi olayları sonrasında başlayan ve gelişen halk hareketi sonucunda karar verildi. Bu halk hareketini farklı farklı yorumlayanlar oldu. Hatta bunu Soros’un renkli devrimler girişimine benzetenler de oldu!

 

Esasında bu halk hareketi Erdoğan liderliğinde AKP’nin ülkemizin çıkarına olmayan, emperyalizme taşeronluk eden ve bize kan kin ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen 11 yıllık icraata karşı bir birikimin sonucunda toplumun kolektif bilincinin patlaması ve dışavurumuydu. Ama sonrasında bu halk hareketini itibarsızlaştırmak ve sönümlendirmek için manipülasyon yapıldı.

 

Canınızı, malınızı, ırzınızı koruyun

 

Dün aynı kaba yapan ama bugün savaşan her iki tarafın ortak özelliği din satmalarıdır. Ortaya saçılan kepazelikleri görüyorsunuz, saç saça ve baş başa kavgalarını izliyorsunuz, bu nasıl Müslümanlıktır, bu nasıl dindir! Bir kere daha görüyoruz ki, din siyaset, din ticaret olursa oradan ancak ve ancak ahlaksızlık çıkar. Eğer birisi veya birileri size veya bulunduğunuz topluma din satarak yaklaşırsa tetikte bulunun ve ondan veya onlardan canınızı, malınızı, namusunuzu ve ırzınızı koruyun!

 

Erdoğan’ı deliğe süpürmeye karar veren yerine kimi koyacağına karar vermiş olması lazım. Bu gitsin de kim gelirse gelsin denmez, denemez. Çünkü emperyal projelerde epeyce mesafe kat edilmiş ve terminal safhasına gelinmiştir.

 

Eğer Erdoğan beklendiğinden de güçlü ve dayanıklı çıkar ve deliğe süpürülmesi çok uzarsa F Tipi Örgüt ( Gladio ) bundan zarar görür ve bu istenmez. O zaman askeri müdahaleye da hazırlıklı olun!

 

Bugün saat 1400’de “ Ermeni Meselesi, AİHM Kararı ve Gerçekler “ konulu panel için araştırmacı yazar Şükrü Server Aya ve Milli Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural ile beraber Akatlar Kültür Merkezi’nde yarın yine aynı yerde bu sefer 1300’de “ Kabul Edilişinin 90. Yılında Devrim Yaslarımızı Kim Çaldı? “ konulu panel için Prof. Dr. Necla Arat, Devlet E. Bakanı Av. Önay Alpago, CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Prof. Dr. Zekeriya Beyaz ve Doç. Dr. Firdevs Gümüşoğlu ile beraber olacağım.

 

Saygılar sunarım